TIMETURK / HABER MERKEZİ
Metin Kaplan'ın oğlu Fatih Kaplan'ın Timetürk'e gönderdiği o mektup:
Esselamü Aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü!
Muhterem Timetürk sitesi yetkilileri!
Ben kamuoyunda İslami Cemaatler Birliği, A.F.İ.D., Hilafet Devleti veya Kaplan cemaatı olarak bilinen Edirne F Tipi Cezaevi´nde 11 yıla yakındır hükümlü bulunan ve dört senedir de kanser tedavisi gören Muhammed Metin Kaplan Hoca’nın oğluyum.
28 Şubat zihniyetinin egemen olduğu dönemlerde, kendileri gibi düşünmeyen ve hatta rejim için tehlike ve düşman olarak gösterilen bir çok insan sizlerin de bildiğiniz gibi malum medya tarafından linç edildiler, itibarsızlaştırıldılar ve haksız yere haklarında davalar açılarak hem kendileri hem de aileleri senelerdir mağdur edildiler.
Yargı-Medya-Emniyet (Ordu) üçgeninde linçe uğrayan sadece Ahmet Kaya, Merve Kavakçı, Bekir Yıldız (Belediye Başkanı), Tayyip Erdoğan, Salih Mirzabeyoğlu, Yakup Köse, Cübbeli Ahmed Hoca, Müslüm Gündüzvs.bir çok insan hangi görüşten olursa olsun, herkes bu korku ve dehşet üreten çark tarafından zulme ve gadre uğratıldılar.
O dönemlerde babam Metin Kaplan Hoca ve cemaatine 28 Şubat aktörleri tarafından aynı baskı ve zulüm yapılmıştır. Asılsız ve mesnetsiz suçlamalarla o dönemlerdebabam Metin Kaplan Hoca ve cemaatı, bir anda Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir numaralı düşmanı olarak hedef gösterilmiştir.
O tarihte 28 Şubat’a alkış tutan malum medyanın manşetleri şöyle idi:
- Kaplancıların Hedefi Anıtkabir;
- Patlayıcılar Camiye Gömüldü;
- Cephanelik Gibi;
- PKK’dan farksız;
- Anıtkabir’e Çakılacaklardı;
- Ucuz Atlattık;
- Kaplan, siyasi suçlu sayılamaz;
- Haini İstiyoruz!
28 Şubat sürecine yardım ve yataklık yapan o günkü kartel gazeteleri ve bilhassa Doğan grubunun korkunç ve ürpertici manşetleriyle babama ve cemaatine linç girişimi başlatılmıştı.
Anıtkabir’e uçakla saldırı gibi saçma bir iddia ile o tarihe kadar hükmen ’’silahsız yasadışı örgüt’’ konumunda olan cemaat mensupları, bu asılsız iddiadan sonra ‘’silahlı terör örgütü’’ kategorisine sokulmuştur.
Size Anıtkabir ve Fatih Cami’sine saldırı ile ilgili yakalanan bazı şahısların Adli Tıp raporlarını gönderiyorum.Bu olayları gerçekleştireceği söylenen ve o dönemde yakalanan 20`ye yakın kişi çok ağır işkencelere maruz bırakılmışlardır. O dönem tutuklanan şahısların hepsi savcılıktaki ifadelerinde Emniyet’te işkence altında ifade verdiklerini bildirmişlerdir. Ki devletin kendi Adli Tıp Kurumu da bu yönde rapor vermiştir.
Malesef babam Metin Hoca`nın yargılanması sırasında avukatların bütün itirazlarına rağmen, bu Adli Tıp raporları mahkeme gündemine alınmadı.
Yargılama sürecinde 1998 Anıtkabir operasyonunda tutuklanan kişilerin şahit olarak dinlenmeleri yönündeki babamın avukatlarının talepleri mahkeme heyeti tarafından her defasında reddedilmiştir. Oysa babam, ifadeleri baskı ve işkence ile alınan o ifadelere dayanılarak iki sefer ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmiştir. Ağırlaştırılmış müebbet hapsi cezasına çarptırılan babam, Abdullah Öcalan’la aynı cezaya layık görülerek, aynı kefeye konulmuştu. Ağırlaştırılmış ömür boyu hapsi cezasını veren hakim ‘’meşhur’’ hakim Metin Çetinbaş idi. Metin Çetinbaş geçtiğimiz günlerde iade-i mahkeme kararı kabul edilen Salih Mirzabeyoğlu’nun kararının altına imza atan aynı hakim!
Yargıtay’ın bu ağırlaştırılmış müebbet hapis kararını bozmasının akabinden yeniden yargılanan babam Metin Kaplan Hoca’nın cezası sadece düşürüldü. Ama yine silahlı terör örgütü yöneticisi suçlaması kaldığından bu sefer 17 sene 9 aya mahkum edildi.
Yargıtay’ın bu ağırlaştırılmış müebbet hapis kararını bozmasının akabinden yeniden yargılanan babam Metin Kaplan Hoca’nın cezası sadece düşürüldü. Ama yine silahlı terör örgütü yöneticisi suçlaması kaldığından bu sefer 17 sene 9 aya mahkum edildi.
28 Şubat zihniyetinin mağdurlarından birisi de babam Metin Kaplan’dır!Kendisi sadece düşünce ve fikirlerinden dolayı kemalistler tarafından düşman ilan edilmiştir. Babamın bu mağduriyeti ile başta annem, diğer kardeşlerim, hepimiz mağdur edildik, edilmeye devam ediliyoruz!
28 Şubat darbeci düşüncesi tarafından haksızlığa uğratılmış, linç edilmiş, vatan haini ve millet düşmanı gibi gösterilmiş, 62yaşında ve üstelik kanser hastası bir insanın durumunu, mazlumiyetini gündeme getirmek sanırım insanlık vazifesidir.
Sizden istirhamım, babam Metin Kaplan Hocaefendi’nin mağduriyetini yazılarınızda gündeme getirmenizdir.
Babamın avukatı Sayın Halit Çelik Bey, 01.08.2014 Cuma günü sabah saat 10-00´da İstanbul Adliye Sarayı, Çağlayan Meydanı’ndaiade-i mahkeme için başvuru yapacaktır. Çünkü yeniden yapılacak adil bir yargılanma neticesi, babamın düşüncelerinin artık bir suç unsuru oluşturmadığı açıktır ve ortaya çıkacaktır. Bu sebepten avukat bey mahkemeden tahliyesini de talep edecektir.
Avukat Halit Bey orada kısa bir basın açıklamasında da bulunacaktır.
Her ne kadar babamın fikirlerine katılmasanız bile, ’’Müslüman, müslümanın derdiyle dertlenendir!’’ hadis-i şerif’i fehvasınca, bu davaya yazılarınızda, haberlerinizde ilgi göstereceğinizi umarak, Allah’a emanet olunuz!
Selamlar!
Fatih Kaplan
Almanya