Dolar

34,8700

Euro

36,6756

Altın

3.021,04

Bist

10.053,97

'Sönen ateşin küllerinden bahçeler yapmalıyız'

Mehmet Görmez, 'Sadece silahların susması ve ateşin sönmesi yetmez' dedi.

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-09-06 09:12:06

'Sönen ateşin küllerinden bahçeler yapmalıyız'


Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "Etraftaki Müslümanlar birbirlerini katlediyor. Bu vahim bir durum. Bu konuda sadece silahların susması ve ateşin sönmesi yetmez, sönen ateşin küllerinden bahçeler yapmalıyız" dedi.

Kentteki İhlasiye ve Hatuniye medreseleri ile İl Müftülüğünü ziyaret eden Görmez, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı. Görmez, 28 Şubat mağdurlarının mağduriyetinin giderilmesi konusunda mevzuat sorunun bulunduğunu belirterek, "Bunu aşmak için çalışmalarımız sürüyor. Daha önceden haksızlığa uğrayan arkadaşlarımız için çalışmalarımız oldu ancak mevzuat gereği yardımcı olamadığımız arkadaşlarımız da var" diye konuştu.

Diyanet İşleri Başkanlığının Başbakanlığa bağlanması konusuna da değinen Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı bu düzenlemeyle daha özerk bir yapıya kavuşması için önemli bir adım olduğunu dile getirdi. Görmez, "Bu milletimizin kalbindeki ve dünyadaki yerine nispeten uygun bir düzenlemedir. Yakın gelecekte daha özerk bir diyaneitin oluşması ve vakıfların diyanet ile birleşmesi dini, ilmi ve idari bakımdan kamu tüzel kişiliğe sahip bir diyanete doğru gidiyoruz" ifadelerini kullandı.


"HEPİMİZ NAMAZDA AYNI SUREYİ OKUYORUZ"

Bitlis'teki gezi ve incelemelerinin ardından Ahlat ilçesine giden Görmez, burada hayırseverler tarafından yaptırılan 50 öğrenci kapasiteli Amine Hatun Yatılı Kız Kuran Kursu binasının açılışına katıldı.

Açılışta konuşan Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Kuran hizmetine çok önem verdiklerini ve bu yaz tatilinde 3,5 ile 4 milyon çocuğun camilere giderek, Kuran-ı, mihrabı, minberi, ibadeti, namazı ve Hz. Peygamberin hayatını öğrendiğini, bunun ülke için çok büyük bir nimet olduğunu ifade etti. Bu topraklarda tarih boyunca birlikte yaşayan, aynı Allah'a iman eden, Peygambere ümmet olan, vatan coğrafyasını paylaşan insanların, birbirlerini katletmeleri ve düşman olmalarının hem sebeplerinin üzerinde durulması hem de izahının yapılması gerektiğini ifade eden Görmez, şöyle konuştu:

"Hepimiz namazda aynı sureyi okuyoruz. Elhamdulilahi rabbil alemin diye başlıyoruz. Aynı rahmana secde ediyoruz. Aynı rahmana secde eden vatan evlatları, aynı dinin mensupları, Peygamberin ümmetinin çocuklarının birbirine düşman olmasının sebepleri nelerdi ve neden bu hale geldik diye bunun üzerinde düşünmeliyiz. Bir daha onu arkamızda bırakarak dönmemek üzere, hiçbir kardeşimizin hiçbir kardeşini üzmeyeceği bir ülke topraklarında birlikte yaşamanın yollarını aramalıyız. Bizi birleştiren en büyük değerler manzumesi Kuran-ı Kerim'dir. O değerler manzumesine birlikte yöneldiğimizde, bir tek insanının canına kıymak, yeryüzündeki bütün insanları katletmeye eşdeğer olduğunu görürüz."

Görmez, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Etraftaki Müslümanlar birbirlerini katlediyor. Bu vahim bir durum. Bu konuda sadece silahların susması ve ateşin sönmesi yetmez, sönen ateşin küllerinden bahçeler yapmalıyız. Sönen ateşin külleriyle kardeşlik ağaçları dikerek, bununla kardeşlik meyvelerini devşirmeliyiz. Kalpler arasında merhamet şebekelerini yeniden kurmalıyız. Müslümanların ve müminlerin birbirlerine husumeti kabul edilecek bir şey midir? Yeryüzünde adavet yapılacak bir şey varsa o da adavettir. Bu Bediüzzaman'ın sözüdür. Bu topraklarda yetişen Nurslu Said'in sözüdür. Daha 20-30 yaşlarında genç bir delikanlıyken Şam Ümeyye Camisinde İslam dünyasının en büyük alimlerine hitap ederken öyle diyor. Dünyada düşmanlık yapılacak bir şey varsa o da düşmanlıktır. Dünyada muhabbet duyulacak bir şey varsa o da muhabbettir. O zaman kalpler arasında muhabbet şebekelerini yeniden kurmalıyız. Bunu bize temin edecek en büyük değerler yüce kitapta var. Biz önceden her açıdan büyük hatalar yapmışız. Bütün o hataları geride bırakmalıyız. Tarihte işlenmiş hataların hesabını birbirimize sormamalıyız. Bilakis tarihten ibret alarak tekrar birlik, beraberlik ve vahdet tuğralarını beraber örmeliyiz. Bizi birleştiren inancımız, imanımız, Rab'bimiz, ibadetimiz ve Peygamberimiz var. Bu değerlerde birleşerek yolumuza devam etmeliyiz."

Kuranı Kerim'in okunması, yüzüne bakılması, ezberlenmesi ve dinlenmesinin ibadet olduğunu vurgulayan Görmez, bunların ötesinde asıl gayenin Kuranı anlamak olduğunu belirtti. Kuran-ı Kerim'in bir hayat kitabı olduğunu söyleyen Görmez, "Kuran sadece mezarlıkta okunmak için veya sadece şifa kastıyla bir yere asmak için gönderilmiş kitap değildir. Kuran bir hayat kitabı. Kuran bize hakkı, adaleti, ahlakı, fazileti ve erdemi öğreten bir kitaptır. Kuran Rab'bimize nasıl ibadet edeceğimizi öğreten bir kitaptır. Kuran Peygamberimize nasıl iman edeceğimizi ve nasıl bir hayat yaşayacağımızı öğreten bir kitaptır" diye konuştu.

Konuşmanın ardından kurdeleyi keserek açılışı gerçekleştiren Görmez, binada incelemelerde bulundu, daha sonra beraberindekilerle Sıddıkiye Medresesini ziyaret etti.



Haber Ara