Buldan: 'Yol haritasını biz bilmiyoruz'
Hükümet kanadının çözüm sürecinde yol haritasının hazır olduğu yönündeki açıklamalarına karşın HDP, Kandil ziyaretinin ardından bile, bu konuda bilgi sahibi olmadığını savunmaya devam ediyor. Benzer bir görüş ayrılığı Öcalan’a sekretarya konusunda da yaşanıyor.
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-10-24 09:43:08
Kobani eylemleri nedeniyle yara alan çözüm sürecini yeniden ve güçlü bir biçimde ayağa kaldırmak için çabalar ve mesajlar sürerken, diğer yandan görüş ayrılıkları da devam ediyor.
Hükümet ile HDP’liler arasında bir türlü görüş birliği sağlanamayan konuların başında “yol haritası” geliyor.
Üstelik görüş ayrılığı yol haritasının içeriği konusunda değil, HDP’lilerin yol haritasını görüp görmedikleri konusunda yaşanıyor.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, önceki gün, HDP’lilerin yol haritasını görmedikleri yönündeki açıklamalarına yanıt verirken, “HDP heyeti 12 Eylül’de yol haritasının muhtevasını gördü. Çok net ifade ediyorum, İmralı da yol haritasının muhtevasını biliyordu. Onlar da 12 Eylül’de gittiler orada gördüler. Başbakanla görüşmede ‘siz de biliyorsunuz işte muhtevayı’ diye kendileriyle konuşuldu. Sırrı Süreyya Önder süreç böyle ilerleyecek diye konuşuyordu. Görmedilerse nereden biliyorlar” dedi.
Buldan: Bilmiyoruz
İmralı ve Kandil heyetinde yer alan isimlerden HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ise bu açıklamaya rağmen yol haritasını bilmedikleri konusunda ısrarlı.
Buldan, yol haritası konusunda, şunları söyledi:
“Yol haritası dedikleri şey nedir, bilmiyoruz. Kandil’e ayın 18’inde gittik. Gitmeden bir gün önce bize yol haritası dedikleri şeyin ki, biz bunu yol haritası olarak kabul etmiyoruz, bize verilen tek sayfadan oluşan madde madde yazılmış bir taslak metin. Zaten bu metni İçişleri Bakanı aylar önce açıkladı. Peki hükümetin yol haritası dedikleri bu mudur acaba? Bir sayfadan oluşan bir taslak metin midir? Bir taslak metin gösterildi ama bize verilmedi. İdris Baluken’in açıklamasından önce heyete gösterilmişti, HDP’ye de değil, sadece heyete. Okuduk ve geri verdik. Bir taslak metin sözü edilen. Daha önce İçişleri Bakanı’nın açıkladığından farklı bir şey de değil. 200 sayfalık taslak metin nedir, onu da hiç bilmiyoruz. Abdullah Öcalan‘a gösterilmiş bir şey var mı onu da bilmiyorum. Sayın Başbakan başta olmak üzere hepsi HDP heyetine verdik, mutabakat sağlandı diyor. Yok böyle bir şey.”
Sekretarya çalışması
Görüş ayrılıklarından birisi de Öcalan’ın ısrarla istediği sekretarya konusunda yaşanıyor.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, dün İmralı’da sekretarya oluşturulacağı yönündeki açıklamalar için, “doğrulamam” dedikten sonra, “Böyle bir şey yok. Adına sekreterya dersiniz ama başka bir yöntem olabilir. Bunu söyleyenler dileklerini, isteklerini konuşuyor olabilirler. Öcalan ‘ben burada yalnızım’ diyor. Bu haksız bir talep değil bana göre. Bir insan bu kadar yaşa gelmiş 17 senedir cezaevinde... Bu kararların yazılmasında, not edilmesinde, “benim birkaç kişiye ihtiyacım var” demişse bunu Adalet Bakanlığımız karşılayacaktır” değerlendirmesini yaptı.
Ancak adı sekretarya ya da değil, daha geniş bir heyetin oluşturulması konusunda HDP cephesindeki çalışmalar sürüyor. HDP heyetindeki isimlerden Sırrı Süreyya Önder, önceki gün, İmralı heyetine eklenecek isimlerden birinin Hatip Dicle olabileceğini belirtti. HDP’li Meral Danış Beştaş’ın da heyete eklenebileceği öne sürüldü. Buldan da henüz hükümetle isimler ve heyet konusunda ortak bir karar verilmediğini doğruluyor. Buldan, buna karşılık, çalışmalarının sürdüğünü ve İmralı’ya bir sonraki ziyaretin geniş heyetle yapılmasını umduklarını belirtirken, şunları söyledi:
Bu hafta görüşebiliriz
“Hatip Dicle üzerinde duruyoruz. Diğer bir isim partimizdeki kadın arkadaşlardan olacak. İsimlerin de kabul görmesi gerekiyor elbette. Bir sonraki görüşmeye kadar yetişmesini umuyoruz bu çalışmaların. Önümüzdeki hafta bu konuda hükümetle görüşmeler yapılabilir.”
Buldan, heyetin İmralı’da gece kalarak çalışmalar yapacağı iddiaları için de, “İmralı Cezaevi’nde kalma imkânları sınırlı. Bir de kadınların orada kalma koşulu yok. Kadın personel ve kalalacakları özel yer yok. Bu konuda bir ilerleme olursa, bir hazırlık yapabilirse, kadınların kalabileceği koşullar olursa orada kalınabilir de. 2 gün, 3 gün üst üste İmralı’ya gidilerek çalışılması da olabilir. Mesai şeklinde. Çünkü İmralı’da şu anda orada kalınmasına yönelik hazırlığın olmadığı görülüyor“ dedi.
Ardı ardına Kandil ve İmralı’ya giden Buldan, görüş ayrılıklarına rağmen, süreçten umutlu. Barış konusunda net bir irade olduğunu vurgulayan Buldan, ziyaretleri için şunları kaydetti:
“Eğer gerçekten hükümet adım atarsa, belirlenen esaslar hızla hayata geçerse, önümüzdeki birkaç ay içerisinde çok önemli gelişmelerin olabileceğini söyleyebilirim. Senkronize şekilde olması lazım. Eşzamanlı olması gerekir. Biri yapsın, sonra yapalım gibi değil. Hükümetin adım atmasıyla birlikte hayata geçecek birçok şey olacak. Son yaptığımız görüşmeden bunu çıkardım. Bütün bunlar hükümetin tavrına bağlı. Biz üzerimize düşeni yaptık, karşı taraf yapmadı söylemini kabul etmiyoruz. Çerçeve yasanın dışında ve esasların belirlenmesinin dışında bir adım atılmadı. Bütün bunların hayata geçmesi lazım. Komisyonların ve diğer söylenenlerin hızla hayata geçmesi gerekiyor. Farklı heyetler hızla İmralı’ya gitmeli. Sayın Öcalan’la görüşmeler yapılmalı. Barış meselesinde ne kadar net olduğunu, kararlı olduğunu kendileri görebilmeli ve süreç şeffaflaşmalı. Hızla adımların atılması derken bunları kast ediyoruz. Sayın Öcalan da asla kendi şahsi koşulları ile ilgili şimdiye kadar tek bir söz etmiyor ve talep etmiyor. Sürekli ifade ettiği Türkiye’nin demokratikleşmesi için atılacak adımlar. Bütün bunların ilerleyebilmesi için esasların hiç zaman kaybetmeden hükümet tarafından hayata geçirilmesi lazım.”
SON VİDEO HABER
Haber Ara