Dolar

34,8707

Euro

36,6764

Altın

3.040,35

Bist

10.058,47

Getirilen tedbirler önlemeye yönelik

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, TBMM Adalet Komisyonu'nda bugün görüşülen yasa teklifine yönelik eleştirilerle ilgili 'Getirilen tedbirlerin tamamı önlemeye dönük tedbirlerdir' dedi.

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-10-15 13:39:20

Getirilen tedbirler önlemeye yönelik

AK Parti Genel Merkezi'ne gelişinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, TBMM Adalet Komisyonu'nda bugün görüşülen yasa teklifine yönelik eleştiriler hakkındaki bir soru üzerine, Türkiye'nin demokratik kazanımlardan geri adım atmadan, ciddi şekilde güvenliği tesis edecek ve kuvvetlendirecek bir "güvenlik reformu"na ihtiyacı olduğunu belirtti.

Kurtulmuş, bu konunun tartışılmasının tabi olduğunu, konunun olgunlaşacağını ve parlamentonun ona göre bir karar vereceğini söyledi.

"Getirilen tedbirler, önlemeye yönelik tedbirlerdir"

"Türkiye'nin polis devletine doğru gittiği" yönündeki eleştirilere ilişkin de Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Tam tersine. Bu kadar yıldır demokrasi ve bu anlamda atılan adımlar konusunda kararlı duran bir irade tabiki Türkiye'nin tekrar polis devleti olması istikametinde asla bir adım atmayacaktır. Bu arada bir denge kurulacak, yani bir tarafta güvenlik, bir tarafta Türkiye'de gerçekten devletin bu anlamda kendisini koruyacak olan mekanizmalarının kullanılması ama bunu yaparken de asla terör ile sokaktaki olaylarla ilgisi olan, olmayan vatandaşların rahatsız edilmemesi esas mesele budur. Yani teröre bulaşanları bir türlü geniş kitleye tehdit teşkil etmeyecek hale gelmesi tasarlanmıştır, planlanmıştır. Bunlar tabiki konuşularak, nihayetinde parlamento kararını verecektir."

Numan Kurtulmuş, bir başka gazetecinin "Dinlemeler konusunda geri adım söz konusu değil mi? Daha önce farklı bir düzenleme yapılmıştı 3 hakimden izin alınıyordu. Şimdi tek hakime indiriliyor" şeklindeki sorusunu, şöyle yanıtladı:

"O adli anlamdaki dinlemeydi, bu önleyici dinleme, arasında fark var. Bunlar tabi tartışmayla ortaya çıkacak olan şeylerdir. Buradaki yani delil olarak mahkemelerin kullanması kabul edilecek olan adli dinleme 3 hakimin, ağırlaştırılmış ağır ceza mahkemesinde vereceği bir karardı. Bu ise herhangi bir şekilde tehlikenin ortaya çıkması ihtimali üzerine önleyici dinlemedir. Burada getirilen tedbirlerin tamamı önlemeye dönük tedbirlerdir. Yoksa insanları baskı altına almak, bu olaylarla ilgisi olmayan kişileri taciz etmek, hürriyetlerini kısıtlamak anlamında atılan adımlar değildir. Bundan bütün kamuoyu rahat olsun, hiçbir şekilde ne polis devletine dönüş olacaktır ne demokratik kazanımlarda Türkiye geriye gidecektir. Türkiye, evet şartları çok daha zorlaşmış bir ortamdayız. Kobani olayları ve diğer bölgede muhtemelen uzun süre devam edecek olan bu gelişmeler Türkiye'yi de aslında etrafındaki ateş çemberini de daha da fazla daraltmış vaziyette. Bu anlamda bu denge mutlaka kurulacak. Bu kadar demokratik adımları atan hükümet, hiç kimse herhalde böyle bir şeyi tahmin etmez, bu attığı adımlardan geri adım atacak değildir. Ama bir taraftan da Türkiye'nin korunması bu anlamda terörle, sokaktaki tedhiş olaylarıyla ilgisi olmayan geniş yurttaş kitlesinin korunması herhalde hükümetin sorumluluğudur."

"Sokağa çıkanların tedhiş estirme hakkı yok"

Eylem yapan kişiler ile diğer vatandaşların ayrımının nasıl yapılacağı konusundaki soruya ise Kurtulmuş, "Bunlar ayırt edilecek tabiki. Bir tarafta yüzünü kapatıp maskeyle sokağa çıkan, bir tarafta da yolda rahat bir şekilde yürüyen insanlar var. Bunları ayırt etmek tabiki mümkün olur. Aslolan şey bu ortamın ortadan kaldırılmasıdır" yanıtını verdi.

Kurtulmuş, herkesin demokratik tepkisini ortaya koyma ve protesto etme hakkı bulunduğuna işaret ederek, "Bunda en ufak bir problem yok ama sokağa çıkanların da çevreyi yakıp yıkma, insanların mallarını talan etme, yüzleri maskeli bir şekilde sokaklarda tedhiş estirme hakkı da olmaması gerekir" diye konuştu.

Dünyanın hiçbir demokratik devletinde böyle bir hak olmadığına dikkati çeken Kurtulmuş, "Üzerinde durulan konu budur, yani demokratik hakların kullanılmasına sonuna kadar 'Evet' ama demokratik hakların kullanılması maskesi altında sokakların da böyle bir tedhiş ortamına döndürülmesine de herhalde 'Hayır' demek gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.
SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara