İhaleleri direkt Erdoğan dağıtıyordu iddiası
Yolsuzluk soruşturmalarının yürütüldüğü dönem İstanbul Mali Şube Müdür Yardımcısı olan Kazım Aksoy, 25 Aralık dosyasıyla ilgili, “Bu dosya, devlet imkânlarının nüfuz kullanmak suretiyle yakın çevreye nasıl peşkeş çekildiğini ortaya koyuyor” dedi. Aksoy, ihalelerin direkt olarak dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından dağıtıldığını, kimin ne kadar aldığını yine kendisinin bildiğini söyledi
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-09-04 21:08:31
Gazeteport'ta yer verilen bilgiye göre; 17 ve 25 Aralık büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu yürüten polislere yönelik operasyonda gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Mali Şube’nin eski Müdür Yardımcısı Kazım Aksoy’a emniyette yasama dokunulmazlığı olan kişilerle ilgili dinleme ve takipler soruldu.
Aksoy, takipsizlik verilen ve polislere yönelik soruşturmaya dayanak olan 25 Aralık soruşturmasıyla ilgili, “Bu dosya, devlet imkânlarının nüfuz kullanmak suretiyle yakın çevreye nasıl peşkeş çekildiğini ortaya konulması adına çok önemli bir dosyadır” dedi.
İHALELER DİREKT BAŞBAKAN TARAFINAN DAĞITILIYORDU
Sabah-ATV’nin satışı, Etiler Polis Okulu arazisiyle ilgili fezlekelerde geçen “daha üst düzey” ifadeleriyle ilgili Aksoy, “Daha üst düzey şeklinde belirtilen ibare genel olarak Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Çünkü ihaleler direkt olarak Başbakan tarafından dağıtılmakta, kimin ne kadar aldığı yine kendileri tarafından belirlenmekteydi. Bunlar da mahkeme kararıyla dinlenmesi ve fiziki takibi yapılan şahısların görüşmeleri ve takiplerinden anlaşılmaktadır” dedi.
BAŞBAKAN VE AİLESİ DİNLENMEDİ
Kazım Aksoy, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve bakanların dinlendiği iddialarıyla ilgili olar şöyle dedi:
“Anayasamızın 83. Maddesi yasama dokunulmazlığı olan kişilerin yakalama, gözaltına alma ifadesinin alınması, durdurma ve yargılama yapılamaz ve tutuklanamaz denilmektedir. Dinlemeyle alakalı herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Kaldı ki, dokunulmazlığı olan hiç kimse dinlenilmemiş, fiziki takipleri yapılmamıştır. Bu kapsamda Başbakan, bakanlar Milletvekilleri, Başbakanın çocukları, damadı dinlenilmemiştir ve fiziki takipleri yapılmamıştır.
DEVLET SIRRI BİLE OLSA SUÇ GÖZARDI EDİLEMEZ
Eğer CMK 135 ve 140 kararı olan şahıslar takip edilirken dokunulmazlığı olan şahıslar suça iştirak etmişlerse savcının talimatıyla tapeleri yapılmıştır. Ve soruşturma savcısına da bu konu hakkında bilgi verilmiştir… Bu suçun ortaya çıkartılması kapsamında usule uygun teknik takip yapılırken devlet sırrı özelliği taşıyan bilgilere ulaşılmışsa bu bilgilerin göz ardı edilemeyeceği, hâkim ve mahkeme tarafından değerlendirilmesi gerektiği bir gerçektir. Kaldı ki burada herhangi bir devlet sırrı dahi yoktur. Takip edilen şahısların suçla ilgili görüşmelerinden ibarettir.”
GİZLİ TANIK GİZLİLİĞİ İHLAL ETTİ
Aksoy’un ifadesinde gizli tanık beyanları da geniş yer tuttu. Fezlekelerde Başbakan hakkında “örgüt lideri”, “dönemin başbakanı” ifadeleriyle ilgili Aksoy, “Tarafımdan imzalanarak Cumhuriyet savcılığına gönderilen fezlekelerde ‘Dönemin Başbakanı’, ‘Örgüt lideri’ ve benzeri ifadeler yer almamıştır. Geri kalan hususları benim bilmem mümkün değildir. Soruda geçen diğer hususları benim bilmem mümkün değildir. Gizli tanığın savcılığa teslim etmiş olduğu flash bellekte, anlatıldığına göre dışarı çıkarılmaması gereken bilgi ve belgelerin olduğu anlaşılmaktadır. Bana isnat edilen gizliliği ihlal suçunu kimin yapmış olabileceğini itiraf etmiş bulunmaktadır” diye ifade verdi.
GÖRÜNTÜLER MASKELEME YÖNTEMİYLE ALINDI
Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın yasaklı olmasına rağmen gizli yöntemlerle ülkeye sokulan Yasin El Kadı’nın Haliç Kongre Merkezi’ndeki görüntülerinin alınmasıyla ilgili Aksoy önemli bir bilgi verdi. Aksoy, yasama dokunulmazlığı olan kişilerin görüntülerinin alınmasıyla ilgili bu soruya, “KOM yönetmeliğinde maskeleme diye bir husus vardır. ‘Maskeleme talep edildiğinde ilgili KOM birimi yerine getirmekle yükümlüdür’ denilmektedir. Haliç Kongre Merkezi’nin kamera görüntüleri Mali Şube’nin talep etmesi halinde deşifre olacağından, konu soruşturma savcısına iletildiğinde soruşturma savcısı , ‘Güvenlik kamera görüntüleri talebi için mahkeme kararına gerek yoktur, umuma açık yerdir, siz de maskeleme yönteminiz var, bu çerçevede görüntü alıp dosyaya koyabilirsiniz’ demiştir. Bunun üzerine CMK 135 ve 140 kapsamında takip edilen Yasin El Kadı’nın güvenlik kamera görüntüleri temin edilerek dosyaya konulmuştur. Maskeleme konusu disiplin soruşturmasına konu edilmiş, ancak bu konuyla ilgili tarafıma İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nca herhangi bir ceza verilmemiştir. Burada takip edilen şahıs Yasin El Kadı’dır” şeklinde ifade verdi.
TAKİPSİZLİĞİ ANLAMLANDIRAMADIM
İfadesine Yasin El Kadı’nın yasaklı olduğu dönem ülkeye yasa dışı yollardan giriş yaptırılmasını, Bosphurus30 isimli şirkete ortak olması gibi konuları ekleyen Aksoy ifadesine şöyle devam etti:
“Urla’da 1. derece SİT alanı ilen 3. Derece SİT alanına dönüştürülmek suretiyle rüşvet karşılığında raporlar düzeltilerek villa yaptırıldığı tespitleri yapılmıştır. Buna benzer dosyada çok sayıda eylem vardır. Rüşvet, sahtecilik, ihaleye fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal varlığını aklama ile ilgili deliller dosyada mevcut ile takipsizlik verilmesini anlamlandıramadım.
25 ARALIK PEŞKEŞİ ORTAYA KOYUYOR
2012/656 (25 Aralık) soruşturma sayılı dosyanın mevcut bu dosyaya dahil edilmesini talep ediyorum. Bu dosya, devlet imkanlarının nüfuz kullanmak suretiyle yakın çevreye nasıl peşkeş çekildiğini ortaya konulması adına çok önemli bir dosyadır.”
SON VİDEO HABER
Haber Ara