Sınır ötesine yeni şehirler kurabiliriz
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ABD dönüşü bomba açıklamalar:- IŞİD'e bombardıman sürerken bölgedeki bütün gruplara yardım ulaştırdık. - Güvenli bölgede '25 km' medyanın yazdığı rakam. Süleyman Şah Türbesi'nin mesafesi 38 km.- Mesele 1.5 milyon insanın kendi topraklarına dönmesi olayıdır. - Belki sığınmacılara Suriye'de yeniden şehirler tesis edilecektir.- Asker değilim. Ama kara harekatının yapılmadığı yerde kalıcı olamazsınız.- Güvenlik Konseyi kararı falan o safhalar artık aşıldı, geçildi.
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-09-27 09:15:21
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM zirvesi için bulunduğu New York'ta temaslarını tamamladı. 'TUR' uçağıyla Türkiye'ye dönüşte sorularımızı yanıtlayan Erdoğan, hem liderlerle temasları hem de IŞİD'e yönelik operasyonlara ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı. ABD Başkanı Obama ile yardımcısı Joe Biden hariç, 16 ülke ile 17 ikili görüşme gerçekleştirdiğini belirten Erdoğan, 'Tabii ayaküstü yapılan resepsiyondaki görüşmeleri dahil etmiyoruz' dedi. Irak ve Suriye'de IŞİD örgütüne yönelik operasyonları 104 ülkenin desteklediğini ve buna ilişkin uluslararası bir tavır oluştuğunu kaydeden Erdoğan, 2 Ekim'de sınırötesi tezkerelerinin Meclis'te kabul edilmesinin ardından Türkiye'nin de gereken adımları atacağını vurguladı. İşte Erdoğan'ın sorulara verdiği yanıtlardan önemli satır başları:
KARARI KENDİMİZ VERİRİZ
Irak ve Suriye tezkerelerinin kabûlü sonrası ne gibi adımlar atılacak?
Ayın 2'sinde konuyla ilgili tezkere Meclis'e gelecek. Ve Meclis'teki tezkerenin çıkışıyla birlikte bizim de gerekli adımları atmamız gerekiyor. Zira şu anda Suriye'den 140 bin Kürt kökenli vatandaş Türkiye'ye girmiş vaziyette. 60 bine yakın da Yezidi Türkiye'ye girdi. Yani 1.5 milyonu toplamda bulduk. Bu tabii çok büyük bir potansiyel. Bunu bölgede ne kadar absorbe edebiliriz, o ayrı bir sorun. Onun için de bizim üzerinde ısrarla durduğumuz konu, bir uçuşa yasak bölge ilanı, güvenli bölge ilanı, eğit-donat konusu. Eğit-donat konusu üzerinde ısrarla duruyoruz. Bütün bunlara yönelik çalışmalarda zannediyorum ki mutabakat sağlanacaktır. Görüşmelerimiz sürüyor. Yani bunlara bizim hazırlıklı olmamız lazım. Burada, ikinci, üçüncü sınıf bir ülke konumunda değiliz. Birinci derecede etkilenen ülke konumundayız. Ne yapacağımıza kendimiz karar veririz.
Tampon ya da güvenli bölge... Bunlarla ilgili çalışmalar var mı?
Yani tampon demeyelim, güvenli bölge demek daha isabetli olur; Suriye tarafında bir güvenli bölge...
Bunun çalışmaları yapıldı mı Türkiye açısından?
Olmaz olur mu, tabii ki yapıldı.
SÜLEYMAN ŞAH 38 KİLOMETRE
25 km derinliğinde diyorlar...
Şimdi, arkadaşlar bunlar tabii medyanın yazdıkları. Öyle şeyler vardır ki belli bir noktaya kadar sırdır. Ondan sonra sır olmaktan çıkar. Ama sır olduğu anda bunu açıklarsanız ondan sonra bu sırrın esiri olursunuz. Sadece Süleyman Şah Türbesi'nin zaten 38 km kadar orada bir mesafesi var. Şu anda oradaki hassasiyetimiz devam ediyor. Ama bütün bunlarla beraber girişler devam ediyor. Bütün bu girişlere tabii bizim şu anda tedbirlerimizi almamız gerekiyor. Şu anda da tabii hükümetimizin yaptığı, bu tedbirleri belirlemek ve gerekli gördüğü anda da gereğini yapmaktır.
SURİYE'DE 200 BİNİ AŞKIN İNSAN ÖLDÜ
Obama ve Biden ile Suriye rejimi konusunda detaylı görüşebildiniz mi?
Bizim hedefimiz, böyle bir işin içine girdiğimiz takdirde sadece Suriye değildir, veya sadece Irak değildir. Irak ve Suriye'dir. Ama Irak'ta rejimle bizim şu anda bir şeyimiz yok. Seçilmiş yeni bir hükümeti var, parlamentosu belli, cumhurbaşkanı belli... Ve temenni ederiz ki bu hükümet bir öncekinin düştüğü yanlışlara düşmez. Fakat Suriye'deki rejim, meşru değildir. Meşru olmadığı gibi, terör örgütlerinin cirit attığı bir alan haline gelmiştir Suriye. 200 bini aşkın insan ölmüştür. Yaklaşık 6 milyona yakın insan sığınmacı, mülteci durumundadır. Dolayısıyla burada terör palazlanıyorsa, terör örgütleri buradan Irak'a, Türkiye'ye, Lübnan'a, Ürdün'e zarar veriyorsa, burada gereği yapılması gereken bir rejim vardır. Gerekli iştişareyi hükümetimizle beraber yapacağız ve nihai kararımızı açıklayacağız.
Bu sadece Türkiye'nin değil, 1.5 milyon insanın kendi topraklarına dönmesi olayıdır. Bu insanların yerleşimine yardımcı olma dahi konuşulan başlıklardır. Belki orada bunlara yeniden şehirler tesis edilecektir. Ve bu insanlar da yeniden kendi topraklarına dönme imkanını bulacaktır. Belki arka arkaya donörler toplantısı da yapılır; bunların hepsi gündemde olan şeyler.
Belki de Kuzey Irak olmazdı
Karşı karşıya olduğumuz tehdidin boyutları çok mu büyük?
Daha hâlâ çok mu büyük dememiz, işin hâlâ farkında olmadığımız anlamına gelir. 140 bin kişi ülkeme geliyor. Öbür taraftan Yezidilerden 60 bine yakın. Şurada 1 hafta 10 günde olan şey... Böyle bir durum karşısında Türkiye'nin eli bağlı kalması doğru mu? Öbür tarafta ABD uçak gemilerinden müdahale ediyor. O müdahaleyi yapmamış olsaydı belki de bugün Kuzey Irak olmayabilirdi. En azından o müdahale IŞİD'i barajlar bölgesini ele geçirmekten alıkoymuştu. ABD son yaptığı harekatlarda da yine Kobani'nin ele geçirilmesini engellemiştir. Bunlar son 10-15 günün durum tespiti. Ama geç kalınmıştır. 4 yıldır söylediğimiz ama uygulamada netice alamadığımız işler.
CNN ve New York Times, sadece ABD ve Arap müttefikleri varmış gibi davranıyordu. Çok dar anlamda koalisyonu tanımladılar... İsrail'in adı hiç geçmedi, onun da sınırı var. Konumu ne olacak?
İsrail'in adı hiç geçmedi. Bizim görüşmelerimizde adı geçen ülkeler ağırlıklı NATO ülkeleridir. Arap ülkeleridir. Fakat birinci derecede Türkiye'yi ilgilendiren bir konudur. Çünkü 1250 km sınırı olan biziz. Dolayısıyla, sorumluluğumuzu bilmemiz lazım. Bu sorumluluktan kaçamayız. NATO ülkesisin, kalkmışsın Amerika'dan, Almanya'dan, Hollanda'dan Patriot'ları almışsın, oralarda radar üslerini kurmuşsun... Neden kurduk biz bu radar üslerini? Kılıçdaroğlu'nun ifade ettiği şekilde kurmadık. Sadece gelebilecek karşı bazı saldırılara yönelik savunma sistemleri olarak... Ve bu savunma sistemlerine yönelik bu adımlar, aylar öncesinden kendini gösteriyordu, bu iş bir yere doğru gidiyor diye...
O masaya oturamazdım
Ban Ki-Mun'un verdiği yemekte, Sisi ile aynı masaya oturmama olayı... O oturma düzeni bilinçli miydi tesadüf mü?
Ben bilinçli mi tesadüf mü bilemem. Fakat o zata bir meşruiyet kazandırma gayreti var. Dolayısıyla bizim masada kimler var diye sorduğumda, o ismin olduğunu görünce oraya gitmemeyi, çünkü gidersem Mursi ile ilgili inancım noktasında ters olur, yapılan bunca anti-demokratik girişimleri benim de onaylamam anlamına gelir. Bir taraftan darbeye karşıyım diyeceksin, ondan sonra darbeciyle aynı masada fotoğraf vereceksin. Bunu yapamazdım. Dünyada şu anda pek çok ülke vitrinde farklı vitrin gerisinde farklı söylemler geliştiriyor. İkili görüşmelerde, 'Doğru, haklısınız...' diyorlar. Haklıysak o zaman çıkın, meydanlarda da bunu böyle konuşun. Biz de BM kürsüsünden hiç olmazsa seslendirelim dedik. Ban Ki-Mun'un davetinde de aynı masada bu adamla o fotoğrafın içine giremem. Bunu ne milletime anlatabilirim, ne de Mısır'da idamla yargılanan insanlara...
Hudutlarımızı elbette koruruz
Rehineler kurtarıldı, Türkiye'nin politikası mı değişti?
Tüm terör eylemlerine karşı hassasiyetimiz var. Bilinmelidir ki, eğer burada askeri bir harekat olacaksa, bizim hudutlarımız kim tarafından korunuyor, asker tarafından; dolayısıyla böyle bir tehdit altında olduğumuz zaman askeri harekat buna karşı yapılacaktır. Yani Silahlı Kuvvetlerimiz bize nerede gereklidir? Böyle anlarda... Sınırlarımız tehdit altına giriyorsa bu adımların da atılması lazım. Hudutlarımızı elbette korumak durumundayız.
Askeri harekattan kastınız, kara harekatı mı?
Burada tabii, bir NATO ülkesi olarak ortaklarımızla her türlü adımın düşünülebileceği gibi, bunun hava boyutunu kim yürütür, kimlerle beraber yürütür; kara harekatını kim kiminle yürütür, bunların çalışmaları yapılıyor. Ama düğmeye basılma anı, burada çok önemli. Ki biliyorsunuz bazı hassasiyetler sebebiyle ABD Irak'taki gelişmelerde tavrını ortaya koydu ve özellikle barajlar bölgesinde doğabilecek tehlikelerden dolayı oralarda hava bombardımanlarını yaptı. Onlar yerinde olmuştur. O hava bombardımanlarının olduğu anda biz her türlü insani yardımı Kuzey Irak'taki tüm gruplara yaptık. Türkmenlere, Araplara, Yezidilere, hepsine yaptık. Peşmergelere aynı şekilde yaptık. Ve o püskürtülmüş oldu. Yani bugün Kuzey Irak çok ciddi bir sıkıntıyla karşı karşıya kalabilirdi.
Kara harekatı şart
Amerikalılar bu güvenli bölge konusuna bayağı mesafeliydiler...
Ona bakarsan, uçuşa yasak bölgede de önce sıcak değillerdi, güvenli bölgede de. Ama zannediyorum şimdi bu iş oturacak...
Sınır ötesine operasyon için işbölümü net mi?
İlgili ülkeler ve birimler zaten bu çalışmayı şu anda yapıyor. Ortak hava harekatı Özgür Suriye Ordusu'nun işini kolaylaştırdı. Kara harekatı da orada yürüyor. Bundan sonraki süreç çok daha farklı olacak. Neden böyle diyorum; çünkü güvenli bölge Suriye tarafında oluşturulacak. Bir diğer taraftan, burayı güvenli kılabilmek için de uçuşa yasak bölgenin sürekli kontrolü gerekiyor.
Kontrolü kim sağlayacak?
Koalisyon.
Bir Güvenlik Konseyi kararı alınacak mı?
Güvenlik Konseyi kararı falan o safhalar artık aşıldı, geçildi. BMGK'da biz tabii IŞİD'i konuştuk. Konuşurken, Rusya da Çin de aynı kanaati paylaştılar, hiçbirisi 'hayır olmaz' demedi.
Tüm bu anlattıklarınız bölgede yepyeni bir durum anlamına geliyor. Hava operasyonunun da ötesinde...
Gelebilir. Yani siz böyle bir terör örgütünü sadece hava operasyonuyla bitiremezsiniz. Bir defa mütemmim güç karadır. Eğer karayla bağlantısı dışında bir de deniz varsa, deniz de buna dahil olur. Bütün olarak ele almak durumundasınız. Kara esastır; ben tabii asker değilim; ama hava lojistiktir. Karanın gitmediği yer hiçbir zaman kalıcı olmaz.
Seninleyiz Uzun Adam
Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York'taki temaslarının son gününde iş dünyası ve STK temsilcileri ile görüştü. Akşam ise 'Turken Foundation' tarafından Mandarin Otel'de düzenlenen yemeğe katılarak akademisyen ve öğrencilere hitap etti. Toplantının düzenlendiği otel önünde toplanan ve 'Seninleyiz Uzun Adam' yazılı dövizler taşıyan bir grup, Erdoğan'a sevgi gösterisinde bulundu.
İBRAHİM KARAGÜL/ YENİ ŞAFAK
SON VİDEO HABER
Haber Ara