Dolar

34,8956

Euro

36,6387

Altın

3.011,24

Bist

10.058,63

İstanbul'daki Siirtlilerden Kobani açıklaması

İstanbul’da faaliyette bulunan Siirt İl, İlçe ve Köy Dernekleri’nden 30 sivil toplum kuruluşu bir araya gelerek Kobani olayları nedeniyle bir basın açıklaması düzenledi.

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-10-23 18:42:12

İstanbul'daki Siirtlilerden Kobani açıklaması


“Yaşananları, kamu binalarının yakılması ve özel mülkiyete ait işyerlerinin talan edilmesinin tanımlanmasının takdirini kamuoyuna bırakıyoruz.” denilen açıklamada Siirt İl İlçe ve Köy Dernekleri tepkilerini dile getirdiler.


İşte o açıklama

Ülkemin Aziz insanları;

Ülkemizde 7 -8 Ekim tarihlerinde yaşanan olaylar, özellikle bölgemizde ağır tahribatlara yol açmıştır. Yaklaşık 41 cana mal olmuş ( hepsine Allah cc.den rahmet diliyoruz), tirilyonlarca maddi kayıp ve en önemlisi de, yaklaşık iki yıldır devam eden huzur ortamı ve " ÇÖZÜM SÜRECİ" maalesef yara almıştır.


YAĞMALAMANIN VE TALANIN TANIMINI KAMUOYUNA BIRAKIYORUZ

Bölgemiz ve özelde SİİRT'imiz bu kaotik ortamı asla hak etmemiştir. Yağmalanan dükkânlar, yakılan okul ve kütüphaneler, kültür evleri, müzeler ve sokak eylemleri, şehrimizi adeta cehenneme çevirmiştir. AVM'ler tahrip edilip talan edilmiştir. Herkesin malumu olduğu üzere, kültürümüzde, örf adetlerimizde de böyle olaylar yoktur ve de kabul edilemez. Yaşananları, Kamu binalarının yakılması ve özel mülkiyete ait işyerlerinin talan edilmesinin tanımlanmasının takdirini kamuoyuna bırakıyoruz. Bizler yine de bu olaylara hoşgörüyle yaklaşıp, bir yol kazası olarak görüyor, bir daha da asla yaşanmayacağını umuyoruz.

Evet, belki bugüne kadar, "Eski Devlet Anlayışı"nın yaptığı bir dizi zulüm, asimilasyon ve yok saymalar olmuştur. Özellikle bölgemizde, sürgünler ve binlerce ölümler de olmuştur. Ve son 30 yılda yaşanan, köy boşaltmalar, İşkenceler, faili meçhul cinayetler ve ölen Ahmet'ler, Mehmet'ler. Bütün bunları toplum olarak hep beraber yaşadık.


2 YILDIR ÇÖZÜM SÜRECİYLE BAHAR HAVASI ESMİŞTİ

Ancak 2 yıla yakın bir zamandır, uygulanan " BARIŞ ve ÇÖZÜM SÜRECİ " sayesinde adeta ülkemizde bahar havası yaşadık ve normal yaşamımıza döndük. Hükümetin, devleti ve milleti de bu sürece katarak yürüttüğü ÇÖZÜM SÜRECİ bizler için çok önemli ve değerlidir, O anlamda bu sürece katkı veren tüm kurum, kuruluş ve aktörlere hepimiz şükran borçluyuz ve bizler de bu süreci sonuna kadar sahiplenmeliyiz.


BİRİLERİ BARIŞ HAVASINDAN RAHATSIZ OLDU

Ama birileri veya bazı kurum ve devletler, bu barış havasından olağanüstü rahatsız olmuşlardır. Rantları kesilmiş olabilir veya yıllardır süre gelen kangren haline gelen Kürt sorunu sonlandığında varlık sebepleri olan durum ortadan kalkmıştır. Bu karanlık mahfiller, bir şeyler bahane edip, 7 Şubat Mit Krizi, Gezi eylemleri, 17, 25 Aralık hezeyanları ile adeta bu sürece ve özellikle, bu sürecin aktörlerine savaş açmışlardır. Ama şükür ki sağduyu hâkim olmuş ve dirayetli siyasi iradeyle oyunlar boşa çıkmıştır.


SURİYE VE KOBANİ’DEN GELEN SIĞINMACILARA EV SAHİPLİĞİ YAPAN ÜLKE: TÜRKİYE

Diğer taraftan, Ortadoğu coğrafyasında, Körfez savaşından sonra özellikle Arap baharından etkilenip, tüm Ortadoğu'yu saran eylemler, o bölgelerde ciddi anlamda sosyal ve siyasal sonuçlar doğurmuştur. Ortaya çıkan bu bahar havası, bazı dış odakları rahatsız ve tedirgin etmiştir. Bölgede ki normalleşme ve yönetime, gerçek sahiplerinin gelmesini engellemek için, Yıllarca bölge halklarına zulüm edip, ölümden başka bir şey vermeyen BAAS rejimleri, bölgeyi kan denizine dönüştürmüştür. Bu sefer farklı aktörler ortaya çıkmış, Halepçe’yi aratmayacak vahşi katliamlar tüm bölgede uygulamaya konulmuştu. Bölgemizde otoriter lider ve örgütlerin uyguladığı katliam ve terörizmi bahane ederek Kobani üzerinden ülkemizde kardeş kavgası çıkarmak isteyenleri lanetliyoruz

Bir defa biz aşağıda imzası bulunan dernek ve STK'lar, bu bu vahşi katliamları yapanları lanetliyor ve bu katillerin Ortadoğu halklarının kanını akmaması için elimizden gelen tüm gayretleri göstereceğimizi ve mazlum halklarla beraber olduğumuzu beyan ederiz.

Diğer taraftan Kobani Kuşatması akabinde, yapılan eylem çağrısı, yanlış mecralara savrularak, maalesef sokakları adeta cehenneme çevirmiş ve 7-8 Ekim tarihlerinde, hafızalardan silinmeyecek bir miras bırakmıştır. Yaklaşık 34 ilde, özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgemizde, nahoş hadiseler olmuş, bu eylemler, hepimizin malumu maddi, manevi çok büyük zararlar vermiş ve maalesef ölümler olmuştur.

Ülkemizde iki yıldır devam eden " BARIŞ ve ÇÖZÜM SÜRECİ", umarız ki zarar görmemiştir. Savaşın ve çatışmanın, demokratik yöntemlerin yanında hiçbir zaman alternatifi olamayacağı kesindir.

Ne ülkemiz, ne bölgemiz, nede üç dilli şehrimiz olan Siirt bütün bu olup bitenleri hakketmemiştir. Türk'ün, Kürt'ün, Arab'ın kardeşliği asla bozulmayacaktır, inşallah bundan sonra bu kardeşlik daha sağlam ve de artarak olacaktır.

Kobani'deki ve Ortadoğu'daki kardeşlerimizin acısını paylaşıyor, biz de "HAVAR" diyoruz. Yeni " HALEPÇELER" yaşamak istemiyoruz. Onların acısı bizim acımızdır. Ancak bunu dillendirmenin ve istemenin de bir şekli ve yolu olmalı. Eylemin en görkemlisini yapalım, sloganlar atalım, pankart açalım, ama, sokakları ve şehirleri yaşanamayacak yerler yaparak bir yere varamayız. Bize yakışan sağduyudur ve Sabır'dır. Kobani’de IŞİD’in saldırıları sonucu 200 bine yakın masum vatandaşımızın ülkemizde ağırlanması Kobani meselesinde bizleri sevindiren en önemli gelişmedir.

Özellikle 10- 15 yıldan beri sükunete eren, kardeş kavgasını asla tasvip etmiyoruz. Tarafları Allah cc. rızası İçin sükûnete ve kardeşliğe davet ediyoruz. Birilerini sevindirmeyin, o provakotörlere zemin hazırlamayın ve ekmeklerine yağ sürmeyin. Sizler birbirinizi vururken onlar ellerini ovuşturuyorlar, ülkeyi öylece kaosa itmek istiyorlar,

Bu BARIŞ ve ÇÖZÜM SÜRECİ’NDE, siyasilerimizin, kanaat önderlerimizin, tarafların kısaca, hepimizin diline ve üslubuna dikkat etmesi, sivri çıkışlar yapmaması, tahripkar ve yaralayıcı konuşmalardan azami ölçüde kaçınmasını umuyoruz.

Gün ayrışma günü değil, kaynaşma ve birleşme günüdür. Sıkılı yumruk olan eli değil, tokalaşan eli önemsiyoruz.


SON VİDEO HABER

Annenin uyuşturucu isyanı: 'Oğlumu kurtarın, artık kafayı yedim!'

Haber Ara