Davutoğlu'ndan 'dönemin' çıkışı
Başbakan Davutoğlu, 'Kimse hiçbir başbakana ya da cumhurbaşkanına, halkın iradesini taşıyan hiçbir lidere, 'dönemin' ifadesini kullanamayacak. Bu bizim taahhüdümüzdür' dedi.
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-09-06 23:10:15
AA'da yer alan habere göre; Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Eğer bir gün bize tevdi edilen emanet dolayısıyla üzerimizde herhangi bir kibir ve güç belirtisi görür, merhamet ve şefkatten özellikle de adaletten ayrıldığımızı hissederseniz hiç çekinmeden bize Hazreti Mevlana’yı hatırlatın, hiç çekinmeden ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ diyen Şeyh Edebali’yi hatırlatın. Bu zilletten uzak kalmamız için bize dua edin. Siyasetin esası bu anlamda bütün bu değerleri aziz kılmaktır" dedi.
Davutoğlu, Konya Ticaret Odası, Konya Sanayi Odası ve Konya Ticaret Borsasının Fuar Alanı’nda düzenlediği akşam yemeğine katılarak Konya Ticaret Odası Uluslararası Fuar Merkezinin açılışını yaptı.
"Aziz şehrin aziz insanları, değerli hemşehrilerim” ifadeleriyle konuşmasına başlayan Davutoğlu, tüm Konyalıları selamladı.
Allah’ın arzının geniş olduğunu ve her mekanın Allah’ın Cemal isminin yansıması olarak yaratıldığını söyleyen Davutoğlu, “Her mekan güzeldir ve her mekandaki insanoğlu birbirine eşit şekilde yaratılmıştır ve hepsi azizdir, hepsi onurludur. Ama nerede yaratılacağı konusunda hiçbir irade kullanamayan insanların belki de en büyük lütuf ve kerem sahibi olduğu hususlardan biri hangi dönemde ve hangi mekanda yaratıldıklarıyla ilgilidir” diye konuştu.
Davutoğlu, “Bugün Konya’daki muhteşem tabloyu görünce ve bugün öğle saatlerinde devraldığım o ağır sorumluluğu hissedince ‘Şükürler olsun ki' dedim (Bu ülkede, bu kadim medeniyet merkezinde yaratılmışız ve şükürler olsun ki Hazreti Mevlana’nın diyarından feyzalma, imkanına, lütfuna sahip olmuşuz)” dedi.
Güven oylaması sonrasında Konya’ya gelirken Anadolu’nun güzel coğrafyasına baktığını ve tefekkür ettiğini söyleyen Davutoğlu, şunları belirtti:
“Bir tarafta gerçekten iliklerime kadar sorumluluk hissi anlamında yüreğimi titreten bir ağır sorumluluğun altına girmiştim. Aslında 21 Ağustos’ta ilk emaneti devralma konusunda, adaylığım ilan edildiğinde, bu sorumluluğu hissetmeye başlamıştım. Ertesi sabah Hacı Bayram-ı Veli’de, daha sonra hükümet programını sunup müzakeresini yaptıktan sonra İstanbul’a gittiğimde Eba Eyyub El-Ensari’nin huzurunda sabah namazında, biraz önce Hazreti Mevlana’nın huzurunda o derin mesuliyetin ağırlığını bir kez daha hissettim."
"Devleti devlet yapan şefkattir"
"Bu topraklardaki ilk payitahtımız olan Konya’ya bugünkü başkentimiz olan Ankara’dan gelirken bu ağır sorumluluk duygusu içinde Rabbime niyazda bulundum" ifadesini kullanan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Devlet olmak ya da devlet gücünü kullanmak temelde iki önemli değere ya da güce istinat eder: birisi kudret, birisi şefkat. Devletler veya devletler adına siyasi otoriteyi kullanan kişiler eğer insanoğlunun ihtiyaç hissettiği düzeni kurmak için yeterli kudrete sahip değillerse o ülkede huzur ve güvenlik olmaz. Devlet ve devletin sorumluluğunu üstlenen siyasiler, devlet adamları bu kudrete sahip olur da eğer şefkate sahip olmazlarsa belki düzen kurarlar ama idare ettikleri insanların kalbine nüfuz edemezler, onların kalbinde yer edinemezler. Devleti devlet yapan şefkattir, devleti devlet yapan emrinde olduğu milletin her bir ferdini kendi canından, kendi varlığından daha değerli görmektir.”
"Bazılarının ve geçmiş telakkilerinin aksine bizim siyaset anlayışımızda amir olan millettir, hadim olan devlettir, amir olan vatandaşlardır, hadim olan onu idare eden idarecilerdir” diye konuşan Davutoğlu, “Eğer idareciler bu bilinçle davranamazlarsa bir müddet sonra halkına zulmeden tiranlığın önünü açarlar. Ama eğer idareciler sahip oldukları mevkinin aslında insanın özünü ve onurunu koruyan bir kutsi emanet olduğunun farkındalarsa işte o zaman o milletin fertleri o idarecilerle kalben buluşurlar” değerlendirmesinde bulundu.
Ankara’dan Konya’ya gelirken bunları düşünerek niyazda bulunduğunu anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:
“Bu kutsal emaneti aldığımızda ki sizin de bu anlamda duanıza muhtacım, bu kutsal emaneti aldıktan sonra sahip olduğumuz kudret üzerinden hiç kimseye bizim üzerimizden zulmetmek gibi bir zilleti yaşatmasın. Hiçbir şart altında devletin bizim kudretimiz, bizim elimizde olan kudreti üzerinden herhangi bir insanın hakkının yenilmesine bizi vesile kılmasın ve devlet otoritesi kullanarak hiçbir insana, hiçbir hayvanata ve nebatata Rabbimizin yarattığı hiçbir varlığa zarar verecek bir uygulamayı bizden sadır etmesin.”
"Hiç çekinmeden bize Hazreti Mevlana’yı hatırlatın"
Davutoğlu, her türlü makam ve mevkinin sadece bir imtihan meselesi olduğunu belirterek “Eğer bir gün bize tevdi edilen emanet dolayısıyla üzerimizde herhangi bir kibir ve güç belirtisi görür, merhamet ve şefkatten özellikle de adaletten ayrıldığımızı hissederseniz hiç çekinmeden bize Hazreti Mevlana’yı hatırlatın, hiç çekinmeden ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ diyen Şeyh Edebali’yi hatırlatın. Bu zilletten uzak kalmamız için bize dua edin. Siyasetin esası bu anlamda bütün bu değerleri aziz kılmaktır” diye konuştu.
Konya’ya geldiğinde hemşehrilerinin kendisini karşılayışlarındaki muhabbeti gördüğünde “Bu mekanda yaratılmış olmak dolayısıyla bir kez daha şükrettiğini” ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hele dört ay içerisinde dördüncü kez şehir meydanını dolduran yüz binleri gördüğüm de dedim ki ‘Eğer faninin arkasında böylesine bir araya gelmiş ve ortak bir ruh oluşturmuş samimi ve muhlis bir topluluk varsa Allah’ın izniyle yolumuz açıktır’. Yüreğimdeki ürperti, toplu açılış töreninde gördüğüm coşku ve neredeyse bütün bir meydanı al bayraklarla donatmış olan Konyalılar’ın gönlündeki imanı, vatan aşkını, millet aşkını gördüğümde evet bu yol zorluklarla mayınlarla tehlikelerle dolu olabilir ama madem ki arkamızda Konya var, madem ki arkamızda aziz insanları var bu yoldaki bu engelleri aşma kudretini de biz gösteririz."
Konuşmasında "Konya'ya selam etmeye geldim, Konya'ya teşekkür etmeye geldim" dediğini hatırlatan Davutoğlu, "Esas niyetim sadece selam ve teşekkür değil onun arkasında Konya'ya sığınmak, Konya'yı şahit kılmak. Konya sığınılacak bir mercidir, Anadolu toprakları sığınılacak bir diyardır, bu aziz milletin derin gönlü herkesi içine alabilecek kadar şefkatli ve müşfik yönlü sığınılacak bir muhabbet deryasıdır" diye konuştu.
Kimse "dönemin" ifadesini kullanamayacak
Başbakan Davutoğlu, "Kimse de bu ülkede bir daha Adnan Menderes örneğinden hareketle şehit başbakanımızdan hareketle zinhar hiçbir başbakana ya da cumhurbaşkanına, halkın iradesini taşıyan hiçbir lidere, 'dönemin' ifadesini kullanamayacak. Bu bizim taahhüdümüzdür" dedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara