Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Suriyelilerin gerçek sorunu üstündeki katmanlar

10-11 Kasım tarihlerinde Gazi Antep Belediyesi ve KADEM işbirliği ile Savaşın Mağduru Kadınlar konulu uluslararası bir panel gerçekleşti.Panele katılan ve sonrasında Suriyeli misafirlerin kaldığı kampı ziyaret eden yazar Demet Tezcan gözlemlerini Timetürk için kaleme aldı

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-11-12 21:28:26

Suriyelilerin gerçek sorunu üstündeki katmanlar

DEMET TEZCAN-TİMETURK

Üç yılı aşkındır Suriyeliler bir şekilde dünya gündeminde ama bir türlü olması gerektiği gibi değil. Halklarından,siyaset mekanizmasına, kurumlardan, kişilere herkesin bir ön yargısı mevcut. Bu halka içinde herkes bakması gerektiği yerden bakıyor. Suriye halkı bir türlü özne olmayı beceremiyor. Dünya siyasi konjonktürü içinde onlar birer nesne. Kimimiz için laboratuardaki denekler.Üzerlerinde çalışıp veriler topluyoruz. Kimimiz için arenanın ortasındalar ve etraflarını kuşatan seyircileriz kayıtsızca izleyen. Bir yandan yiyecek içeceğini tüketerek üzerlerine bahisler koyuyor, konuşuyor, yorumluyor ve kazanıp-kaybedenin kim olduğuna bakmadan dağılıyoruz. Soruna gerçekten, gerçekler boyutundan dikkat çekmek isteyenleri sesi ise bu hengamede kaybolup gidiyor.

10-11 Kasım tarihlerinde Gazi Antep Belediyesi ve KADEM işbirliği ile Savaşın Mağduru Kadınlar konulu uluslararası bir panel gerçekleşti. Panele katılan BM Mülteci Hakları Komisyon üyeleri,İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi,Türkiye’den uzman kişiler…. Yine çoğunluğu savaşın öznesi dışındakiler oluşturuyordu ve herkes kendi algı katmanı ile acıların yaraların üstüne bilerek ya da bilmeyerek bir katman daha örtüyordu. Arazide bulunan, o konuşulan kadınların gözlerinin içine bakmış olan birkaç kişi ve kurum dışında sesi üst perdeden çıkanlardan sadra şifa bir şey sadır olmadı maalesef.

Ne çok katman var Suriyeli savaşın kadınlarının yarasına ulaşmamız için diye düşündürten bir duygu ile ayrıldım.
Tüm dünyanın elbirliği ile kimi iyi niyetle kimi kötü niyetle bu ön yargılarla dikkatleri özünden uzaklaştırdığını yine yeniden acı bir şekilde gördük. İstatistikler, üçüncü dördüncü derece sorunlar,ırkçılık,mezhepçilik,siyasi menfaatler, veren el-alan el olmanın getirdiği, ezilenle –ezene yakın olmanın getirdiği sayısız katman,sınırsız mesafeler var gerçek acılarla aramızda. Sadece veriler sunmak gibi, kuma gibi, harcanan bütçe gibi, kozmetik ürünleri tüketen,dilenci, AVM’lerden çıkmayan,pahalı evler kiralayan Suriyeliler, potansiyel kuma Suriyeliler, çocuk gelinler gibi... Peki Suriyeliler bunlardan ibaretse sayıları iki yüz binleri bulan hunharca katledilen Suriyeliler kim? Varil bombaları ile katledilen, Esed’in işkencehanesindeki cellatlarının işkence ile katlettiği on binler kim? Hapishanelere doldurulanlar, kaybedilenler, tecavüze uğrayanlar kim o zaman? Onların sorunlarına ne zaman değinecek, ne zaman göreceğiz? Suriye bugün, Esed’e muhalif her bir nefesin olduğu yerin mezarlığa çevrildiği bir yer. İnsanıyla,taşıyla toprağıyla yok edildiği bir yer ve bizler onlara rağmen fantezi türünde sorunlar üretiyoruz. Uluslar arası toplantıların, panellerin, protestoların, programların mağdurları var. Gerçeklerden uzaklaştıran her bir eylem mağdurlar doğurmaya katkıdan öte bir şey ifade etmiyor.

Esas sorun bugüne kadar yapılanlar ve konuşulanlar değil. Esas sorun yapılmayanlar ve halen de konuşulmayanlar. Sorun sadece mülteciler değil. Dilenenler değil, kendi vicdansızlığımıza can simidi gibi sarıldığımız kendi halkının acısına uzak bir avuç ekabir Suriyeli de değil. Sorun, savaşın şartlarında zalimlerin tecavüzünden korunmak için iki milyon göçmen içinde elli küsur çocuk gelin de değil.Sorun Suriyeli kızları kuma alan fırsatçı kendi adamlarımız da değil. Bunlar sadece esas sorunun birer parçaları ama kendisi değil.

Esas sorun tüm uluslar arası gücün, vicdanın, adaletin, hukukun 3,5 yıldır Suriye halkına kör ve sağır olması. Sorun 3,5 yıldır eli kolu bağlı bir şekilde ölümün her çeşidi ile katledilen Suriyelileri Kobani halkından ibaret sayan mekanizmalar. Sorun, sorunların baş müsebbibi Esed zalimini IŞİD perdesinin ardına gizlemek. Sorun, esas sorundan dikkatleri cambaza bak! kurnazlığı ile başka yere çekiliyor olması. Sorun bizlerin de bu oyuna gelmesi.

Program kapsamında Nizip kampını ziyaretimiz esnasında karşılaştığımız bir çok yakınını,yerini yurdunu kaybeden, oğlunun iki bacağının kopmuş olduğunu yazıp yazmadığımızı ,dünyaya duyurmak için kayıt altına alıp almadığımızı tekrar tekrar teyit eden 75 yaşındaki Emine teyzemizin çabasında gizli her şey. Sesini duyurmak isteyen, duyuramayan ,acısı kayıt altına alınsın, ulaşması gereken yerlere ulaşsın,duyulsun,ses verilsin diye çabalayan savaşın magduru kadınlardan sadece bir tanesi o teyze.

İyi niyetle ortaya konmuş bir program ama eleştiri alan bir çok yeri vardı ama bariz olan o sorunları organizatörlerin kendi içlerinde de tartışacaklarını-tartışmaları gerektiğini- düşünüyorum . Sadece iyi niyet her şey demek değil. Genelin arasında rahatsızlığa neden olan bir tanesini ise söylemeden geçmem vebal olacaktır ki onun yanında diğer sorunlar teferruat kalır belki. Programda Konuşması gereken, programa damgasını vurması gereken baş aktör, – BM iyi niyet elçisi yerine- Suriyeli savaşın mağduru kadınlar olmalıydı. Onlardan bir tanesinin vereceği katledilmiş evlat sayısı, uzman ağızlardan çıkan tüm istatistikleri alt üst edecek etkiyi oluştururdu. Onlardan bir tane annenin tecavüz gerçeğinden korumak için neden yavrusunu alelacele evlendirdiğini anlatması konuşulan tüm diğer konulardan, uzmanlardan çok daha ikna edici olurdu. Konuşan uluslar arası kurum ve kuruluş temsilcileri orada olmalıydı hatta daha fazlasıyla davet edilmeliydi ama kürsüde konuşan değil, seyircilerin en ön sırasında savaşın mağduru kadınları dinleyen olarak. Ve muhtemeldir ki Suriyelilerin esas sorununu anlatacak salonda seyirci konumundaki savaşın mağduru kadınlar içinde haylicesi vardı.
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara