Ahmet Hakan: Kazandım nefretlerini laikçi teyzelerin!
Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan bugünkü yazısında 10 Kasım'da ayağa kalkmaması üzerine gelen tepkileri ele aldı...
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-11-13 03:51:47
Ahmet Hakan, "Soru ve cevaplarla 9'u 5 geçe meselesi" başlıklı yazısında kendine gelen nefretleri soru cevap şeklinde ele alırken, çoğu kişinin kendisinden nefret etttiğini belirtti.
İşte Hakan'ın "Soru ve cevaplarla 9'u 5 geçe meselesi" başlıklı o yazısı:
9;u 5 geçiyordu ve ben ayağa kalkmadım; diye bir yazı yazdım, kıyamet koptu.
Başıma gelenler şunlardır:
- Kazandım nefretini laikçi teyzelerin...
- Lanet ediyor bana seküler bıyıklı amcalar da...
- Teşvikiye'de yüzüme dik bakanların oranı yüzde 52'yi aştı.
- Hürriyet'in internet sitesinde kahir ekseriyeti "yuh" çeken iki bine yakın okur yorumuna maruz kaldım.
- Yüzlerce okurum "Artık seni okumayacağız" diyerek posta koydu bana.
- "Bizim için hayal kırıklığısın" diyen yüzlerce e-posta aldım.
- Sosyal medyada adının önünde "TC" bulunan ne kadar hesap varsa... Çullandı üzerime hepsi.
Bana tepki gösterenlerin şahsında merak eden herkes için bir kez daha derdimi anlatmaya çalışacağım.
Bu kez soru ve cevaplarla:
- SORU: Kardeş sen neden ayağa kalkmadın ki? Senede bir dakika ayağa kalkılacak... Ne yani? Ölür müydün kalksaydın?
- CEVAP: Ölmezdim tabii birader... Olay şu: Ben saygı ve sevginin ille de ayağa kalkılıp hazır ola geçirilerek gösterileceğine inanmıyorum... Yani saygıya, sevgiye bir şey demiyorum. Biçime, şekle itiraz ediyorum. Ayağa kalkıp hazır ol vaziyeti almayı, bir saygı ölçüsü, bir nezaket ölçüsü olarak görmüyorum. Ne yani? Olamaz mı? Göremez miyim?
- SORU: Sanki bir marifet yapmışsın gibi ayağa kalkmadığını ne diye yazıyorsun ki? Amacın ne? Reyting almak mı?
CEVAP: Bir marifet değildi yaptığım. Reyting peşinde değilim. Trollük falan da yapmadım. Olayı yazmamın çok basit ve insani bir nedeni var: Riyakârlıktan kaçınmak... Okurlarım bilsin istedim... Ayağa kalkmadığım halde sanki kalkmışım gibi davranmak istemedim... Konuya hiç girmemeyi kendime yediremedim.
SORU: Efelik yaptığını mı sanıyorsun?
CEVAP: Ne efeliği kardeşim! Eğer maksadım efelik yapmak olsaydı, 9'u 5 geçe fırlardım ayağa... Bu devirde efelik, 9'u 5 geçe oturmaktan değil, ayağa fırlamaktan geçiyor. Bu devirde efelik, milli bayramlarda güvenlik güçleriyle karşı karşıya gelme pahasına Atatürk Anıtı'na çelenk koymaktan geçiyor.
SORU: Atatürk'ü sevmiyor musun, saygı duymuyor musun?
CEVAP: Gerekçelerimi 10 Kasım tarihli yazımda yazdım: Eskiden pek sevmezdim ama artık hem seviyor hem sayıyorum. Ama hop! Bir dakika! Ben seviyor ve sayıyorum diye bu ülkede yaşayan herkesin Atatürk'ü sevip saymaya mecbur olduğunu söyleyemem. Yok böyle bir şey... Olmaz, olamaz. İsteyen sever, istemeyen sevmez. Sevip sayma dikte ettirilemez. Sayacağımız, seveceğimiz insanlar konusunda anlaşmak zorunda değiliz. Üzgünüm ama "demokrasi" dediğimiz böyle bir şey.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!
SON VİDEO HABER
Haber Ara