Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Genç Yeni Asya Nur Talebeleri rahatsız

Genç Yeni Asya Nur Talebeleri MHP-CHP çatı adayından rahatsız olduklarını dile getirerek oylarını neden Tayyip Erdoğan'a vereceklerini açıkladılar.

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-08-09 17:04:01

Genç Yeni Asya Nur Talebeleri rahatsız
TIMETURK / ÖZEL HABER

İşte Genç Yeni Asya Nur Talebeleri'nin bildiri metni ;

Biz hayatı ve varoluşu Risale-i Nur ekseninde anlayan ve anlamlandırmaya çalışan Genç Yeni Asya Nur Talebeleri olarak bu hayatın bir ünitesi olan siyaset alanına Risale-i Nur perspektifiyle ve Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi’nin gözüyle baktığımızda yarınki Cumhurbaşkanlığı seçimi için Recep Tayyip Erdoğan’ın desteklenmesi gerektiğini gördük.
Kırk yıllık Yeni Asya Nur cemaatinin dar bir oligarşik grubun eline geçtiğini ve grubun bu mübarek cemaatin maddi manevi sermayesini gasp ettiğini esefle müşahede ediyoruz. Ülkemizin kritik mesellerinde – ki özellikle dine imana, vatan ve milletin kalkınmasına ve Müslüman halkın daha müreffeh bir hayat yaşaması için Akp hükumetinin marifetiyle ortaya konan hizmetler karşısında Yeni Asya Nur Cemaati bu hizmetlerin karşısında, bu hizmetleri takdir edemeyen, alkışlayamayan ve bu refah ve özgürlüklerin tadını kadirşinas anlayışla çıkaramayan konuma düşmesine maalesef bu dar oligarşik yapının sebeb olduğunu gördük.

Öyle ki 2010 referandumu ve bu son cumhurbaşkanlığı seçiminde açıkça gördük ki Yeni Asya Nur Cemaatinin tepesine çöreklenmiş bu dar oligarşik yapı Risale-i Nur hareketine taban tabana zıt cepheye savrulmakta ve bu cephe adına açıktan mücadele verdiklerini bu millet izliyor.


NEDEN RECEP TAYYİP ERDOĞAN

 Şimdi biz Genç Yeni Asya Nur talabeleri olarak ‘Neden R. Tayyib Erdoğan’ ve ‘Neden Chp+Mhp ittifakı değil’ sorularına Risale-İ Nurdan birkaç pasajla maddeler halinde açıklık getirmeye çalışacağız inşallah.

Bunda da amacımız bütün hakiki Nur Talebeleri gibi gerçek Yeni Asya cemaatinin tepesindeki dar oligarşik yapıya rağmen hakkın ve hakikatin ve mü’min şuurunun tecellisi olarak Chp+Mhp ittifakının adayı olan E. İhsanoğlu’na karşı Akp’nin adayı R. TayyiB Erdoğanı desteklediğini göstermektir.  Ve bu konuda aziz milletimiz nezdinde Yeni Asya Cemaati’ni oluşabilecek ithamlardan uzak tutmak istedik.

1) Öncelikle hadiste de buyurulduğu üzere ‘Ümmetimin çoğunluğu dalalette/yanlışta ittifak etmez.’ Bu manada on iki yılda girdiği sekiz seçimde ülkemizin mütedeyyin, müttaki halkının en az yüzde 75-80’inin desteğini alan bir parti yanlış olamaz. Mevcut şartlar içinde en iyisidir.

2) Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi’nin siyasette ‘ehven-i şerr’ kavramsallaştırması çerçevesinde meseleye baktığımızda ehven-i şerr demek şerrin/kötünün daha az, daha hafif kötü olanı demektir. Siyaset /seçim ortamında mevcut parti/adaylardan biri elbette diğerlerine göre daha az ve daha hafif kötü olacaktır. Şimdi Türkiye’nin 90 yılı göz önüne alınsın ve Chp+Mhp’nin ideolojileri ve proje/sizlik/leri nazara alınsın. Beri yandan da Akp ve R. Tayyip Erdoğan’ın on iki yılda gözümüz önünde ortaya koyduğu performans dikkate alınsın. Acaba bu CHP+MHP bloğu Akp’den daha az ve daha hafif kötü müdür, bunu hiçbir aklı yerinde kimse iddia edebilir mi?

3) Özellikle Yeni Asya’nın tepesine çöreklenmiş dar oligarşik yapı ve Paralel Yapı Akp’yi mükemmel olmadığı yönünde bazı eksik/kusurlarını şiddetle eleştirerek halkın nazarında iktidar kabiliyetinden düşürmek için çalışıyorlar, karalıyorlar, eleştiriyorlar. Hâlbuki bu konuda Üstadımız Said Nursi bakın ne diyor: “Muhali talep etmek, kendine fenalık etmektir. Zerrâtı günahkârlardan mürekkep bir hükûmet tamamıyla mâsum olamaz. Demek, nokta-i nazar, hükûmetin hasenâtı, seyyiâtına tereccuhudur. Yoksa, seyyiesiz hükûmet muhal-i âdidir.

Ben öyle adamlara anarşist nazarıyla bakıyorum. Zira onlardan birisi-Allah etmesin-bin sene yaşayacak olsa, âdetâ mümkün hükûmetin hangi suretini görse, hülya ile yine razı olmayacak. şu hülyanın neticesi olan meylü't-tahrip ile, o sureti bozmaya çalışacak” ( Münazarat, s.17)


4) Üstadımız Bediüzzaman 1950 li yıllarda Türkiye Siyasetinin çok partli dönemini şu üst başlık ile tahlil ediyor: ‘Bu vatanda şimdilik dört parti var.’ Diyor ve devam ediyor tahliline hazreti Üstad “…Halkçılar(Chp) ırkçılığı(Mhp) elde edip tam sizi mağlûp etmeye bir ihtimal-i kavî ile hissettim. Ve İslâmiyet namına telâş ediyorum.” ( Emirdağ Lahikası, 386)
Evet aynen öyle bugün de bu ülkede dört parti var:

Chp, laik- solcu Türkçü parti;

Mhp, laik- sağcı Türkçü;

Bdp/Hdp, laik- solcu Kürtçü parti;

Akp ise – eksik ve noksanlarına rağmen- kapsayıcı, kuşatıcı, katılımcı ve kalkınmacı bir parti. Zaten Akp bu özelliğinden dolayı Türkiye’nin yerinde var ve 12 yıldır ve yepyeni bir enerjiye ve heyecanla durmadan yoluna devam ediyor. Diğer partiler ise 12 yıldır muhalefette olmalarına 8 seçimdir kaybetmelerine rağmen hala pasif, sönük, davasız ve iddiasız ve projesizler. Yahu bu ne haldir.

Bizde bütün bunları görünce aynı Üstadımız gibi diyoruz “…Bu cihetten biz, Demokratları iktidar yerinde muhafaza etmeye Kur'ân menfaatine kendimizi mecbur biliyoruz.” ( Emirdağ Lahikası, 424)

Özetle bugünün meselesi ve mücadelesi:
Eski Türkiye'den yeni Türkiye’ye, vesayet rejiminden vekalete rejimine cumhur başkanlığı seçimi:
vesayet, gaspçıdır, zulümdür ve ihanettir;
vekalet ise emanettir, adalettir ve ehliyettir.
vesayet milletin önünün kapatılmasıdır;
vekalet ise milletin önünün açılmasıdır.






Haber Ara