Merkez'in ilk hedefi enflasyon
Ekonomi yönetiminin OVP'de önceliği enflasyonla mücadeleye vermesi, TCMB'nin son 2 PPK toplantısında faiz oranlarında değişikliğe gitmemesi izlediği likidite politikası enflasyonla mücadele konusundaki kararlılığını gösterdi.
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-10-30 12:17:46
Ekonomi yönetiminin OVP'de önceliği enflasyonla mücadeleye vermesi ve TCMB'nin son iki PPK toplantısında faiz oranlarında değişikliğe gitmemesi ve izlediği likidite politikası enflasyonla mücadele konusundaki kararlılığını gösterdi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) son dönemde izlediği politika, enflasyonu düşürme konusundaki kararlılığını gösterirken, hükümetin Orta Vadeli Program'da (OVP) önceliğini enflasyonla mücadeleye vermesi ve yapısal reformlarla potansiyel büyümenin güçlendirilmesi TCMB'nin gelecek dönemde fiyat istikrarına odaklanabilmesini kolaylaştırıyor.
Geçen yılın ortalarından itibaren Türk Lirası'nda görülen değer kaybı ve gıda fiyatlarındaki yüksek seyir enflasyonun hedeflenen ve tahmin edilen rakamlardan uzaklaşmasına neden oldu.
Son olarak elektriğe ve doğalgaza yapılan zamlar, yıl sonu enflasyonuna ilişkin görünümün bozulmasına sebep olurken Merkez Bankası'nın her ay yayımladığı ankette yıl sonu enflasyon beklentisi yıl başından bu yana yaklaşık 170 baz puan yükselerek yüzde 9,16'ya yükseldi.
Söz konusu nedenlerden dolayı, yıl sonu enflasyon görünümündeki bozulma TCMB'nin bu ay gerçekleştirdiği toplantıda faiz oranlarında herhangi bir değişikliğe gitmemesine neden olurken, enflasyonda kayda değer bir gerileme gözlenene kadar sıkı para politikası duruşunun korunacağı mesajının verildiğini kaydeden ekonomistler, Merkez Bankası'nın gerçekleştirdiği son üç Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faizlerde değişikliğe gitmemesinin ve iki aydır etkin kullanılan likidite politikasının enflasyon ile mücadele konusundaki kararlılığını gösterirken kredibilitesinin de artmasını sağladığını ifade ediyor.
Ekonomistler, öte yandan hükümetin yeni OVP'de, önceliği enflasyonla mücadeleye vereceğini açıklamasının TCMB'nin yalnızca fiyat istikrarına odaklanması konusunda işini kolaylaştıracağını ifade ederken, bu durumunda enflasyonun gelecek yıl uzun bir aradan sonra hedeflenen düzeyde gerçeklemesinin sağlanacağı belirtiliyor.
"TCMB yıl bitmeden faiz indirebilir"
Odeabank Ekonomik Araştırmalar ve Stratejik Planlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Serkan Özcan, konuya ilişkin değerlendirmesinde, TCMB'nin son PPK toplantısında beklentilerinden sınırlı seviyede daha şahin bir duruş ile politika faizini yüzde 8,25'te bırakırken, faiz koridorunu da değiştirmediğini anımsatarak, kararın TCMB'nin yaklaşık iki aydır izlediği likidite politikasının enflasyonu düşürme konusunda kararlılığını göstererek, kredibilitesini artırdığını söyledi.
Bu durum enflasyonun beklentilerden daha hızlı ve daha erken gerileme ihtimalini artırırken, zorlu global ve jeopolitik koşullara rağmen TL cinsi varlıkların bir süredir dile getirdikleri üzere pozitif ayrışmasını sağladığını aktaran Özcan, şöyel devam etti:
"Küresel konjonktür Türkiye için pozitife dönmüş iken, bu konjonktürün korunması halinde Taylor Kuralı'na dayalı modelimiz mevcut görünüm ışığında TCMB'nin politika faizi ve faiz koridorunda 2015'in ilk yarısına kadar 100 baz puana varan oranda indirim için yer olduğuna işaret ediyor. Son günlerdeki destekleyici ortamın sürmesi durumunda, TCMB yıl bitmeden faiz indirebilir.
Yakın vadeli görünüm TL'nin daha stabil kalacağı, işsizlik oranının iç talepte kademeli toparlanma ve dışarıda süregelen belirsizlikler nedeniyle sınırlı iyileşeceği, enflasyonun 2015'in ilk yarısında bu seneki yüksek baz ve gıda fiyatlarında düzeltmenin katkısıyla yüzde 6'ya doğru gerileyeceğine işaret ediyor. Bu çerçevede 2015 yılı için piyasaya kıyasla iyimser yüzde 3,6'lık büyüme tahminimizi korurken, yine piyasaya kıyasla iyimser olan yüzde 6,7'lik 2015 sonu enflasyon tahminimizde aşağı yönlü riskler artıyor."
"TCMB'nin yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 9 civarına revize edeceğini düşünüyoruz"
Özcan, TCMB'nin yarın açıklayacağı yılın son enflasyon raporunda yıl sonu enflasyon tahminini yüksek gıda fiyatları ve TL'deki aşırı değer kaybı nedeniyle bir önceki tahmini olan yüzde 7,6'dan yüzde 9 civarına revize edeceğini ve krebilitesini daha da güçlendirecek mesajlar vereceğini düşündüklerini belirterek, makro ihtiyati araçlar yoluyla da genişleme için alan olsa da TCMB'nin bunu da şimdilik finansal istikrarı iyileştirmeye yönelik kullanmış olmasının Türkiye'ye dair risk primi açısından olumlu olduğunu belirtti.
TCMB'nin hem zorunlu karşılıklara rezerv opsiyon mekanizmasının etkinliğini artıracak ve yurt dışından borçlanmayı sınırlayacak nitelikte bir faiz ödemesi uygulamasına geçmesi hem de ihracatçılara kullandırılan kredi limitinin artırılırken maliyetinin düşürülmesini yürütülmekte olan "Sürdürülebilir Büyümeye Geçiş" programı açısından olumlu karşıladıklarına dikkati çeken Özcan, TCMB'nin artan kredibilitesi, petrol fiyatlarındaki düşüş ve küresel ekonomide düşük faiz ortamının beklenenden uzun süreceği yönündeki son gelişmeler ile beş yıllık kredi temerrüt takasının 202 baz puandan yaklaşık on günde 182,5 baz puana kadar düşmesinin de bu görüşlerini desteklediğini kaydetti.
"Türkiye'de ekonomi yönetiminin görevini sürdürmesi yatırımcı nezdinde önemli bir kredibilite sağlamakta"
Ziraat Yatırım Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz ise, seçimle göreve gelen siyasetçilerle genellikle akademik bir kariyerin ardından işbaşına gelen merkez bankacıları arasında amaç farklılığı bulunabileceğini belirterek, seçimle belirli bir süre vatandaşların vekaletini alan siyasetçilerin halka karşı kendilerini sorumlu hissettikleri için ve verdikleri sözleri yerine getirebilmek için uyguladıkları politikaların daha hızlı toplumun refahını artırmasını bekleyebileceklerini söyledi.
Merkez bankacılarının ise fiyat istikrarı hedefiyle daha teorik konulara yaklaşabildiklerini ifade eden Yılmaz, para politikasının siyasi araç haline gelmemesi için seçimle işbaşına gelen siyasetçilerin ve merkez bankacıların görev sürelerinin birbirlerinden farklılık gösterdiğini aktardı.
TCMB Başkanı Erdem Başçı sıkı ve basit para politikasıyla TL'deki değer kaybını kontrol altına alırken, enflasyonun da çift hanelere ulaşmasını engellemeyi başardığına dikkati çeken Yılmaz, sene başında dolar karşısında 2,39 değerine kadar zayıflayan TL'nin son olarak 2,21 değerine gelerek yaklaşık yüzde 7,5 oranında güçlendiğini belirtti.
Yılmaz, Erdem Başçı'nın üstelik bir başka benzer ülke Brezilya'nın aksine olası büyüme zorluklarına karşı da faizlerde bir miktar esneklik sağlayarak şartlar elverdiği ölçüde büyümeyi de koruduğunu ve Türkiye'yi bu sene gelişmekte olan ülkeler grubu içerisinde yüzde 3'ün üzerindeki performansıyla en iyi büyüme oranına sahip ülkelerden birisi konumuna getirdiğini kaydetti.
Türkiye'de ekonomi yönetiminin görevini sürdürmesinin yatırımcı nezdinde önemli bir kredibilite sağladığını vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:
"Kredi notu güvence altına alınırken, TCMB'ye de fiyat istikrarı için elverişli çalışma imkanı sağlanmakta. TCMB'nin, fiyat istikrarını sağlaması, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun vatandaşların refahını ve alım güçlerini artırması konularında en önemli destekçisi olabilir. Zaten kamu maliyesi Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yönetiminde Türkiye'nin en güçlü yanı... Geçtiğimiz günlerde açıklanan OVP'de yapısal reformların belkemiği konumunda yer almaları Türkiye'nin de geçici para politikası yerine yapısal reformlarla potansiyel büyümesini artırmayı amaçladığını göstermekte, yapısal reformlarla potansiyel büyümenin güçlendirilmesi TCMB'nin fiyat istikrarına odaklanabilmesini kolaylaştırmakta..."
"Gelecek sene sonunda enflasyonun yüzde 6,2 oranına ineceğini öngörmekteyiz"
Yılmaz, enflasyonun ana değişkenleri arasında gıda fiyatlarının mevcut yüzde 14 oranındaki yıllık artış hızının gelecek dönemde yüzde 10 tarihi ortalamasına dönebileceğini belirterek, buradan gelecek sene için yaklaşık yüzde 1 dezenflasyon alanı hesapladıklarını söyledi.
Ek olarak kurda istikrarın sağlanmasıyla yaklaşık yüzde 1,5 oranında dez-enflasyon payının da geçirgenliğin tamamlanmasıyla gelebileceğini kaydeden Yılmaz, hammadde fiyatlarının seyri ve küresel dezenflasyon konjonktüründe gelecek sene sonunda Türkiye'de enflasyonun yüzde 6,2 oranına ineceğini öngördüklerini aktardı.
Bu gelişmelerin, hükümet - merkez bankası uyumu ve olması gerektiği kadar sıkı para politikasıyla yılın ilk çeyreğinde enflasyonun kademeli olarak gerileyeceği anlamına geldiğini vurgulayan Yılmaz, "Böylece fiyat istikrarının tesis edilmesi, enflasyonun düşme trendine girmesi TCMB'ye Hindistan'da beklediğimiz gibi Türkiye'de de faizleri güvenli bir şekilde düşürme şansı tanıyacaktır. Önümüzdeki sene sonunda Türkiye'de politika faizinin yüzde 7 oranına düşmüş olmasını tahmin etmekteyiz" ifadelerini kullandı.
SON VİDEO HABER
Haber Ara