ABD 35 gün sonra kimin silahını Kobani'ye yolladı

TIMETURK / NEVZAT ÇİÇEK

Kobani meselesi ilk çıktığı günden itibaren IŞİD üzerinden bir dizayn yapıldığını ve meselenin uluslar arası bir konsept olduğu hem Salih Müslim hem de başka yetkililer tarafından ifade edilmişti...

Kobani üzerinden özellikle İran ve Suud çekişmesini göremeyenler meselenin sadece IŞİD ve PYD olduğunu zannediyorlar. Oysa meseleyi anlamak için IŞİD’in Musul’dan Bağdat’a doğru yürürken önce neden Erbil’e doğru sonra da neden Kobani’ye doğru götürüldüğüne bakmak gerekiyor…

Batı dünyası bütün istihbarat rağmen IŞİD’in Kobani’ye yönelmesine müdahale etmedi, Esed bu noktada herhangi bir şey yapmadı, İran Rojava Yönetimini tanıyan ilk ülke oldu ve oda belirli bir süre beklemeyi tercih etti. Türkiye insani yardım koridorunu açarak “Bekle-Gör” politikası ile meseleyi üzerinden savuşturabileceğini düşündü ama uluslar arası ve bölgesel güçler ne yazık ki buna izin vermedi…Kobani’nin IŞİD eliyle kısa sürede düşürüleceğine inanan bütün devletler orada ki direniş karşısında pozisyonlarını tekrardan gözden kaçırmak zorunda kaldılar.

Kobani’de durum devam ederken İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Merziye Afham, (IŞİD) tarafından kuşatılan Kobani’nin Suriye’nin bir parçası olduğunu ifade ederek, “Kobani, Suriye toprağının bir parçası ve ancak Suriye devleti talepte bulunursa her türlü yardımı yaparız. Bu tip olaylara karşı ülkelerin milli egemenliği ve uluslararası kurallar göz önünde bulundurulmalıdır” ifadelerini kullandı. İranlı sözcüden sonra İran Genelkurmay Başkanı’nın sözleri basında yer aldı.

Aslında İran bunları söylerken Kürt kaynakları Esed ve İran’ın Kobani’ye yardım yaptıklarını ifade ediyordu. Hüseyin Yayman’a göre Türkiye’nin YPG güçlerine silah ve mühimmat desteği verdiği ifade ediliyor ve Türkiye’nin bunu açıklayamadığı söyleniyordu…
Irak Kürdistan Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’de IŞİD karşısında kendilerine önce İran’ın yardım yaptığını daha sonra da Türkiye’nin kendilerine yardım yaptığını ama Türkiye’nin isteği ile bunu açıklayamadıklarını ifade ederek, “Barzani "Bize ilk silah İran'dan geldi. Ama ağustos ayının başlarında IŞİD'in saldırılarına maruz kaldığımızda Türkiye de silah gönderdi. Ama bizden bu bilgiyi açıklamamızı istemediler. O dönem Türkiye'de cumhurbaşkanlığı seçimi vardı. Ayrıca IŞİD'in elinde de Türk rehineler vardı. Türkiye'den daha fazla yardım beklerdik ama iç sorunlarını anlıyoruz" dedi…

Bütün bu gelişmeler içerisinde ABD Kobani’ye havadan silah sevkiyatı yapıyordu. Amerikan Merkez Kuvvetler Komutanlığı, Kobani’ye silah yardımına ilişkin açıklamasında, söz konusu malzemenin ‘Irak’taki Kürt yetkili birimlerden‘ gönderildiğini belirtmiş ama ayrıntı vermemişti. Diken.com’a konuşan bir kaynak, atfın bu şekilde yapılmasının nedeninin, PYD’ye ulaştırılan silah ve muhimmatın Mesut Barzani liderliğindeki Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nden değil, Talabani’nin Kürdistan Yurtseverler Birliği’nden yapılması olduğunu söylemişti. Nitekim Talabani’ye yakın Süleymaniye Times gazetesi, hava yardımından saatler önce ve henüz ABD’den bir açıklama yapılmamışken, twitter hesabından KYB Güvenlik Şefi Lahur Talabani’ye atfen, ”Kobani’nin halkı önümüzdeki saatlerde çok mutlu olacak” diye tweet atmıştu. Bu tweet’ten saatler sonra, ABD’nin Kobani’ye ilk kez silah yardımı yaptığı anlaşıldı.
Bu yardımlar sonrasında ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf ABD kanunlarına göre PYD ile PKK'nın ayrı gruplar olduğunu ifade ederek, "IŞİD ile savaşan PYD gibi Kürt grupların desteklenmesinin çok önemli olduğuna inandığımızı Türklere açıkça belirttik" diyordu…

Nitekim Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Kalın, ABD’nin en çok okunan gazetelerinden Wall Street Journal’a yazdığı makalede ‘PYD’ye yardım edemeyiz’ dediği gün havadan PYD’ye yardım yağıyor, Türkiye peşmergenin geçişini konuşuyordu. Kalın makalesinde, ‘‘Türkiye’nin yasadışı PKK’nın Suriye kolu olan PYD’ye silah göndermesi yönündeki fikir hatalı’‘ diyor ve ”PKK’nın Suriye’deki uzantısını silahlandırmak, PKK’ya silah vermeye eşdeğerdir. PYD’ye verilecek silahların PKK’nın elinde son bulmayacağını kim garanti edebilir ki?’‘ diye soruyordu.

Kobani üzerindeki tartışmalar Kürtleri de bir araya getiriyor...Rojavalı siyasi tarafların ortak yönetim ve güç birliği amacıyla 14 Ekimden beri Duhok kentinde başlattıkları görüşmeler sürüyor. Suriye Kürd Ulusal Meclisi (ENKS) ve Rojava Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) temsilcilerinin Rojava’da ortak yönetim konusunda ön anlaşmaya vardıkları, askeri güç birliği konusunun da YPG yetkilileri ile görüştükten sonra karara bağlanacağı bildirildi. ’’Taraflar Rojava’ya döndükten sonra ortak bir komisyon kurulacak. Bu komisyon Halk Savunma Birlikleri (YPG) Yönetimi ve Rojava Savunma Meclisi Başkanı ile ortak bir askeri gücün kurulması üzerine görüşmeler yapılacak. Son karar bu görüşmelerin ardından verilecek.’’

Gördüğünüz gibi Kobani üzerinde önce İran silahları verildi, Batı Talabani silahlarını alıp Kobani’ye gönderdi, şimdi de Peşmergeler Türkiye üzerinden gönderilecek…Bölgede herkesin değişen pozisyonlara göre yeni pozisyon aldığını gördüğümüzde hala eski politikalar ve söylemler üzerinden belirlenecek olan politikalarla sonuç alamayacağımızı görmemiz gerekiyor.