Gülen cemaati tarafından resmen linç edilen Hüseyin Gülerce artık konuşmama kararı aldığını açıkladı.
Gülerce Hürriyet'te Ahmet Hakan'a verdiği röportajda "Cemaat bu savaşı kaybetti, bittiler, ama bitmemiş gibi davranıyorlar" demiş, Gülen de Gülerce'ye "Günümüzde bazı safderun kimseler 'Filanları bitirdik!' diyorlar. Hikaye… O hikayeyi siz çocukları uyutmak için, beşiği sallayarak, ninni diye söyleyin" ifadeleriyle cevap vermişti.
Gülen Gülerce'yi "münafık" da ilan etmiş ve son sohbetinde şu ifadelerle Gülerce'yi hedef almıştı: "Şöyle böyle tehlikeli anlarda yer değiştirme işi münafık işidir. Siz üç, dört, beş sene bir heyetle beraber oturmuş, kalkmış, belki aynı sofrayı paylaşmış, aynı bardaktan çay içmiş, aynı tabağa kaşık çalmışsanız şayet, hâlâ onları on-yirmi sene içinde tanımamışsanız, onu -müsaadenizle, kelime çirkin, bağışlar mısınız- ahmaklığınıza veriniz. Yok o süre zarfında sizin içinizde bir tereddüt hâsıl edebilecek bir tavırları, bir davranışları olmadıysa şayet, siz kendi kendinize bir hadise karşısında yol değiştiriyorsanız -rica ederim- onu da nifakınıza veriniz!"
Hüseyin Gülerce bugün twitter hesabı üzerinden bir açıklamada bulunarak artık Gülen örgütü hakkında konuşmama kararı aldığını duyurdu.
Ahaber'e göre,Gülerce şunları yazdı: Geldiğim noktada durma kararı aldım. Çünkü iş, sosyal medyada linç kampanyasına dönüşmekle kalmadı. Dost bildiklerim, hakaretlere başladı. 35 yıllık Hizmet'in hatırına bugün bana hakaret eden, suçlayan herkese -varsa-şahsi hakkımı helal ediyorum. Allah'ın ve milletin hakkı başka. Benim duruşum bir içtihat farkıdır. Üç yıldan beri ( 7 Şubat MIT krizinden itibaren) Hizmet hareketini temsil edenlerin, üslup yanlışı var. Sadece bu değil. Hizmet'in temel ilkeleri terk edildi. Din, Kur'an hizmeti olarak inandığımız hareket hükumete karşı savaş diline sarıldı. Muhalefet partileri ile birlikte hareket edip siyasetin girdabına yuvarlandılar. Bu durumu ülkemiz, insanımız ve davamız adına yanlış buldum. Muhtemel tehlikeleri ve bilhassa masumların uğrayacağı zararları önlemeye çalıştım. Adeta çırpındım. "Ateşe benzinle gitmeyin" dedim. Gücüm yetmeyince Hizmet'ten ayrıldım. TV konuşmalarımla ve röportajlarla tarihe not düşmek istedim. Dinimin, vatanımın, davamın, insanımızın Zarar gördüğüne inandım. Duramadım, susamadım. Konumum itibariyle Allah indinde kendimi sorumlu hissettim. Bütün kabahatim budur… Daha ileriye gitmeyeceğim. Artık bu konularda konuşmayacağım, yazmayacağım. Beni seven herkes, yakınlarım, bilhassa ailem "artık yeter" dedi. Evet, dostlarımdan kaybettiklerim oldu. Ama onların yüz katı, bin katı yeni dostlar edindim. Milletimizin sağduyusu beni yanıltmadı. Niyetim halisti. İnanıyorum ki sonunda bu dualı milletimiz, devletimiz kazanacak. Allah (CC) sevdiklerini terk etmez. Hizmet hareketi içinden bana hasım haline gelenler, sadece şunu sorsunlar: cemaat her zaman haklı olabilir mi? Ya yanlış yolda gidiliyorsa..
