'Babaannenin duası tuttu'

Anadolu'nun kalbinde, Konya'ya bağlı küçük bir ilçe… 1930'a kadar Pirlerkondu olarak bilinen, Toroslar'a yaslanmış bu ilçenin adı Taşkent. Küçük Anadolu kasabası bugünlerde farklı bir heyecanı yaşıyor. Türkmen otağı bu ilçeden yetişen bir kişi, artık Türkiye'nin yeni başbakanı olacak. Taşkent'te konuştuğumuz herkes, hayır dualarıyla ve gururla Ahmet Davutoğlu'ndan söz ediyor. Konuşmalar derinleştikçe, Türkiye'nin yeni başbakanı Ahmet Davutoğlu'nu ve onu başarıya taşıyan şartları daha iyi anlıyoruz.

EĞİTİM DÜŞKÜNÜ HİKMETLİ BİR BABA

Konuştuğumuz, görüştüğümüz herkesin mutabık kaldığı nokta, Ahmet Davutoğlu'nun yetişmesinde, ilme aşk ile bağlanmasında en büyük payın babası Mehmet Davutoğlu olduğu. Mehmet Davutoğlu, imkânsızlıklar ve okul yokluğu sebebiyle eğitim görememiş, fakat başta kendi çocukları olmak üzere memleket gençlerini okutmak için çırpınan hikmetli bir Anadolu insanıdır. Nilüfer Özlen Hanım kardeşi Mehmet Davutoğlu'nu şöyle tasvir ediyor: 'Ahmet'in bu kadar okumasında ve büyük adam olmasında babasının çok büyük bir payı var. Babası sadece onun eğitimine değil tüm gençlerin eğitimine önem verirdi. Taşkent'te İmam Hatip Lisesi'nin kurulmasına ön ayak oldu. Kendi çocuklarının dışında çocukları okutmayı da gaye edinmişti. Yalanı hiç sevmezdi. En büyük tavsiyesi yalandan uzak durulmasıydı. Olduğu gibi görünen bir insandı.'

BABADAN OĞULA MİRAS KALAN İDEALİZM

Hemşehrisi Abdülbaki Acet de babadan oğula miras kalan idealizmi şöyle anlatıyor: 'Mehmet Davutoğlu Taşkent'e İmam Hatip yapılmasında ve yaşatılmasında çok büyük emek ortaya koydu. Ahmet Hocamız da babasının yolundan giderek kendisini geliştirdi ve bu makamlara kadar geldi. O hocaların hocası, Allah yolunu açık etsin, yardımcısı olsun'

OĞLUN OLA ORDU OLASIN KIZIN OLA OBA KURASIN

Davutoğlu ailesinin bir geleneği de evden daima dua ile ve büyüklerin ellerinin öpülerek çıkılması. Aileyi tanıyan herkesin zikrettiği bu dua geleneğinin önemli bir halkası da, Ahmet Davutoğlu'nun her evden çıkışında elini öpüp duasını aldığı babaannesi Hacıkızebe Hanım'dır. Ahmet Davutoğlu'nun halası Nilüfer Hanım o günleri ve Hacıkızebe Hanım'ın dualarını şöyle aktarıyor: 'Ahmet'imin bugünlere gelmesinin sebebi de aldığı dualardır. Rahmetli annem 97 yaşında vefat etti. Yaşadığı süre boyunca da onun için 'Ahmet'im dünyalar ayağına gele. Herkes sana akıl danışa. Büyük adam olasın, halka hizmetkâr olasın. Oğlun ola ordu olasın, kızın ola oba kurasın' diye dua ederdi.'

ÇİLEKEŞ ANALARIN DUASI

Aslında dua, Ahmet Davutoğlu'nun ruh ikliminde, inanç dünyasında tam merkezdedir. Hatta onu tanıyan bazıları, yükselmesini aldığı dualara yorarlar. Böyle düşünenlerden birisi de, Taşkent Belediye Başkanı Osman Arı… Türkiye'nin yeni Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun başarısı için: 'Bu coğrafyadan böyle bir yiğidin çıkmasından son derece mutluyuz. O bizim medar-ı iftiharımız, gönül adamımız. Onda anaların duası var. Bu coğrafyada olduğu gibi dünyanın çilekeş anaları onun için dua ediyor. Biz onunla onur duyuyoruz, Rabbim başbakanlık vazifesinde yolunu açık etsin.' Türkiye'nin yeni Başbakanı Ahmet Davutoğlu'na dua edenlerden bir diğeri de hemşehrisi ve komşusu Ayşe Uyanık Hanım: 'Biz ondan dağlar kadar memnunuz. Tüm Türkiye ondan memnun, biz de memleketlileri olarak iki kat memnunuz. Davut'uma yaptığım duaların bini bir para. Daima dualarımda.'

Siyasete babası için girdi

Ahmet Davutoğlu, öğrenmeye ve öğretmeye aşkla bağlı bir bilim adamı; hikmetin peşinde sabırla giden bir talebe ruhunu taşıyordu hayatının her döneminde. Fakat bir gün siyaset kapısını çaldı. Yeni kurulan ve kısa sürede Türkiye'nin en güçlü ve reformcu siyasi hareketine dönüşen AK Parti, Ahmet Davutoğlu'nu da kadroları içinde görmek istiyordu. Ne var ki Davutoğlu, hocalıktan, öğrenmekten ve öğretmekten vazgeçmek istemiyordu. O günleri ve politika tercihini yeni Başbakanın kız kardeşi Ayşe Çalık şöyle anlatıyor: Babamızın tavsiyesi Türkiye'ye, Müslümanlığa yakışır bir insan olmamızdı. Temiz ve sağlam karakterde olmamızı isterdi. AK Parti kurulduğunda Ahmet'e teklif geldi. Bu teklifi babama söyleyen Ahmet'e babamın tavsiyesi siyasete girmesi yönünde oldu. Ancak Ahmet hocalık yapmayı çok sevdiği için üniversiteden ayrılıp partiye girmeyi kabul etmedi. 2-3 ay sonra yine teklif gelince o zaman hocalık yapmaktan uzaklaşmayacak bir formül buldu ve hocalığın yanı sıra danışmanlık yapmaya başladı. Bir gün bana telefon açtı ve 'Abla bakanlık teklifi geldi, kabul ettim. Siyaset istemedim ama bunda da bir hayır var. Allah beni bu noktaya getirdi. Bakanlık teklifini iki sebepten ötürü kabul ettim. Birincisi, vatanın milletin bana ihtiyacı var. İkincisi ise, babam siyasetle meşgul olmamı çok istemişti' dedi. Allah, Başbakan olmayı da nasip etti. Gurur duyuyor ve dua ediyoruz.'

Ablası Ayşe Çalık: Yazısı kötüydü temize çekerdim

Mehmet Davutoğlu, bütün ailesini alarak bir süre sonra İstanbul'a taşınır. Türkiye'nin dönüşüm ve şehirleşme yıllarıdır. Anadolu'dan büyükşehirlere göçen geniş kitleler için bu yer değişikliklerinin ekonomik ve sosyal etkileri olduğu gibi, yeni kuşaklar için eğitim alanında birçok imkân sağladığı da bir gerçektir. O günleri, Ahmet Davutoğlu'nun ablası şöyle anlatıyor: 'İstanbul'a gittiğimizde ben 7 yaşında Ahmet 5 yaşındaydı. Okuma ve yazmayı çok severdi ama yazısı çok kötüydü. Hızlı yazdığı için yazısı okunaklı değildir; hâlen de öyledir. Resimle de arası iyi olmamıştır. Resim ödevlerini getirirdi, ben yapar gönderirdim. Yazısı kötü olduğu için yazılarını temize çekerdim. Yazın camiye gider Kur'an dersi alırdık.'

FENERBAHÇE TUTKUSU

Ahmet Davutoğlu ile ilgili belki de en şaşırtıcı ve renkli çocukluk hatıralarını yine ablası Ayşe Çalık'tan öğreniyoruz: 'Yaramaz değil. Bizim aramızda 2 yaş olduğu için hem arkadaş hem de kardeş olarak büyüdük. Çok oyun oynardık ama kavga etmezdik. Hiç hatırlamam okuldan kavga ederek geldiğini. Fenerbahçe'yi çok severdi. Sabah başıma gelir radyoyu açıp Fenerbahçe maçlarını dinlerdi. Sokakta seksek oynardık. Futbol oynamayı da çok severdi.'

Müjde parasını hâlâ saklıyor

Davutoğlu hanesindeki sevinç tüm ilçede de kendisini hissettirir. O gün doğum müjdesini veren Rıdvan Yüceaktaş müjdelik parasını yıllar boyunca saklar. Bugün bile muhafaza ettiği müjde parasının hikayesini Rıdvan Bey şöyle anlatıyor: 'Hocam dünyaya geldiğinde annem, 'Kuzum git, Mehmet Dayına, oğlun oldu diye müjdele' dedi. Ben 13 yaşındaydım, koşarak müjdelemeye gittim. Kahvede sobanın etrafında Mehmet dayı ile arkadaşları oturmuşlardı. İçeri girip, 'Dayı müjdeliğimi ver, bir oğlun oldu' dedim. Çıkardı ve bana 10 lira verdi. O zamana göre çok büyük bir paraydı. Ben de tutumlu bir çocuktum, parayı anneme saklaması için verdim. Aradan zaman geçti, bir gün taşınırken bu para annemin sakladığı yerden çıktı. Arşiv yapmayı çok severim. Ondan sonra da hatıra diye bu parayı sakladım.'

Pirlerkondulu Davutların artık bir Başbakanı var

Ahmet Davutoğlu, eski adıyla Pirlerkondu'nun, yeni adıyla Taşkent'in köklü ailelerinden birisine mensup. Aileye ise yörede 'Davutlar' deniyor. Ailenin soy ismi de buradan geliyor. Ahmet Davutoğlu'nun halası Nilüfer Özlen ailenin geçmişini şöyle anlatıyor:

'Eskiden ailemizin soyismi 'Kalkan'dı. Daha sonra 57-58 yıllarında Ahmet'in babası, burada belediye reis vekilliği yaptığı dönemde mahkemeye başvurarak soyadlarını değiştirdi. Sülalemizin adı 'Davutlar'dı. Böylece mahkeme kararıyla sülalenin adı, soy isim olarak alındı. Ahmet'in dedesinin babasının adı 'Ahmet'ti, onun ismi kendisine verildi.

NİL GÜLSÜM / YENİ ŞAFAK