Türkiye'de bombalı eylem emri
Nevzat Çiçek'in yazı dizisi
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-10-21 08:08:45
SURIYE devrimi başladı ve gözler, Iraklılar dışında Suriyelilerden oluşan Irak İslam Devleti (IİD) unsurlarına çevrildi. Çünkü bazı üyeler ve liderler ayrılmak için bahane arıyordu. Suriye devrimi, örgütten kaçış için iyi bir fırsat olabilirdi. Albay Bekir, Bağdadi’ye tüm lider kadrosunu toplayarak Suriye’ye gitmeyi akıllarından dahi geçirmemelerini, gidenlerin de harici veya hain damgası yiyeceğini söylemesi nasihatinde bulundu. Bağdadi bu yönde talimat yayınladı. Albay Bekir, Iraklılar dışında bir grubun oluşturulması ve bunların Suriye’ye gönderilmesini önerdi. Bunu yaparak örgütten ayrışmaların önüne geçildi, Iraklılar dışındaki üyelerden oluşan Şam ve Halep’te yeni bir liderlik oluşturuldu. Böylece dışarıdan yeni üyeler de kazanılmış olacaktı. Kısacası, Nusra Cephesi’nin kurulması emri veriliyordu.
BİR OĞLU IŞİD'DE BİR OĞLU PKK'DA- YAZI DİZİSİ 1
ZERKAVİ IŞİD'İN TEMELİNİ NASIL ATMIŞTI? - YAZI DİZİSİ 2
IRAK EL KAİDESİ VE YEDİ AŞAMLI PLAN -YAZI DİZİSİ 3
BAĞDADİ IŞİD'İ ESKİ BAAS'ÇILARLA YÖNETİYOR- YAZI DİZİSİ 4
NUSRA CEPHESİ KURULDU
Daha sonra Cebhet’un Nusra (Nusra Cephesi) kuruldu ve Ebu Muhammed el-Colani liderliğinde büyümeye başladı. Tunus, Libya, Fas, Cezayir, Yemen ve Avrupa’dan çok sayıda kişi gelerek Nusra saflarına katıldı. Bu da korku duyulacak büyük bir güç haline gelmesine neden oldu. Bu güç, Albay Bekir ve Bağdadi açısından da endişe verici bir hal aldı. Suriye’de Nusra kurulurken merak edilen şey Nusra’nın Irak’ta yapılan hataları tekrar edip etmeyeceğiydi. Ama Nusra muhaliflerle uyum içerisinde çalıştı ve bugünlere geldi.
Nusra ve Colani’nin terör örgütü listesine konulması, Suriye’de en fazla aranan kişi ilan edilmesi, hem Bağdadi hem Albay Bekir’in Nusra’nın IŞİD’e rakip olması yönündeki korku ve endişelerini artırdı. Colani, Bağdadi’nin Irak ile Şam’ı birbirine bağlama projesine karşı çıkmış, bu yayılmanın cihada zarar vereceğini söylemiş ve Bağdadi’nin teklifini reddetmişti.
İŞTE IŞİD SÖZLÜĞÜ
BAĞDADİ’YE TAVSİYEDE BULUNDU
Albay Bekir, Colani’den korkmakta ve Nusra’yı İŞİD’e dahil etmek için adımlar atılması gerektiğini düşünmekteydi. Bağdadi’ye bir tavsiyede bulundu: “Türkiye’de herhangi bir toplantı esnasında Özgür Suriye Ordusu liderlerine yönelik Colani’nin bir askeri operasyon yapması, mümkün mertebe ÖSO liderlerini hedef alması yönünde emir vermesi.” Gerçekten de Bağdadi bu tavsiyeyi yürürlüğe koydu ve Colani’ye acil koduyla biri Türkiye’de diğeri Suriye’de olmak üzere ÖSO komutanlarının toplantılarını hedef alan bombalı saldırı emri verdi.
Nusra Cephesi Şûrası toplandı ve bu emri reddettikleri yönündeki kararı Bağdadi’ye ilettiler. Hedef alınanların Müslüman olmasını, son derece hassas durumdaki Türkiye’nin hedef alınmasını, Türkiye’nin devrimi desteklemesini ve yapılacak şeyin cihadı boşa çıkartacağını gerekçe gösterdiler.
Bu gelişmeler üzerine ciddi şekilde tehlike sezen Bağdadi, Nusra Cephesi’nin kendisini daha büyük bir yapı olarak gördüğünü, kontrolünün dışında olduğunu anladı. Albay kendisine şu teklifte bulundu: Tekfirci ve tahrik eden söylevlerde, tavırlarda bulunanlara yönelik Nusra Cephesi cezalandırma mekanizmasını devreye sokmaktaydı. Böyle olunca bu tür militanlar, daha fazla hürriyet ve hareket alanı verecek başka yapılara kaymak istemekteydi. Nusra, tekfir şayialarını yayan unsurlardan silahlarını almakta, bunları hapsetmekte ve cezalandırmaktaydı. Örneğin bu çerçevede şu şahıslar Nusra tarafından hapsedilmişti: Ebu Retaj es-Sevsi ve Ebu Ömer el-İbadi (Tunuslular) - Ebu Damdam el-Hasani ve Ebul Haccac en-Nevari (Faslılar), Ebubekir Ömer el-Kahtani (Suudlu). İşte Nusra’nın cezalandırdığı bu ve benzeri kişiler örgüt içinde İŞİD’e yarayabilecek bir kadro/ ekip olarak değerlendirilmek istendi. Zira Bağdadi tam da böylelerine ihtiyaç duyuyordu. Öyle ki Suudlu Kahtani, Bağdadi’nin Nusra Cephesi’ni tasfiye ilanından sonra ilk ayrılan oldu ve Bağdadi’nin IŞİD’inde genel şari (şeri mahkemenin başı) oldu.
BAĞDADİ SURİYE’YE GİDİYOR
Bunlar olurken Albay Bekir, Bağdadi’ye Nusra’nın tasfiyesine yönelik herhangi bir karar almaması, birlikte Suriye’ye giderek durumu yerinde müşahede edilmesi teklifinde bulundu. Çünkü IŞİD ilan edilmiş olsa da Suriye’de sahada gerçekte mevcut değildi. Albayın teklifini kabul eden Bağdadi, gizli ve güvenilir bir ikamet yeriyle diğer detayları belirlemesi için elemanını gönderdi. Türkiye sınırına yakın güvenilir bir mekân tespit edildi. Kurmay Albay Hacı Bekir, özel koruması ve 3 kişiyle birlikte Bağdadi’nin Irak’tan çıkışı sağlandı.
Bağdadi, Nusra’daki etkin kişilerle iki farklı yolla görüştü. İlkinde Nusra’dan en üst düzey liderle yüz yüze görüştü. İkincisinde ise alt düzey liderlerle şahsen değil yaklaşık 10 kişiden oluşan bir ekip şeklinde görüştü. Görüşmede insanlar bu 10 kişi arasında Bağdadi’nin yer aldığını ve kendilerini dinlediklerini söyledi.
Ebu Muhammed el-Colani sessizliğini korumayı sürdürdü. Bağdadi, Nusra’nın kapatılmasının yaklaştığı yönündeki haberi Colani’ye iletti ve kendisinden ilk olarak ismiyle vahdetten/birlikten yana olduğu yönünde bir açıklama yapmasını istedi. Colani önceki mesajlarından çok daha bariz, çok açık ve net bir mektubu Bağdadi’ye gönderdi.
Burada Nusra’nın IŞİD’e katılmasının bariz hata olduğunu belirtti. Bunun Şam Cihadı’nda, Nusra’nın halk nezdindeki kabul ve güvenine zarar vereceği, Suriye halkının bunu kesinlikle kabul etmeyeceği kaydedildi. Bir adım da öteye gidilerek IŞİD’in (Bağdadi’nin) Suriye’den çıkarak Irak ve ya da Türkiye’ye gitmesi istendi.
IŞİD İLE NUSRA ARASINDA İPLER KOPUYOR
ALBAY Bekir bunun üzerine Bağdadi’ye kendi imzasıyla Nusra’nın tasfiye edildiği, Colani’nin görevinden azledildiği yönünde bir açıklama yayınlamasını tavsiye etti; belki bu ilandan sonra Colani’nin geri dönüş yapabileceğini söyledi. Bu arada Bağdadi’nin koruması olacak bir çekirdek ekip oluşuncaya kadar Suriye içindeki savaşçı tugaylar hazırlanacak, Nusra destekçileri çekilecekti.
Albay Bekir, Nusra’ya bağlı liderleri çağırarak harekete geçti, 3 gün içinde yaklaşık 1000 kişilik seçkin savaşçıdan oluşan ekip liderliğini düzenledi. Nusra’nın kapatılma ilanı sır gibi tutuldu. İlandan bir gün önce Albay Bekir, Nusra’da kalan diğer liderlerin tamamının emir Bağdadi’nin Suriye’deki varlığının etkisini derinden hissettiklerini, hatta bunların Nusra’nın kapatılma kararını kabullenebilecekleri ve
Bağdadi’ye biat edebileceklerini hissetmekteydi.
İlandan sonra Nusra Cephesi 3 kısma ayrıldı. Biri Bağdadi’ye yöneldi, bunlar yaklaşık örgütün yarısıydı. Diğeri tarafsız kalırken, üçüncü kısım ise Colani ile kaldı. Kendisine katılmayan veya Colani ile kalan diğer yarısını Bağdadi tehdit olarak hissetti.
Albay Bekir, şu maddeleri içeren mesajı Colani’ye gönderdi: “Ya Bağdadi’ye biat edip IŞİD’e katıl ya da öldürüleceğin bir savaşla karşı karşıya kal.” Bağdadi’ye biat ve itaat etmediklerinden Colani ve benzerleri, şeri açıdan savaşılmaları ve öldürülmeleri gereken Hariciler olarak tanımlanmaktaydı.
Albay Bekir, Bağdadi adına heyetleri IŞİD’e katılmayan diğer liderlere gönderdi. Bünyeye dahil olmazlarsa her şeylerinin IŞİD’in malı sayılacağını, harici muamelesi göreceklerini söyledi. IŞİD’e göre Irak ve Şam İslam Devleti’nin ilan edilmesiyle bu coğrafyadaki herkes “Veliyyi Emir” diye dayatılan Ebubekir el-Bağdadi’ye biat etmek, zekatını veya vergisini vermek, kurallara uymak zorundaydı. Aynı şekilde Hıristiyan veya gayrimüslim azınlık da cizye vermek durumundaydı. IŞİD’e katılmayanların önündeki seçenekler: ya İŞİD’e katılım ya da ülke dışına çıkmaktı, üçüncü bir yol yoktu!
NUSRA’NIN DEPOLARINA EL KONULDU
Colani’nin tasfiye kararını kabul etmeyeceği ve bunu basın aracılığıyla reddedeceği haberleri Albay Bekir’e ulaştı. Bunun üzerine Albay, hemen Nusra Cephesi’ne ait silah depolarına hızlıca el konulması yönünde teklifte bulundu. Depoları teslime yanaşmayan Nusra militanlarının bir kısmı öldürüldü. Albay Bekir, Nusra Cephesi’ni, Colani’yi ve lider kadrosunu bitirmek, şeri olarak da dağıtmak için Bağdadi’den kendisine yol vermesini istedi ve yoluna aşağıdaki şekillerde devam etti:
1- İkinci suikastlar timinin aktif hale getirtilmesi. Eski bir Irak subayının komutasında 50 kişilik bu tim ilk olarak Nusra liderliğinin yerini araştırdı. Sonra uzaktan kumanda veya yapıştırıcı bomba ile suikastlar düzeneyecekleri kişilerin hareketleri gözetlendi.
2- Bağdadi’ye biatın şart olduğunu ortaya koyacak etkin fetvalar verecek şahsiyetleri örgüte kazandırmak için harekete geçildi.
3- Kuvvetli bir şekilde internet üzerinden iş yapacak medya ekibi devşirildi. Bunlar Bağdadi’yi, IŞİD’i övecek, eylemlerin kaydını yayacak, Nusra Cephesi ve liderliği aleyhindeki iddiaları yayacaktı. Bütün bunlar gerçekleştirildi.
Colani bu planlardan bir şekilde haberdar oldu ve yaşanan süreci El Kaide lideri Eymen el-Zevahiri’ye anlattı. O da gerek hakem heyetleri gerek istişareler sonrası yeni bir durum ortaya koydu.
SURİYE'DE 'DEVLET'İ İLK KİM İLAN ETTİ?
SURIYE’de cemaatiyle ilk devlet kuruluşunu ilan eden Muhammed Firas el-Abbasi idi. İslam Devleti Şûra Meclisi adlı bu yapıda 180 kişi vardı. Türkiye sınırındaki Babul Heva Kapısı rejimin elinden alınan ilk kapıydı ve Firas buraya El Kaide bayrağı diken kişiydi. Bu bayrak meselesi Türkiye’nin tüm sınır kapılarını kapatmasına yol açmıştı. Bu adım eleştirilmiş, bayrağı indirmesi için Firas iknaya çalışılmıştı. Ancak inadını sürdürünce kimliği belirsiz kişiler onu öldürdü, bayrak indirildi ve kapılar açıldı. Bağdadi’nin Suriye’deki ilk kolunun Ebul Esir el-Abbasi olduğu bilinmez. Eleştirilerin dozu artınca örgütteki devlet kelimesi saklandı. Başlarda örgütün ismi İslam Devleti Şûra Meclisi idi, sonra Mücahitler Şûrası Meclisi diye değişti. IŞİD’in ona sempati duyanlar ve Suriyeliler nezdinde itibarını sıfıra indiren, esirleri toplu infaz etmesi oldu. Amr el-Abbasi Ebul Esir, Halep’ten IŞİD militanları ayrılmadan önce cezaevindeki esirlerin idam emrini verdi, tekinin dahi çıkmamasını söyledi.
HABERTÜRK
Haber Ara