Emine Erdoğan KADEM iftarında konuştu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneği'nin Sarayburnu'ndaki Sepetçiler Kasrı'nda düzenlenen geleneksel iftar programına katıldı.
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-07-27 09:40:45
İftarda konuşan Emine Erdoğan, ramazanın ve iki gün sonra başlayacak bayramın, ülke ve millet için hayırlar getirmesini diledi. Erdoğan, "Bu güzel ay içinde tuttuğunuz oruçların, yaptığınız ibadetlerin, Hak katında makbul olmasını temenni ediyorum" dedi.
Emine Erdoğan, bilimsel çalışmalar, eylemler, konferanslar ve birçok etkinlik sayesinde KADEM'in, kadınların hak ve özgürlük mücadelesinde kendisine müstesna bir yer edindiğini vurguladı. Dünyadaki tüm insan hakları örgütlerinin, özellikle de kadın örgütlerinin, son yıllarda çok ciddi bir sınavdan geçtiğine dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu örgütler, dünyada yaşanan acı hadiseler karşısında bir samimiyet sınavı veriyorlar. Maalesef bu örgütlerin, bu kuruluşların, karşı karşıya oldukları samimiyet sınavında başarısız olduklarını da görüyoruz. Suriye'de 4 yıldır devam eden katliamlarda 200 bini aşkın insan hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden 200 bin insanın önemli bir kısmını masum çocuklar ve masum kadınlar oluşturuyor. Ölen, işkence gören, tecavüze uğrayan, eşini, evladını yitiren kadınlar, Suriyeli olduğu için insan hakları ve kadın örgütleri meseleye ilgi göstermiyor."
Geçen yıl demokrasi mücadelesi veren Mısır halkının meşru taleplerinin maalesef silahla bastırıldığını ifade eden Erdoğan, "Halkın demokrasi taleplerine kurşunlarla, işkenceyle, ölümle karşılık verildi. Mısır'da da hem ön safta olan hem de en ağır işkencelere ve ölümlere hedef olan yine kadınlardı. Şehit Esma'nın şahsında, Mısır'da kadınlara karşı insanlık dışı saldırılar yapıldı. Modern dünya buna da sustu" diye konuştu.
Irak'taki mezhep çatışmalarında da yine kadınların, çocukların ilk hedef yapıldıklarına şahit olunduğunu belirten Erdoğan, Irak'taki kadınların da hazin şartlarının modern dünyanın ilgisini çekmediğini gördüklerini söyledi.
"İNSANLIĞIN EN BÜYÜK SINAVI ŞU ANDA FİLİSTİN'DE"
Filistin sorununa değinen Erdoğan, "İnsanlığın en büyük sınavı şu anda Filistin'de, Gazze'de yaşanıyor. Gazze'de yaşanan dram nedeniyle içimiz burkuluyor, yüreğimiz yanıyor, boğazımız düğümleniyor. Anneler, masum yavrularının, çocuklarının, bebeklerinin, kendi kucaklarında dünyaya son bakışlarını çaresizlikle izliyorlar. Gazze'de bebekler, ağızlarında emzikle öldürülüyor. Gazze'de çocuklar, ellerindeki oyuncaklarla ölüyorlar. Şehit olmuş annesinin önünde, uyansın da beni emzirsin diye bekleyen bebeğin çığlığını hiç kimse duymuyor, umursamıyor" diye konuştu.
Gazze'de bir kez daha insanlığın öldüğünü ifade eden Erdoğan, modern dünyanın, Gazze'deki bu insanlık dramını görmediğini söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Modern dünya, insanlığın can çekişmesini göremiyor ya da görmeye, sesini yükseltmeye cesaret edemiyor. İsrailli bir milletvekili, dikkatinizi çekiyorum, bir kadın milletvekili, Filistinli anneleri hedef göstererek, Filistinli annelerin ölmesi gerektiğini, evlerinin yıkılması gerektiğini söylüyor. İnsanlıktan nasibini alamamış bir başkası çıkıp, Filistinli kadınlara tecavüz edilmesi gerektiğini pervasızca söyleyebiliyor. Irkçılık, ayrımcılık, soykırım özlemi bu kadar cüretkar biçimde ifade edilirken, bunlara karşı onurlu duruş, maalesef bu kadar cesur, bu kadar cüretkar olamıyor."
Batı'nın kadın hakları örgütlerinin, Gazze'de, Mısır, Irak, Suriye'de sınavı kaybettiğini dile getiren Erdoğan, "Aslında ölen, Ortadoğu'daki bebekler, Ortadoğu'daki kadınlar değildir. Onlar şehittir ve yaşıyorlar. Aslında ölen, Batı'nın vicdanıdır, modern dünyanın insafıdır; aslında ölen, insanlıktır. Allah'a hamdolsun, böyle bir manzara içinde Türkiye, devletiyle, hükümetiyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, tek tek fertleriyle, insanlığı yaşatmanın mücadelesini veriyor. İnşallah bu bayram, başta Ortadoğulu olmak üzere, dünyanın tüm kadınları için bayram gibi bayram olsun diye dua ediyorum. Bir kez daha, bu güzel buluşmayı tertip ettiği için KADEM’e teşekkür ediyor, başarılar diliyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum" ifadelerini kullandı.
"Bölgemizde yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye'nin kadınları olarak umudumuzu muhafaza ediyor, daha iyi bir gelecek için mücadelemizi kesintisiz sürdürüyoruz" diyen Erdoğan, bu kadar acının ve sorunun yaşandığı coğrafyada, Türkiye'nin, hem sorunlarını aşan hem de bölgeye öncülük yapan bir ülke konumunda bulunduğunu vurguladı. Erdoğan, şunları söyledi:
"Gerçekten, bölgemizde kadınlar öldürülürken, kadınlar en ağır işkencelere maruz kalırken, Türkiye'de kadınların şartları her yıl, her gün daha da ileriye gidiyor. Biliyorsunuz, kadın haklarına ilişkin olarak anayasa ve yasalarımızda çok köklü değişiklikler yapıldı. Kadınların siyasete, sosyal hayata, özellikle de çalışma hayatına katılımı için önemli düzenlemeler ve teşvikler hayata geçti. Kadınların her alanda eğitimi için aynı şekilde büyük adımlar atıldı. 'Haydi Kızlar Okula', 'Anakız Okuldayız' gibi kampanyalarla hanım kardeşlerimizin eğitim seviyeleri ciddi manada yükseldi. Aileye ve sosyal politikalara yapılan tarihi nitelikteki destekler, kadınların şartlarını ve statüsünü daha yüksek seviyelere çıkardı. Şehitlerimizin, gazilerimizin anneleri gözetiliyor. Engelli kardeşlerimizin anneleri gözetiliyor. İş hayatındaki kadınlarımız, kademe kademe ileri haklara kavuşuyor. Özellikle de kadına yönelik şiddet, Türkiye’nin gündeminde kendisine samimi bir yer buluyor ve mücadele daha etkin şekilde devam ediyor. Türkiye'nin kadınları, son dönemde Cumhuriyet tarihinin en ileri haklarına kavuştular. İnşallah, bu haklar daha da yaygınlaşacak, inşallah standartlar daha da ileriye gidecek."
"EĞİTİM İLE AİLE ARASINDA BAĞLAR KURULMALI"
Erdoğan, KADEM'in, bu yılın mart ayında yaptığı Türkiye'deki kadınların durumuna ilişkin araştırmanın, kadınlar hakkında çarpıcı sonuçlar ortaya koyduğunu söyledi. Eğitim konusuna değinen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Araştırmada, kadın sorunlarının eğitime bağlı olarak arttığını ya da azaldığını görüyoruz. Aile içi şiddet, evde ya da iş yerindeki sorunlar, tutum ve davranışlar, kadınların eğitim durumlarına göre çok büyük farklılık gösteriyor. Ancak, araştırmadan çıkan şu sonucu da ben çok önemli buluyorum: Eğitim seviyesi arttıkça, aile hayatına ilişkin bazı tehditler de ortaya çıkıyor. Bu noktada, eğitim ile aile arasında daha sıkı bir bağ kurulması gerektiği inancındayım. Eğitim, insanları, özellikle de kadınları, aile yaşamından, milli ve manevi değerlerden uzaklaştıran değil, tam tersine onlara yakınlaştıran bir ihtivada olmalı. KADEM'in bu araştırmasının eğitim sistemimizdeki içeriğe dikkati çekmesini gönülden arzu ediyorum."
SON VİDEO HABER
Haber Ara