Sare hanım ve Ahmet Davutoğlu bakın nasıl tanışmış!
Ahmet Davutoğlu'nun dünyaya geldiği evde yengesi Gülşen Davutoğlu, yeni Türkiye'nin Başbakanı'nın Konya'da başlayan yaşam öyküsünü anlattı.
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-08-25 09:35:59
4 yaşında öksüz kaldığı günden bu yana Ahmet Davutoğlu'nun yaşamının her dönemine şahitlik eden, 2012 yılına kadar aynı binayı paylaşan yengesi Gülşen Davutoğlu, 62. Hükümetin Başbakanı Davutoğlu’nun bilinmeyen yönlerini anlattı.
Konya'nın Taşkent ilçesinde büyük bir heyecan yaşanıyor. Kahvehanelerde, kadınların kapı önü sohbetlerinde her yerde Taşkent'te doğan Ahmet Davutoğlu'nun siyasette yükselişi konuşuluyor. Ahmet Davutoğlu'nu 62. Hükümetin Başbakanlık koltuğuna oturmaya hazırlanan Taşkent'te farklı bir gurur yaşayan bir isim var: Ahmet Davutoğlu'nun Amcasının eşi yani yengesi Gülşen Davutoğlu. Ahmet Davutoğlu'nun yaşamının her dönemine şahit olan Gülşen Hanım, 1969-2012 yılları arasında İstanbul Bahçelievler'deki aile apartmanında Ahmet Davutoğlu ailesi ile aynı binayı paylaşmış.
-Taşkent'te Davutoğlu ailesinin önemli bir yeri var. Ailenizin kökenini merak ettiniz mi?
Davutlar sülalesi Ortaasya'dan Taşkent'te yerleşen ilk ailelerden. Bin yıllık geçmişi olduğunu biliyoruz. Davutlar, Taşkent'in köklü ailelerinden biri.
-Ahmet Davutoğlu'nun doğduğunda siz amcası Tahsin Davutoğlu ile evlenmiş miydiniz?
Evet ben 3 yıllık evliydim. Ahmet Davutoğlu şu an benim de içinde yaşadığım bu evde dünyaya geldi. 5 yaşına kadar bu evde yaşadı. 4 yaşında annesi vefat etmişti. Babası Mehmet Bey'in iş değişikliği nedeniyle annesinin vefatından bir yıl sonra İstanbul'a yerleştiler.
ÖKSÜZ OLDUĞUNU HİÇ HİSSETTİRMEDİK
-Ahmet Bey'in annesini hatırlar mısınız?
Annesi Memnune hanım merhametli ve bütün ailenin sevdiği bir insandı. Çok genç yaşta vefat etti. Bu evde vefat etti. Vefat ettiğinde 32-33 yaşındaydı. Ahmet de 4 yaşındaydı.
-Annesinin vefatından sonra Ahmet Bey'i kim büyüttü?
Öksüz kaldığını hiç hissetmedi. Babaannesi çok ilgilendi. Biz çok ilgilendik. Annesini kaybetmesi nedeniyle bütün aile büyük bir sevgi gösterdi. Mehmet Bey'in ikinci eşi de Ahmet'e öz annesi gibi baktı, büyüttü.
-Ahmet Bey'in babası ne zaman vefat etti?
Babası Mehmet Davutoğlu çok yardımsever bir insandı. İlçenin ileri gelenleri ile özellikle Mehmet Davutoğlu'nun katkılarıyla Taşkent'te önce Kur'an Kursu açıldı. Bu Kur'an Kursu daha sonra yine Mehmet Bey'in girişimleriyle İmam Hatip Lisesi'ne dönüştü. O dönemde Türkiye'nin önde gelen İmam Hatip Liseleri'nden biriydi. Mezarlık ziyaretinden dönüşte kalp krizi geçirerek 2003 yılında vefat etti. Allah rahmet eylesin.
BABASININ VEFAT HABERİNİ ERDOĞAN'DAN ÖĞRENDİ
-Yanlış hatırlamıyorsam cenazesi de Taşkent'de defnedilmişti?
Evet vefatının hemen ardından vefat haberini oğlu Ahmet'e Taşkent'ten telefonla bildirmek için arıyorlar. Ahmet, Başbakan Erdoğan ile birlikte toplantıda olduğu için telefonu başkası açıyor ve Ahmet'in müsait olmadığını söylüyor. Babasının vefat ettiği telefondaki kişiye söyleniyor. O kişi de Erdoğan'a iletiyor. Erdoğan da babasının vefat ettiğini Ahmet'e söylüyor. Toplantı bittikten hemen sonra Ahmet helikopterle Taşkent'e geliyor. Cenaze namazı da burada kılındı ve buraya defnedildi.
-Mehmet Davutoğlu da siyasetle ilgili miydi?
Evet ilgiliydi, o zaman Refah Partisi'nden meclis üyesi adayı olmuştu. Eve siyasiler de sürekli gelir giderdi. Ahmet'in gençliğinde de siyasete ve siyasilere ilgisi vardı.
-Ahmet Bey'in öğrenim hayatında kendisiyle aynı binada yaşıyordunuz. Biraz öğrenim hayatından bahseder misiniz?
Ahmet ve ailesi İstanbul'da ilk olarak Fatih'e yerleştiler. 1969 yılından itibaren İstanbul Bahçelievler'de aynı binada birlikte oturduk. Öğrenim hayatı Fatih'te başladı. Ortaokulu Bahçelievler'de okudu. Lise öğrenimini İstanbul Erkek Lisesi'nde gördü. Daha sonra Boğaziçi Üniversitesi'ni kazanarak bu bölümü başarı ile bitirdi. O dönemde hatırlıyorum onun katkılarıyla Boğaziçi'nde mescit açıldığını bize kendisi anlatmıştı.
-Nasıl bir öğrencilik hayatı vardı?
Çok çalışkan bir öğrenciydi. Yaşıtlarına nazaran daha sakin bir mizacı vardı. Devamlı elinde gazete ve mecmua görürdük. O günlerde bilim adamı olacağını biliyorduk. Siyasete uzak bakar daha çok eğitimle ve öğrenci yetiştirmekle ilgilenirdi. Ama bugün önemli siyasi isimlerle görüşürdü.
-Üniversite bittikten sonra?
Üniversitelerde hocalık yaptı. 4 sene Malezya'da yaşadı. Orada öğretim üyeliği yaptı. Ailesini de oraya götürdü. Türkiye'ye geldikten sonra başka üniversitelerde hocalığa devam etti.
SARE HANIMI GİZLİCE HASTANEDE GÖRDÜK
-Ahmet bey Sare hanım ile nasıl tanıştı?
Sare hanımın yakın bir arkadaşı, Ahmet'in babası Mehmet Davutoğlu'nun ikinci eşi Safure hanıma önermiş. Biz de Safure hanım ile beraber Sare Hanım'ın çalıştığı hastaneye gittik ve gizlice onu gördük. Sonra da tanışma ve isteme süreci başladı. Görücü usülü ile bir evlilik oldu diyebiliriz.
-Nasıl bir babaydı?
Benim gördüğüm kadarıyla yoğun çalışmasına nedeniyle eve çok geç gelirdi. Evde olduğu sürece hep çocukları ve ailesiyle vakit geçirir, geç geldiği zamanlarda da saat kaç olursa olsun çocuklarını sever onları öperdi. Onlara bugüne kadar hiç sesini yükselttiğini görmedim. Bulunduğumuz apartman aile binası olduğu için eve geldiğinde yeğenlerini yanına çağırır, kitaplıklarına bakar, onlarla kitap sohbeti yapar, kitaba ilgisi olmayanı teşvik ederdi.
TELEFONDA "YENGE BAKAN OLDUM" DEDİ
-Siyasete atılması sizin için sürpriz oldu mu?
Siyaseti hiç düşünmüyordu. Hiçbir zaman büyük gayeleri yoktu. Sadece işini iyi yapardı ve azimliydi. Siyaseti düşünmüyordu. Hatta Başbakan'ın danışmanı olduğu zaman yakında üniversiteye geri döneceğini düşünmüştük. Ama baskılarla karşılaşınca şevki arttı ve siyasette kalmaya karar verdi.
-Bakan olduğunu nasıl öğrendiniz?
Başbakan Erdoğan'ın başdanışmanı iken vekil olmadığı halde Dışişleri Bakanlığı'na atandı. Bakan olduğu haberini televizyondan öğrendim. Kendisini tebrik için arayacağım sırada Ahmet beni aradı. "Yenge bakan oldum" dedi. Ben de "oğlum ben seni arayacaktım, hayırlı uğurlu olsun" dedim, dua ettim.
-Ahmet Davutoğlu bazı yazarlar ve siyasetçiler tarafından acımasızca eleştirildiğinde neler hissediyorsunuz?
Çok üzülüyorum. Kendi yanımda eleştirilmesine asla tahammül edemiyorum. Bunun sebebi de şu. Samimiyetini çabasını bildiğimiz için bu tepkiyi gösteriyoruz. Bizim çocuğumuz sonuçta insan kızmaz olur mu?
BABANESİNİN DUALARIYLA BU GÜNLERE GELDİ
-Ahmet Bey'in başarısını neye bağlıyorsunuz?
Elbette azimli olması, çok çalışması ve sebat etmesi çok önemli. Babanesinin çok duasını almıştı. Öksüz olduğu için diğer torunlarından daha farklı dua ederdi. "Oğlunla ordu, kızınla oba ol. Büyük adamlar ol, yeryüzündeki insanlar senin ayağına gelsin, sana danışsın" derdi. Siyasette başarısını ben bu duaya bağlıyorum. Siyasete ilk atıldığı zaman yükseleceğini, başarılı olacağını elbette tahmin ediyordum ama Başbakan olacağını düşünmezdim. Allah o günleri de bizlere gösterdi çok şükür.
-Sık ziyaretinize gelir mi?
Bayramda benim yanımdaydı. Her sene bayramda yanımızda olur. Her gün elbette bizi görecek fırsatı yok. Otele gitmez kalacaksa yine doğduğu bu evde kalır.
-Taşkent halkı ile Ahmet Bey'in ilişkileri nasıl?
Yaşlılarla çok ilgilenir. Elinden geldiğince yardımda bulunur. Onların ellerini öper. Son bayramda geldiğinde Taşkent'teki hastaları, yaşlıları, yatağa bağımlı olanları ziyaret etti. Taşkent böyle bir insan çıkardığı için ne kadar gurur duysa azdır.
-Ahmet Bey 28 Ağustos'ta muhtemelen 62. Hükümetin Başbakanı olacak. Yeni yolculuğundan önce ne söylemek istersiniz?
Ben çok ümitliyim. Ahmet'in samimiyeti, dürüstlüğü, güleryüzlülüğü ve imanı ile bütün zorlukları Allah'ın izniyle aşacağına inanıyorum. Onu bugün eleştirenler yakında haklı olduğunu anlayacaklar. Hayatı boyunca yanında olduk, dualarımızla yine yanında olacağız.Her şey Türkiye için, Müslümanlar için, mazlumlar için çok daha güzel olacak. Biz dua ediyoruz, bütün Türkiye de dua etsin.
İsa Tatlıcan / Sabah
Haber Ara