Zerkavi IŞİD'in temelini nasıl atmıştı
Nevzat Çiçek'in Habertürk Gazetesi'ndeki IŞİD yazı dizisi devam ediyor....Çiçek, yazı dizisinin 2.bölümünde IŞİD'in temelini atan Zerkavi'nin kim olduğunu inceliyor.Yazının en ilginç bölümü ise Şia'ya karşı savaşan Zerkavi'nin İran'da da kamp kurması
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-10-18 13:04:34
Irak işgali yeni liderlerin doğmasına ve ABD yanlısı ve karşıtı olmak üzere 2 başat grubun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Ülkenin Sünni nüfusu ABD'ye karşı direnişi tercih ederken, bütün Şii hareketler ve Kürtler yeni Irak'ta söz sahibi olmak amacıyla ABD ile anlaşarak siyaseti tercih etmişlerdir.
ABD'nin Irak'ı işgali bütün dünyada tepki topladığı gibi Irak'ta da silahlı direnişin oluşmasına neden olmuştur. Saddam Hüseyin iktidarını kısa sürede devirmeyi başaran ABD, bir kaç ay sonra daha tehlikeli bir isyan dalgasıyla karşı karşıya kaldı
ABD Irak’a yönelik saldırıya başlamadan önce, El Kaide örgütü savaşı öngörmüş! ve bazı birliklerini Irak’ta zaten müttefiki olan Ensar El İslam saflarına, muhtemel ABD müdahalesine karşı savaşmak üzere göndermiş en azından gidenlere yardım etmişti. Ürdün’ün Zerka bölgesinde doğup Afganistan’da örgütün kamplarında politik ve askeri eğitim alan Ebu Mus’ab El Zerkavi, Irak’a geçen en üst düzey savaşçıdır.Bütün bunlarla birlikte Irak işgaliyle beraber dağıtılan Saddam ordusu, değişik direniş örgütlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Saddam dönemi subayları ve Baas gönüllüleri değişik yapılanmalar adı altında ABD'ye karşı direnişi örgütlemişlerdir. Bu örgütlerin en önemlileri şunlardı: Ensar El İslam-Irak El Kaidesi-Irak İslam Ordusu-1920 Tugayları-Ebubekir El Sıddık Tugayları, Fatihler Ordusu- Nakşibendi Ordusu, Irak Aşiret Devrimcileri Askeri Konseyi, Ceyşu`l Mücahidin (Mücahitler Ordusu)…Bunlar dışında özellikle daha sonra Sunni kesimlerle savaşan ve yer yer de silahlarını ABD’ye döndüren Bedir Tugayları, Mehdi Ordusu, Ehl-i Kah Grubu, Muhtar Ordusu, Sarallah (Allah'ın İntikamı) Tugayları gibi oluşumlarda zaman içerisinde Irak’taki diğer askeri güçler oldular.
Musul IŞİD tarafından alındığında her kes nasıl böyle bir şey olduğunu ifade etmişti ama bölgedeki aşiretler ve yapıların güçlü varlıkları hep görmezden gelindi
Direnişin bu ilk aşamasında Saddam'a sadık güçler de yeni örgütler kurma çalışmalarına başlamışlardır. ABD'ye karşı saldırıların oranı artmıştır. Bu dönemde Ebu Garib cezaevinde ortaya çıkan işkence görüntüleri tüm ülkede direnişi artırmıştır. Bu örgütlerin en öne çıkanı Zerkavi’nin temelini attığı Tevhid ve Cihad örgütüdür.
IŞİD’İN TEMELİNİ ATAM ZERKAVİ KİMDİR
Bugün gerek IŞİD’in yol haritasını gerekse de beslenme kaynaklarını iyi anlamak için örgütün temellerini atan esas adı Ahmet Nezzal El Haleylah olan Ebu Musab Zerkavi’yi tanımaktan geçiyor. Zerkavi hakkında en rahat bilgiye ulaşacağımız yer ise cezaevi arkadaşlarının anlatımından Zerkavi’nin hayatını yazan Fuad Hüseyin’n “Zerkavi El Kaide’nin İkinci Kuşağı” adlı kitaptır…
*Zerkavi'nin gerçek adı; Ahmet Fadil Nezzal El-Haleylah, lakabı ise Ebu Musab'dır. Zerkavi, Beni Hasan Aşireti’ne tabi fakir ve muhafazakâr bir ailenin çocuğu idi. Bu aşiret, Ürdün’ün en büyük aşiretlerinden biridir
*Zerkavi'nin şimdiki şahsiyetini oluşturan 3 boyutun ilki, yetişmesiyle bağlantılıydı. İkincisi, inandığı mezhepsel okula bağlı dini boyuttu. Üçüncüsü ise tarihin yansımalarıdır.
*Zerkavi’nin şahsiyetinin oluşmasında temel olan Bedeviliktir…
*Mezarlıklarda uzun vakitler geçirmenin sonucunda hayat ve ölüm fikri arasındaki aykırılıkları barıştırmayı öğrendi. Zerkavi en önemli arkadaşlıklarını o mezarlıklarda kurdu
*Delikanlılık yaşına geldiğinde ve fiziksel olarak geliştiğinde evinin yanındaki Abdullah Bin Abbas Camii ikinci evi oldu. Böylece Zerkavi’de de cihat ve şehadet fikirleri yerleşmeye başladı
*Afganistan’daki Komünist işgalcilere karşı cihat yolu, o dönemde birçok Arap ülkesinde olduğu gibi Ürdün’de de cihadı ve şehadeti sevenler için açık olan tek cihat yoluydu. Zerkavi askeri eğitimini, dini ve siyasi kültürünü Arap ve Afgan mücahitlerle işgalci Sovyet arasında çıkan savaş esnasında aldı.
* Kız kardeşlerinden bir tanesini, Afgan Araplardan bir tanesi ile onun cesaretini ve Sovyetlere karşı giriştiği savaşta bir bacağını kaybetmiş olmasını takdir etmek gayesiyle evlendirdi .
*Zerkavi’nin Afganistan’da kurduğu ilişkilerden en önemlisi Ebu Muhammed El-Makdisi ismi ile bilinen İsam El-Berkavi ile 1989 yılında kurduğu ilişki idi. El-Makdisi, Zerkavi’nin kişiliğinin oluşmasındaki 3.temel unsur İdi.
*Afganistan’dan sonra Tevhid Cemaati’ni Ürdün’de kurdu
* Sovyetler Birliği güçleri Afganistan’dan çekildikten sonra Afganlı gruplar arasında savaş kızıştı. Zerkavi Ürdün’e dönme kararı aldı
*Zerkavi, ailesi Kuveyt’te bulunan Filistin doğumlu Makdisi ile 1993 yılının ortasında Ürdün’e dönerek orada dini bir örgüt kurmak için anlaştı. Örgütün fikrî hedefi; gençleri ilk aşama olarak silah ve bomba toplamaya girişmek inancında toplamak ve ilk eğitimi vermek, ikinci olarak da İsrail karşıtı askeri operasyonlarda bulunmak idi.
*Bu örgütün asıl teorisyeni Ebu Muhammed El-Makdisi, -bu örgüte Tevhid Cemaati adını verdiler
* camilerde, gençlerin toplandıkları mekânlarda kendilerini yeni gruplarına dâhil etmek için dersler ve konferanslar vermeye başladı.
*Birçoğunun örgüt tecrübesi olmayan, aralarında Zerkavi ve Makdisi’nin de bulunduğu bu yeni grup göze çarptı ve çalışmalara başladıktan kısa bir süre sonra Ürdün Emniyet Güçleri’nce yakalandılar. Örgütün diğer üyeleri ile beraber ikisi de 29 Mart 1994'te hapse atıldılar.
* Sadece Allah’a yönelik tevhid anlayışını onaylayan Makdisi’nin bu fikri; yönetimde olan tüm Arap ve İslami rejimleri kâfir sayan Selefi cemaatlerin ana dayanağını oluşturmaktadır.Bu rejimlerin tüm merkezlerine ek olarak; parlamento meclisi de aralarında olmak üzere tüm kurumları ve birimleri de kâfir sayılmaktadır
*Hapishane, Zerkavi’nin şahsiyetinin oluşumuna damga vuran ve ileride çok gelişen açık izler bıraktı. İçinde gri renk bulunmayan öyle bir kişilik oluştu
*Çeçenistan’a gidecekti ancak Pakistan’da tutuklandı
*Zerkavi 1999 yılının Mart ayında, babasın ölümünün ardından ikinci Abdullah'ın krallık koltuğuna geçmesi münasebetiyle çıkan af neticesinde hapishaneden çıktı.
*Hapisten çıkan Zerkavi’nin önüne, 3. bir alternatifi olmayan 2 seçenek sunulmuştu. Ya Ürdün’ü terk ederek hem rahatlatacak hem de rahatlayacaktı ya da ikinci bir kere hapse dönecekti. Zerkavi, özgürlüğe düşkün bir insandı bu nedenle serbest bırakıldığından 6 ay sonra Ürdün’den ayrılmaya karar verdi
*Zerkavi, daha çok Arap mücahitlere ihtiyacı olduğunu düşündüğü Çeçenistan’a sefer için geçici durak olarak Pakistan’a yöneldi. Ancak Pakistan yöneticileri kendisine tanınan ikamet süresi dolduğu gerekçesi ile Çeçenistan’a gitmek için yapması gereken işleri tamamlayamadan Zerkavi’yi tutukladılar.
*Peşaver’deki 8 günlük tutuklamanın ardından Pakistan yöneticileri kendisini uzaklaştırma kararı aldılar. Zerkavi Ürdün’e dönmeyi hiç düşünmedi. Hileleri kendisini Afganistan’ı seçmek zorunda bıraktı.
*El-Kaide, Zerkavi’nin dönüşünü sevinçle karşıladı. Zerkavi’nin Bin Laden’le tam anlaşma sağlamadığı görünüyordu. Bu da yeniden El-Kaide’ye katılmasına engel oldu. Zerkavi, yolunu El-Kaide ile sürdüremeyeceğini söyleyerek onlardan özür diledi ve yeni düzenlemeler üzerine anlaşma sağlanana kadar El-Kaide’nin kışlalarında eğitim alma hususunda anlaştı.
*Seyfüladl ismi ile bilinen, Bin Laden ve Zevahiri’den sonra El-Kaide’nin 3. adamı olan Muhammed Mekkavi, yeni bir işe başlama kararı aldığı takdirde Zerkavi’ye ihtiyaç duyacağı her şeyde yardım teklifi sundu.
*Afganistan’ın batısında; İran sınırındaki Herat kentinde kendisine özel bir kışla inşa etme kararı alan Zerkavi El Kaide’nin sevinçle karşılandı.
*1999 yılının sonlarında gidişatında yeni bir aşama başladı. ‘Şam Ordusu’ ismi ile bilinen kendisine bağlı kişiler, o yılın sonunda Herat kışlasına toplandılar. Bu kışla, hem El Kaide hem de Taliban Hareketi tarafından tam destek gördü.
*Zerkavi ve grubu, Kandahar ve Tora Bora’daki şiddetli çatışmalara Taliban ve El-Kaide’nin yanında katıldı. Çatışmada, içinde bulunduğu binanın havadan bombardımana tutulması neticesinde çatının bir kısmının düşmesi nedeniyle Zerkavi’nin bir sol kaburga kemiği kırıldı ve kurtuldu.
*Kandahar’ın düşmesinden ve Tora Bora’nın bombalanmasından sonra Zerkavi’nin önünde Afganistan’dan ayrılmaktan başka seçenek kalmadı . Pakistan sınırına yakın İran’ın Zehdan şehrinde, Herat’ta kışlası bulunurken iyi ilişkiler kurduğu İranlı Sünnilerin yardımı ile lojistik bir üs kurdu
* Tahran’da Afgan komutan Hikmetyar’ın çiftliğinde başka bir merkez kurdu. Orayı komuta için merkez edindi.
*Tahran’da komutanları ile şura meclisi topladı ve onlara Irak'ın Amerikalılarla çatışma meydanı olacağına inancı nedeniyle oraya yönelmek istediğini bildirdi. Zerkavi Irak’a gitme kararını kesin bir sır olarak aldı. Grup üyelerinden hiç biri Pakistan’ı sonra da İran’ı terk ederlerken Irak’a yöneleceklerini bilmiyorlardı.
*Zerkavi, üyelerini özellikle resmi pasaport taşıyanları Tahran’daki birkaç otele dağıttı. Kimliklerini ispatlayacak belgesi olmayan diğerlerini de özel evlere yerleştirdi. Zerkavi Tahran’da ilk olarak üyelerinin ailelerini daha sonra Irak'a göndermek üzere hava yoluyla Türkiye’ye nakletti.
*İran İstihbaratı, Zerkavi grubunun Türkiye’ye sefer hazırlıklarını tamamlamış üyelerinin kaldıkları bazı otelleri bastılar. Yaklaşık 23 şahıs tutuklandı. Zerkavi, üyelerinin kalan üyeleriyle hemen Irak’ın kuzeyine yöneldi.
*Önce Darkayışhan’da sonra Sergat’ta birer üs kurdu. Batı Yaka’daki Nablus Kenti’nden gelen ailesinin yerleştiği Zerka Kenti’ndeki çocukluk ve gençlik arkadaşı Abdulhadi Daglas’ı başlarına komutan olarak atadı. Kendisini ayrıca, Zerkavi ve Kürt Ensar El- İslam Cemaati ile düzenli ilişki içinde bulunmakla sorumlu tuttu.
*Zerkavi, örgütünün büyük kısmı Arap Yarımadası ve Mısır’dan gelen gönüllülere odaklanan, Bin Laden ve Zevahiri’nin benimsedikleri temellerden farklı esaslar üzerine kurdu
*Bin Laden ve Zevahiri’nin finanse kaynakları, Arap Yarımadası’ndan fışkıran paralardan meydana geliyor. Zerkavi’nin şebekesi ise Şam ülkelerine (Ürdün-Filistin-Suriye) dayanıyor. Hatta üyeleri bile ‘Şam Askerleri’ olarak isimlendirilmeye başlandı. Zerkavi, mülteci olarak dünyanın farklı ülkelerine yayılan Suriyelilerden faydalandı.
*Zerkavi, örgütünü parçalanmaktan korumak için ailevi bağlar üzerine kurdu. Örnek verecek olursak Zerkavi, Şii Lider Bakır Hâkim’in ölümüne sebep olan patlayıcı yüklü ambulansın sürücüsü Şeyh Yasin’in kızı ile evlendi. Kız kardeşini Halid El-Aruri ile evlendirdi.. Bu evlilik gibi benzer evlilikler oldu. Bu şekilde, Zerkavi’nin başkomutanlarının birçoğunun birbirleriyle akraba ilişkisi oldu.
*Zerkavi, Irak’ta Şiilerle savaşma tehdidinde bulunmakla yetinmedi ve açıkça savaştı. 2003 yılı Ağustos ayının 29’unda Necef’te Irak’taki İslami Devrim Yüksek Konseyi Başkanı Muhammed Bakır Hakîm suikastından sorumlu olduğunu ilân etti. Kerbela ve Kazımiye patlamaları gerçekleşti…
*Zerkavi’nin katı konumları Şiilerle sınırlı kalmadı. Arap, Kürt; Sünnileri de kapsadı. Çünkü o, iç savaştan korkutma faaliyetlerini, işgale suskun kalmaya çağrıdan başka bir şey olarak görmüyordu. Bu da Zerkavi’nin Irak’ta iç savaş ateşi yaktığı suçlamalarını doğruluyordu.
*Irak’ta savaşan Zerkavi, 20 Eylül 2004 tarihinde esir Amerikalı Eugene Armstrong’un kafasını kesti ve görüntüsünü video olarak yayınladı.Siyah giyimli ve maskerli olan grubu içerisinde bir tek o yüzünü açık tutuyordu. 21 Eylül 2004‘de yine Amerikalı 2. bir esir Jack Hensley öldürüldü. 3. esir olan Britanyalı Kenneth Bigley 8 Ekim tarihinde yine kamera önünde bir duyuru okuduktan sonra boynu vuruldu.O gün de boynu vurulan kişilere Guantanamo’yu çağrıştıran turuncu elbise giydirilmişti.
*2004 Felluce Savaşı’nda birçok direniş grubunun bir araya gelerek kurduğu Mücahitler Şurası bünyesinde Musa ez-Zerkavi de yer alıyordu. Zerkavi 2006 yılında ABD’nin uçak saldırısında öldürüldü.
Haber Ara