Dolar

34,8934

Euro

36,7717

Altın

3.006,65

Bist

10.058,63

Hasan Saltık: Dersim katliamını CHP yapı

Tuncelili olan ünlü müzisyen Hasan Saltık, Dersim katliamının her aşamasında CHP'nin olduğunu belgeleriyle ispat ettiklerini söyledi.

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-11-17 08:38:13

Hasan Saltık: Dersim katliamını CHP yapı

“Dersim Ağıtları” isimli bir müzik albümünün hazırlık aşamasında Seyit Rıza’nın dramı ve Dersim katliamının boyutlarına şahit olan Hasan Saltık yıllardır Cumhuriyet tarihinin en acı dönemini araştırıyor. Hasan Saltık, Seyit Rıza’nın 77. ölüm yıldönümünde Dersim’i ve Alevilik meselesini Sabah'tan İsa Tatlıcan'a anlattı.

Hasan Saltık Tunceli kökenli bir memur çocuğu. Annesi Zaza babasının kökeni ise Alevi Sarı Saltuklar aşiretine dayanıyor. Sanatçı Rahmi Saltuk'un kuzeni olan Hasan Saltık, 1992 yılında kurduğu Kalan Müzik çatısı altında etnik müzik alanında önemli çalışmalara imzasını atıyor.

Hasan Saltık'ın yapımcılık dışında önemli bir özelliği daha var. Yıllardır Seyit Rıza'nın idamı ve Dersim katliamı üzerinde çalışan, bu konuda binlerce belgeye ve görgü şahidine ulaşan Hasan Saltık ile idamının 77. Yıldönümünde Seyit Rıza'yı, Dersim'i ve Alevi sorununun çözümününe dair önemli açıklamalarda bulundu.

İNSANLAR KORKUDAN BELGELERİ İMHA ETTİLER

-Seyit Rıza ve Dersim katliamını yıllardır araştırıyorsunuz. Nedir sizi bu konuda araştırmaya iten? Ben bu sorunun cevabını biliyorum ama yine de sorayım. Sünni olsaydınız yine bu konu ile ilgilenir miydiniz?


Elbette ilgilenirdim. Yezidilerle ilgili ilk çalışmayı yapan biriyim. Ermenilerin, Lazların, Pontusların, Süryanilerin de müziklerini araştırdım. 1938 Dersim ağıtlarını araştırırken bu meselenin içinde buldum kendimi. Bu katliamla ilgili görsel toplamaya başladım. O operasyona katılanları buldum, çocukları ve torunları ile konuştum. Bazıları korktular belgeleri imha ettiler. Ulaşamadığım çok belge oldu. Erdoğan'ın ve Davutoğlu'nun açıklamalarından sonra artık eski korku ortamı ortadan kalktı.

ASKERE GİTMEDİKLERİ, VERGİ VERMEDİKLERİ YALANDI

-1937-1938 yıllarında Dersim'de ne yaşandı?

Osmanlı müfettişlik raporlarına ve Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki belgelere bakıldığında Dersim bölgesinde yaşayan insanların asker vermedikleri, vergi ödemediklerinin külliyen yalan olduğunu anlıyoruz. Ama oranın kendine has bir özelliği var. Çok dağlık bir bölge. Ne Osmanlı ne de Cumhuriyet oraya ciddi bir yatırımda bulunmamış. Mezhepsel olarak da Alevi bölgesi olduğundan dolayı yatırımların değil müfettişlerin uğrak yeri olmuş.

1938 TÜRKİYE'SİNDE CHP DEVLET DEMEKTİ

-Peki bugün çok tartışılıyor. CHP bu tartışmaların neresinde?


Türkiye Cumhuriyeti ilk kurulduğunda bir Alevi şehrine tahammülü yok. Geçmişten bu yana Dersim'i potansiyel bir tehdit olarak gören CHP yönetimi bu bölgeyi dağıtmak istiyor. 4. Dersim müfettiş raporları hem Meclis'e hem de CHP'ye gönderiliyor. CHP demek zaten o dönemde devlet demek. Başka bir parti yok çünkü. 1933 raporundan sonra Dersim'in adı Tunceli oluyor ve hareket başlıyor.

TESLİM OLMAYA GELİRKEN SEYİT RIZA'YI TUTUKLUYORLAR

-15 Kasım Seyit Rıza'nın asılmasının 77. yıldönümüydü. Seyit Rıza'yı darağacına götüren süreç nasıl başlıyor?


1935'te silahla7 köy köy toplanıyor. Bütün köyler aranıyor. 3794 tane silah toplanıyor. Seyit Rıza eşkıya deniliyor. 1915'teki Rus işgali sırasında Harput'a geçmek isteyen Ruslara karşı Seyit Rıza ve adamları direniş gösteriyor. Eşkıya denilen adam Rus işgalcilerin Harput'a girişini önlüyor. Hakkında yakalama kararı olduğu için teslim olmak ve ifade vermek için Elazığ'a gidiyor. Köprüde askerler tarafından gözaltına alınıp mahkemeye götürülüyor.

ARAÇ FARLARI IŞIKLARINDA İDAM GERÇEKLEŞİYOR

-Seyit Rıza'nın mahkeme sürecinde neler yaşanıyor?


Hızlı bir mahkeme süreci başlıyor. 4. Müfettişlik Meclis'e sormaya gerek duymadan mahkemenin idam kararını uygulamaya karar veriyor. Meclise onaylatmıyor ama her aşamasında CHP'nin haberi var. Acilen oğlu ve birkaç arkadaşı ile birlikte Buğday Meydanı'nda askeri araçların far ışıklarında oğlu ile beraber 15 Kasım 1937'de idam ediliyor. Seyit Rıza'nın "Evlad-ı Kerbelayız, günahsızız, ayıptır, günahtır" şeklinde başlayan savunmasını da işte o uyduruk mahkemede yapıyor.

-İdamlara itiraz eden çıkmıyor mu?

İlk olarak oğlunu asıyorlar. Seyit Rıza'nın yaşı daha küçük, oğlu da daha büyük gösterilerek idam gerçekleştiriliyor. Savcının biri itiraz ediyor. Atatürk'ün bir gün sonra Elazığ'a gelme ihtimali var. Şehirde olağanüstü bir durum var. Kimse sesini çıkaramıyor.

13 BİN KİŞİ KATLEDİLİYOR

-Dersim katliamı Seyit Rıza'nın asılmasından hemen sonra mı başlıyor?


13 bin kişinin öldürüldüğü büyük Dersim katliamı Seyit Rıza'nın asılmasından 8 ay sonra başlıyor. Bu katliamın neden gerçekleştirildiğini anlayabilmiş değilim. Zaten o dönemde her köylüde bulunan silahların hepsi toplanmış. Eşkıya denilen Seyit Rıza idam edilmiş. Hiçbir gerginlik yok. Bu katliam neden yapıldı? Basit birkaç adli olay üzerinden bir halkı neden katlediyorsunuz? Katliam başlıyor hiçbir direniş yok. Rahatça köylere giriliyor.

DERSİM NÜFUSUNUN YARISI YOKEDİLİYOR

-Dersim katliamının sonrasında geriye nasıl bir şehir kaldı?


O kadar çok öldürme olayı yaşanıyor ki artık can sıkıntısından öldürmeler oluyor. Yoldan geçenlere nişan alıp öldürüyorlar. Dersim'in nüfusunun %20'si katlediliyor. Bir o kadar da sürgüne gönderiliyor. Bir de öldürülenlerin çocukları var. Bunlar da evlatlık olarak veriliyor. Bence devlet bunları açıklamalı. Bunların yanında 2 bin civarında kayıp var. Dersim nüfusunun yarısı yokediliyor. Kesin rakamlar Genelkurmay belgelerinde. Ama onlar belgeleri nedense bir türlü açmıyor.

KİMYASAL GAZ KULLANILDIĞINI DEVLET KABUL ETTİ

-Kimyasal gaz kullanıldı mı bu saldırılarda?


Biz değil dönemin siyasetçisi İhsan Sabri Çağlayangil anlatıyor. Mağaralara sığınmış insanlara kimyasal gaz atıldığını anlatıyor. Daha sonra Dersim'de kullanılan gazların başka bölgelerde kullanılmaması için dönemin Cumhurbaşkanı Atatürk'e rapor sunuluyor.

-Sizin ailenizden öldürülen oldu mu?

Benim annem de 1937'de annesinin karnında. Askerin bir tanesi nineme "şuradan aşağı kaç" diyor. Ninem birkaç yıl önce hayatını kaybetmeden önce hepsini anlattı. Bizim aileden de kaçamayanlar oluyor. 13 kişi ölüyor bu saldırılarda.

SABİHA GÖKÇEN DERSİM'İ BOMBALADI

-Sabiha Gökçen Dersim katliamında görev aldı mı?


Sabiha Gökçen de bombardımana katılıyor. "Ben onları insan değil keçi zannediyordum" diyerek gururla anlatıyor. Kendi anılarında Dersim'i nasıl bombaladığını uzun uzun anlatıyor. Bunların hepsi belgeli fotoğraflı...

“Dersim Ağıtları” isimli bir müzik albümünün hazırlık aşamasında Seyit Rıza’nın dramı ve Dersim katliamının boyutlarına şahit olan Hasan Saltık yıllardır Cumhuriyet tarihinin en acı dönemini araştırıyor. Hasan Saltık ile Seyit Rıza’nın 77. ölüm yıldönümünde Dersim’i ve Alevilik meselesini konuştuk.

İSMET İNÖNÜ OPERASYONUN BAŞINDAKİ KİŞİDİR

-Başbakan ve CHP lideri İsmet İnönü bu katliamdan bilgi sahibi mi?


İnönü tamamen bu operasyonun başındaki kişidir. 1933 raporlarına bakarsanız CHP'nin ve İnönü'nün belirleyici olduğunu görürsünüz. Alevi kesimi bu işe inanmak istemiyor. Seyit Rıza asılmadan önce o bölgedeydi ve bir gün sonra Elazığ'a geldi. Bilgisi olmadığını asla düşünmüyorum.

ERDOĞAN VE DAVUTOĞLU'NU ALKIŞLAMAK GEREKİR

-75 yıldır Dersim katliamı hiç konuşulmadı. 2011 yılında Erdoğan'ın özrü, 2014 yılında Davutoğlu'nun cesur açıklamaları tartışmayı başka bir noktaya getirdi. Peki Dersim katliamının sorumlusu dediğiniz CHP neden bir adım atmıyor?


Devletin kibirli bir yapısı vardı yıllardır. CHP AK Partililer kadar bu cesareti gösteremedi. AK Parti muhafazakar bir parti olmasına rağmen bu konuda cesur bir politika izliyor. "Dersim modern Kerbela'dır" diyen Başbakan Davutoğlu'nun açıklamalarını alkışlamak gerekir. Şimdiye kadar hiçbir politikacı bunu söylemeye cesaret edemedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da 2011'de yaptığı Dersim'den özür açıklaması çok ileri bir açıklamadır.

-Peki CHP'den bir özeleştiri beklemek hakkımız değil mi?

CHP bence sorumluluğunu kabul etmeli. Çünkü o dönemde CHP devletin kendisi. Kendi arşivlerine bakarsa katliamın izlerini bulacaktır. Özür dileseydi daha güçlü çıkardı bu tartışmadan. Özür dilemek acizlik değil güç göstergesidir.

AK PARTİ ALEVİLERİN GÜVENİNİ KAZANABİLİR

-Dersim kökenli Kemal Kılıçdaroğlu katliamda CHP'nin izlerinden haberdar olmaması mümkün mü?


Ben CHP'nin yönetilemediğini düşünüyorum. CHP yönetilmiyor, idare ediliyor. Dersimli Kılıçdaroğlu'nun bu olayları bilmemesine imkan var mı? Atatürk yeniden hayata gelse ve CHP'nin başına geçse belki o da yönetemeyecek bu partiyi. Onun için halktan kaptı, Ankara partisi haline geldi.

-Peki Aleviler neden ısrarla Cumhuriyet tarihi boyunca CHP ile birlikte hareket ediyor?

Kendi celladına aşık olmak olarak görülebilir bu. Diğer taraftan Alevi toplumunda bir Hz. Ali bir de Atatürk fotoğrafı vardır. Aleviler bence tarihle yüzleşip kendini buna göre değerlendirmeli. "Dersim modern Kerbela'dır" açıklaması çok önemlidir. Bu oy verip vermeme meselesi değil. Bütün Alevi örgütleri geçmişi yeniden gözden geçirmeli bence. Tabi bir de Sivas, Maraş, Çorum katliamlarının yarattığı travma henüz atlatılabilmiş değil. Alevi toplumu hala tedirgin. Bence bu mesafe kapanabilir. Güven ortamı yeniden oluşabilir.

DERSİM'E 1938 MÜZESİ YAPILMALI

AK PARTİ ALEVİLERE ÖZGÜRLÜK VERMEKTEN KORKMAMALI

-Peki ne yapılması gerekir. Ne yapılırsa Alevi meselesi kökünden çözülmüş olur?


Cem evlerine bir statü verilirse bence müthiş bir gelişme olur. Bence büyük bir rahatlama olur. Gereksiz yasaklar yüzünden bu sorun derinleşiyor. Kürtçe yasağı gibi, başörtüsü yasağı gibi bir mesele bu. Serbest bırakıldı da ne oldu? Kürt devleti mi kuruldu şeriat mı geldi? Alevilik meselesinde gereksiz bir hassasiyet ve korku var. Özgür bırakılır, Cem Evleri'ne ibadethane statüsü verilirse bu sorun çözülür. Sünniler bu çözümden korkması için hiçbir neden görmüyorum.

DERSİMLİLER TAZMİNAT DEĞİL ÇÖZÜM İSTİYOR

-Böyle bir çözüm yöntemi geçmişin acılarını tümden tazmin edebilir mi?


Dersimlilerin para ve tazminat peşine düşeceklerini zannetmiyorum. Başbakan Davutoğlu önümüzdeki günlerde Dersim'e gidecek. Şehrin tam ortasında Kışla denilen bir yer var. Orası kültür merkezi yapılmak isteniyor. Orada 1938 müzesi açılmasına vesile olursa ben elimdeki belgeleri vermeye hazırım. O cesareti şu anki iktidar gösterdi. Bu yapılırsa Türkiye'yi daha güçlü kılar. Alevi meselesinin çözümünde önemli bir adım olur.


SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara