Zekeriya Öz bakın kendisini nasıl savunmuş
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını yürüten savcılardan Zekeriya Öz, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu yürütürken, yaptığı tatilin Ali Ağaoğlu tarafından karşılandığı iddialarıyla ilgili savunmasını HSYK'ya yolladı.
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-08-02 03:56:23
Savcı Zekeriya Öz, Dubai tatilinin Ali Ağaoğlu tarafından karşılandığı yönündeki iddialarla ilgili savunmasını Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) yolladı. Öz adına kurula savunmayı gönderen avukat Murat Atabay, savunmasında "Öz’e ait olduğu iddia edilen faturaların sahte olduğunu" öne sürdü.
Avukat Atabay, "Savcı Öz’ün 3 gün Dubai’de kaldığını buna karşın faturanın 6 günlük olduğunu" belirtti ve "Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından görevlendirilen 2 devlet büyüğünün girişimlerinden sonuç alamayınca savcı Öz’e yönelik karalama kampanyası başlattığını" ileri sürdü. Arzu Yıldız'ın T24'teki haberine göre, savunmanın yanı sıra savcı Öz’e ait seyahat giderlerine ilişkin banka hesap dokümanları, uçak bileti bilgileri de ek olarak sunuldu.
Savunmada şunlar anlatıldı:
“Müvekkilimizin gerçekleştirmiş olduğu Dubai seyahati Halil İbrahim Demirhan tarafından organize edilmiştir. Ali Ağaoğlu’nun ve haber sahibi yayın grubunun yayınladıkları sözde belgeler de ödemenin Halil İbrahim Demirhan ve İdris Demirhan tarafından yapıldığı belirtilmektedir. Dolayısı ile ilk olarak dinlenilmesi gereken tanıklar Halil İbrahim Demirhan ve İdris Demirhan iken sayın müfettiş tarafından dinlenilmemişlerdir. Müvekkilimizin ismin yazıldığı sözde faturanın gerçekliği araştırılmamış ve keşide edildiği iddia edilen Dubai’de bu tarz faturaların yasal olarak bağlayıcılığı ve resmiyeti araştırılmamıştır. Fly Express L.L.C. ile Ali Ağaoğlu’nun sahibi olduğu Akdeniz İnşaat A.Ş. arasında gerçekleştirilen bu faturalaşmanın Maliye Bakanlığı nezdinde kayıtlara geçip geçmediği hususu araştırılmamıştır. Evrakların yazım keyfiyetinin de araştırılmadığı açıkça ortadadır. Proforma Invoice şeklinde düzenlenen bir evrakın resmiyeti ve güvenilirliği bulunmamaktadır. İstenildiğinde istenildiği şekilde düzenlenebilen evraktır."
'DEMİRHAN VE AĞAOĞLU'NUN İŞ İLİŞKİLERİ ARAŞTIRILMAMIŞTIR'
Halil İbrahim Demirhan’ın Ali Ağaoğlu’na ait hangi şirketin çalışanı olduğu, ne kadar süreyle çalıştığı, iş ilişkilerinin ne kadarlık bir bütçeyi kapsadığı, müvekkilimizi karşılamak ve gezdirmek için yaptığı sözde masrafların kendisi tarafından karşılanıp karşılanamayacağı konuları da araştırılmamıştır. Ayrıca Halil İbrahim Demirhan’ın mal varlığı da araştırılması gereken bir husustur. Delil olarak sunulan evrakların yabancı dilde olduğu görülmesine rağmen Türkçe'ye çevirileri yapılmamıştır."
"Başta Sabah Gazetesi olmak üzere Turkuvaz Gazete Dergi Basın A.Ş.’nin sahibi olduğu Takvim Gazetesi vs. çalışanları dinlenilmemiştir. Müvekkilimizin kişisel verilerine nasıl ve kimler aracılığı ile ulaştıkları sorgulanmamıştır. Müvekkilimiz ile Ali Ağaoğlu ve Halil İbrahim Demirhan arasında geçtiği iddia edilen 'bizi Dubai’de ağırla' konuşmasının hangi delillere dayandırıldığının belirtilmemesi ve Halil İbrahim Demirhan’ın sayın müfettişe herhangi bir beyanda bulunup bulunmadığının belirtilmemesi ve ayrıca delil olarak yayınlanan evrakların aslının elde edilememiş olmasına rağmen soruşturma için rapor hazırlanmış olması usul yasalarına aykırı olmuştur."
"Müvekkilimizin, Halil İbrahim Demirhan ile 5 yıl öncesine dayanan yakın arkadaşlığı söz konusudur. Halil İbrahim Demirhan basın organları tarafından yansıtıldığı gibi Ali Ağaoğlu’nun Dubai’de maaşlı çalışanı değildir. Halil İbrahim Demirhan Arap dünyasında çok sevilen, sayılan ve güven duyulan bir kişidir. Bu yönüyle birçok Arap yatırımcının da danışmanlığını yapmaktadır. Yaptığı danışmanlık çerçevesinde gayrimenkul yatırımlarından komisyon almaktadır. Bu sektörde faaliyet yürüttüğü bir şirketi vardır. Hatta yaptığımız araştırmaya göre Ağaoğlu bu özelliğini bildiği Halil İbrahim Demirhan'la ortak bir komisyon şirketi kurmuş ve yönetimine de Halil İbrahim Demirhan ve kardeşi avukat Ali Demirhan’ı ortak etmiştir."
'BAK ŞİMDİ HAKAN FİDAN ARIYOR. DEDİ'
Haberlerin yayınlanması üzerine Ağaoğlu ve yanında çalışan Av. Ali Demirhan ile görüşen kişilere Ali Ağaoğlu’nun üzerinde baskı olduğunu ve bu açıklamaları yapmak zorunda kaldığını söylemiş, yaptıklarının ayıplanması üzerine de kendilerini savunmak için Av. Ali Demirhan telefonunun göstererek 'bak şimdi Hakan Fidan arıyor, Başbakan Müsteşarı arıyor biz bunları karşımıza mı alalım şimdi' diyerek üzerlerindeki baskıyı belirtmiş, yine bu konu ile ilgili tüm yazışmaların 17 Aralık sonrasında bizzat MİT’le irtibatlı olduğunu söyleyen ve Başbakan'a yakınlığı ile bilinen Ali Demirhan tarafından yapılmıştır. Ali Demirhan Halil İbrahim Demirhan’ın kardeşi olup müvekkilimiz kendisini tanımamaktadır. Hiçbir yerde kendisi ile karşılaşmamıştır."
"Halil İbrahim Demirhan’ın müvekkilimizin yakın çevresine anlattığına göre, Ali Ağaoğlu’ndan (18.000.000 USD ) on sekiz milyon USD komisyon alacağı bulunmaktadır. Bu güne kadar Ağaoğlu adına 800-900 milyon dolarlık daire satışı gerçekleştirdiğini (savunmada belge1'in ekte olduğu belirtildi), karşılığında sadece masraflarını alabildiğini, 18 milyon dolarlık alacağını alamazsa kendisinin de ticari hayatının sonu olacağını bizzat olaylardan sonra kendisini ve müvekkilimizi tanıyan yakın çevresine söylemiştir."
"Adalet müfettişince, ilk planda adı çıkan ve olayın özünü bilen Halil İbrahim Demirhan’ın ifadesinin alınması cihetine niçin gidilmediği hukuki olarak açıklaması gereken bir husustur. Ancak buna ilişkin hiçbir açıklama müvekkilimize gönderilen savunmada talebinde yer almamıştır. Birçok açık usul hatasının yapılmış olması, sayın müfettişlerin ulaşmak istedikleri amaç hususunda tarafımızda şüphe, endişe ve kaygıya sebep olmuştur."
'SEYAHATİN PARASI ADLİYEDEKİ BANKADAN ÇEKİLDİ'
Halil İbrahim Demirhan’ın müvekkilimizi iş yerinde ziyarete geldiği sırada, konuşma arasında bir meslektaşı ile birlikte bayram tatilinde Dubai’ye gezmek için gideceklerini söylemişlerdir. Halil İbrahim Demirhan ise uygun fiyatlı otel bulma konusunda yardımcı olabileceğini söylemiştir. Müvekkilimiz ve yanında bulunan meslektaşı bilet arayışına girmiş uygun fiyatlı bilet temin etmeleri üzerine Halil İbrahim Demirhan’ı çağırıp konuyu kendisine iletmişlerdir. Bu sırada Halil İbrahim Dubai’de bulunan kardeşi İdris Demirhan’ı arayıp biletler üzerinden bakarak müvekkilimizin gideceği ve geleceği tarihleri not ettirmiştir. İdris Demirhan daha sonra 17 Ekim 2013 ve 20 Ekim 2013 tarihleri için rezervasyon yapıldığını ve ücretinin müvekkilimiz için 4250$ tuttuğunu söylemesi üzerine 02.10.2013 tarihinde Ziraat Bankası İstanbul Adalet Sarayı Şubesi'nden çekilerek (savunmada belgenin ekte olduğu belirtiliyor) kendisine elden o günkü kura karşılık 8700TL ödeme yapılmıştır. Yine uçak masrafları müvekkilimiz tarafından AN-KA Turizm Ltd. Şirketinden alınmıştır.(savunmada belgenin ekte olduğu belirtildi)"
'AKŞAM YEMEĞİ YEDİĞİ DOĞRU...'
Müvekkilimizin Dubai gezisinin Halil İbrahim Demirhan tarafından, ücreti kabilinde organize edilmiştir. Halil İbrahim Demirhan müvekkilimizden 8700TL elden para almış ve 3 gecelik gezi için yeterli olduğunu söylemiştir. Aynı gün müvekkilimizin meslektaşı tarafından kendi payına düşen gezi masrafı da elden Halil İbrahim Demirhan’a odasında teslim edilmiş, yapılan bu teslimatlar güven ve dostluk esasına dayandığından kendisinden belge talep edilmemiştir. Kendisi tarafından organizenin yapılacağını, kardeşi İdris’in bayramda orada olacağını ve müvekkilimize rehberlik yapacağını söylemiştir. Müvekkilimiz tarafından önceden tanınan İdris Demirhan, Dubai devletinde free zone olarak adlandırılan Serbest bölgede çalışan biri olarak tanınıp bilinmekte iken Dubai’ye gidildiğinde Ali Ağaoğlu’nun satış ofisinde çalıştığı öğrenilmiştir. Geçmişten olan tanışıklık ve samimiyetin gereği olarak İdris Demirhan tarafından konaklanan otelde bulunan Lalezar isimli Türk restoranında akşam yemeğine davet edilmesi üzerine müvekkilimiz ve meslektaşı bir defa yemek yemişlerdir. İbraz edilen belgelerden sadece müvekkilimiz tarafından yapılan yazılı açıklamada da kabul edilen akşam yemeğine ilişkin fatura İdris Demirhan ve ailesi ile müvekkilimiz ve meslektaşının ailecek yediği yemekle alakalı olup bunun dışında ibraz edilen belgelerin hiçbiri müvekkilimiz ile alakalı değildir Yine sohbet sırasında İdris Demirhan, Ali Ağaoğlu’nun ofisinde 1.5 yıldır çalıştığını iyi maaş aldığını o sebeple serbest bölgedeki işinden ayrıldığını, Türkiye’den sürekli Ağaoğlu’nun misafirlerinin geldiğini onları gezdirdiğini anlatmıştır. Buradan da ibraz edilen faturaların başka kişilerle ilgili olduğu ortaya çıkmaktadır."
"Müvekkilimiz ile Ali Ağaoğlu arasında Dubai ile alakalı kesinlikle hiçbir diyalog geçmemiştir. Böyle bir diyalogun geçtiğini iddia eden taraf iddiasını ispatla yükümlüdür. Ali Ağaoğlu’nun müvekkilimize atfettiği 'bizi Dubai’de misafir etsen' cümlesi hayatın olağan akışına aykırıdır ve çok çiğ bir iftiradır. Ayda 7.500TL maaş ve 1.600 TL kira geliri olan bir cumhuriyet savcısının ailesi ile 3 gün Dubai’de tatil yapması maddi açıdan çok büyük birikimleri gerektirmemektedir. Bazı yandaş basın mensuplarınca abartıldığı şekilde bir maliyet söz konusu değildir. Bu hususunda sayın müfettişlerce araştırılmadığı görülmektedir."
"Fatura, belge, delil vs. denilmek suretiyle yayınlanan veya Ali Ağaoğlu tarafındanileri sürülen kâğıtların hukuken ve mantıken müvekkilimiz ile illiyet bağı söz konusu değildir. Hukukumuzda delil başlangıcı olarak bile değerlendirilmeyen, iki şirketin kendi aralarında faturalaşmaları ve imzasız, kabulsüz müvekkilimizin adı yazılmak suretiyle üretilen kâğıtlar ile müvekkilimiz arasında bağlantı kurulmaya çalışılmıştır. Maalesef, bu delil başlangıcı bile kabul edilemeyen evraklara dayalı olarak müvekkilimiz hakkında soruşturma açılmıştır. Delil olarak sunulan evraklar incelendiğinde görülecektir ki birçok evrak birbirinin aynısıdır. Excel dosyası şeklinde düzenlenen evrakta tüm yazılar İngilizce iken Ekim ayının kısaltması Eki olarak yazılmış. Bu gibi hatalar açık bir şekilde evrakların düzmece olduğunu göstermektedir. Evrak kalabalığı yapılmak suretiyle algı yönetimi yapılmıştır. Bir adet su faturası bile evraklar arasında sunulmuştur. Fatura denilerek yayınlanan evrakların toplam tutarı yaklaşık 20.000 USD iken, malum medya organları tarafından yapılan haberler bu kötü algıyı oluşturmak için '75.000 TL’lik tatil' olarak lanse edilmiştir. Bu durum akıllara Başbakan ile Bilal Erdoğan’ın internete yansıyan telefon konuşmalarındaki 'manşet attırma' vakasını akıllara getirmektedir."
'3 GÜNLÜK SEYAHAT İÇİN 6 GÜNLÜK FATURA'
İdris Demirhan’ın kredi kartı ile yapmış olduğu alış-verişin müvekkilimiz ile illiyet bağı bulunmamaktadır. Akdeniz İnşaat A.Ş. ile Fly Express L.L.C. arasındaki ticaret müvekkilimiz ilgilendirmemektedir. Hukuksal ve mantıksal olarak böyle bir illiyet bağı kurmak mümkün değildir. Ticari hayatın serbestliği çerçevesinde herkes istediği ile ticari ilişki kurabilir. Müvekkilimizin 3 günlük seyahati için 6 günlük faturanın delil olarak sunulması ve kabul edilmesi açık bir şekilde iyi niyet taşımamaktadır. Müvekkilimizin yurtdışı çıkış tarihi 17.10.2013, giriş tarihi 20.10.2013’tür. Hali hazırda soruşturma dosyasındaki bilgilerden de açık bir şekilde müvekkilimizin ve meslektaşının seyahatinin 3 gün olduğu anlaşılmaktadır. Müvekkilimizin 1400$ tutarında safari turuna katıldığı iddiası da kesinlikle gerçekdışıdır. Bu hususta sunulan evrakında müvekkilimiz ile illiyet bağı bulunmamaktadır. İddia eden iddiasını ispatla mükellef olduğundan başta Sayın Başbakan, Ali Ağaoğlu ve müfettişler olmak üzere tüm iddia sahiplerini bu iddialarını ispata davet ediyoruz."
'MÜFETTİŞ, YÜRÜTMENİN AVUKATI GİBİ HAREKET ETMİŞTİR'
Müvekkilimizin tabi olduğu yasal mevzuat hiçbir şekilde fatura saklama zorunluluğu yüklememiştir. Şu an müvekkilimizden fatura ve belge istenilmesi hukuka aykırıdır. Dosyadaki bu konuyla ilgili ihbar mektubu geldiği gün soruşturmaya kaydedilmiş olup ihbar mektubunda Ali Ağaoğlu’nun isminin geçmediği gibi onla alakalı hiçbir ifadede bulunmamasına rağmen müfettişin bu kanaate varması tamamen kötü niyetli olduğunu göstermektedir. Yine aynı konu ile ilgili dosya inceleme tutanağı incelendiğinde, Ali Ağaoğlu’nun tamamen başka bir başsavcı vekilinin bürosuna bağlı bir birimde 2012/125043 soruşturma no’lu evraktan teknik takip ve dinleme kararının alındığı ve yine aynı evrakta Halil İbrahim Demirhanın da teknik takipte olduğu, bu dosyadan 5 ay sonra müvekkilimize gelmiş ihbar mektubunda Ali Ağaoğlu’nun ismi imaen bile geçmemekte iken bu mektubu görev gereği havale edip ilgili büroya göndermekten başka eylemi olmayan müvekkilimizin dinlemeleri bilerek Dubai’ye kendini zorla götürdüğünü iddia etmenin hukuki temelini biz izah edememekteyiz. Bu sebepten dolayı sayın müfettişin hangi hukuk silsilesi içinde bu yargıya vardığını açıklaması lazımdır. Bu yüzden müfettişin iyi niyetli ve tarafsız olmadığı yürütme organının avukatı gibi hareket edip başbakan tarafından atılan iddiaları ispatlama gayreti içinde komik ve gülünç duruma düştüğü ortaya çıkmıştır."
'İSTİHBARAT DEVLETİNDE BELGE VE BİLGİ UYDURMAK KOLAYDIR'
İlginçtir ki; yapılan haberler ve yayınlanan düzmece belgelerin Ali Ağaoğlu tarafından basına verilmediği ve basında yayınlanınca bu konuyu hatırladıklarını belirtilmiş ve sayın müfettişlerce söz konusu basın organlarının bu habere nasıl ulaştığı araştırılmamıştır. Bu hususun aydınlatılmasında da yarar olduğu görüşündeyiz. Unutulmamalıdır ki, istihbarat devletinde belge ve bilgi uydurmak çok kolaydır. Gizlilik gerekçesi ile birçok yasadışı eylemin üzeri kapatılabilir."
"Yukarıda da belirttiğimiz gibi, müvekkilimiz 17 Aralık büyük rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarının başında koordinatör başsavcı vekili olarak görevli olması sebebiyle, kendisine süreçte siyası baskılar yapılmıştır ve bu baskılara karşı hukukun üstünlüğünü tercih etmiş yapılan tehditlere aldırmaksızın hukuktan yana duruş sergilemiş ve akabinde Başbakan tarafından önce iş takibi yaptığı sonrada 25-30 kere yurt dışına gittiği, bunların çoğunun da Dubai devletine olduğu iddia edilmiştir. Müvekkilimizin Bursa’da iki devlet büyüğü tarafından Başbakan'ın oğlunun da adının karıştığı 25 Aralık soruşturmasıyla ilgili tavassutlarına olumsuz cevap vermesi üzerine kendisinin zarar göreceği belirtilmiş ve bir gün sonra Başbakan tarafından iftira ve karalama kampanyası tüm gazetecilerin önünde başlatılmış ve arkasından da yandaş medya olarak bilinen basın organlarında sırayla aynı konular günlerce haber yapılmıştır."
"Madem bu iddiaları Ağaoğlu basına vermediyse iddiaları kim gündeme getirdi? Ve Başbakan bu iddiaları niye abartarak tüm gazetecilerin önünde söyledi?Başbakan soruşturma dosyasında da yer alan müvekkilimize ait yurt dışı giriş çıkış listesine nasıl ulaşmıştır? Listede toplam 25 giriş çıkış olması ve Başbakanının '25-30 kez yurtdışına çıkmış' ifadesindeki 25 tesadüf mü? 17 Aralık sürecinde ilk önce Başbakan tarafından önce THY yönetim kurul başkanı Hamdi Topçu tavassut için görevlendirilmiş (Belge 5 'savunmada belgenin ekte olduğu belirtildi' telefon konuşması internete yansıyan) ve bu konuda kendisini müvekkilimiz kabul etmeyince daha sonra da Başbakan tarafından iki devlet büyüğü görevlendirilmiş ve bu da sonuçsuz kalınca karalama kampanyası başlatılmıştır. 17 Aralık tarihinde THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu’nun makamının çevresindeki kameralar incelendiğinde ses kayıtlarındaki görüşmenin doğruluğu net bir şekilde ortaya çıkacaktır. Bu konu müvekkilimiz tarafından yazılı bir bildiri ile kamuoyuna duyurulmuştur ve Başbakan hakkında müvekkilimiz tarafından suç duyurusunda bulunulmuştur. Yine gazete haberleriyle alakalı onlarca suç duyurusu, tekzip ve içeriğin yayından kaldırılması kararı alınmış ve bu kararlar yürütme organının baskılarıyla uygulamaya konulmamıştır."
"Müvekkilimiz tarafından Ali Ağaoğlu ve haber sahibi gazeteciler hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur. Sayın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından takipsizlik kararı verilmiştir. İlginçtir ki soruşturma dosyasından fotokopi almak istediğimizde Ali Ağaoğlu tarafından sunulan sözde faturalar Cumhuriyet Savcısı Vedat Yiğit tarafından tarafımıza verilmemiştir. Başsavcı vekillerine başvurumuz neticesinde ilgili evraklar tarafımıza teslim edilmiştir. Haberlerin tamamı siyasal polis olan MİT tarafından organize edilmiş ve medyaya servis edilerek başbakanın gündeme getirmesi üzerine yayınlanmıştır. Ve özellikle de sürekli gündemde tutulmaktadır. Yolsuzluk operasyonlarının unutturulup yerine suç teşkil etmeyen ancak kamuoyunca sevilip sayılan müvekkilimizin itibarını zedeleyip kendi ayıplarını örtmeye çalıştıkları açıkça ortadadır."
SON VİDEO HABER
Haber Ara