Eski Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Yalçın Topçu, 10 Ağustos’ta sandığa gidip Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a oy vereceklerini açıklayarak, “Biz ayrı sokaklarda oturmuş olsak ta aynı mahallenin çocuklarıyız” dedi.
Eski BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, Çorum Milli İrade Platformu tarafından düzenlenen iftar yemeğine katıldı. Yemeğe Topçu’nun yanı sıra Çorum Belediye Başkan Yardımcısı Turhan Candan ile 60’a yakın sivil toplum kuruluşunun başkanları katıldı. İftar sonrası bir konuşma yapan Topçu, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu. Seçimlerde daha önce genel başkanlığını yaptığı BBP’nin izlediği yol haritasına ilişkin bir yorumda bulunmaktan kaçınan Topçu, muhalefet partilerini eleştirdi. Şuanda üç tane cumhurbaşkanı adayı olduğunu hatırlatan Topçu, “Birisi sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, birisi kendilerinin çıkartmış olmalarına rağmen bir türlü adını söyleyemedikleri Ekmeleddin Mehmet İhsanoğlu, bir diğeri de üzerinde konuşma gereği görmüyorum. Çünkü biz şartlar ne olursa olsun teröriste terörist, teröre terör, bölücüye bölücü dememiz lazım. Daha dün hadi oradan ne etle tırnağı diyen bugün bayrağa saygı duyacak, biz bunu unutacak mıyız? Bunlar bizi herhalde hafızalarımızı zayıf görüyor. Kürt kardeşlerimize sesleniyorum, Ahmed-i Cizri’yi okuyun, Kürtle-Türk etle tırnağın ötesindedir. Kürtle Türk yumurta ikizi kardeşidir. Birliğimize beraberliğimize, bir olmamıza fitne sokanlara inşallah geçit vermeyecek Kürt kardeşlerimiz. Kürdü, Lazı, Çerkezi, Türkü 40 bin insan can verdi ay yıldızlı albayrak için. Memlekette huzur ortamı var. Bu huzur ortamını bozacak plana Kürt kardeşlerimiz ortak olmayacak” diye konuştu.
Çözüm sürecine evet, ancak 40 bin kişinin katilini meşrulaştırmaya hayır dediğini açıklayan Topçu, “Biz Müslümanız, affedeceğiz ama karşımızdaki ‘Vahşi’ gibi değil ki. Ona ‘Vahşi’ hukuku uygulayalım. Vahşi aman diledi. Aman dileyen yok. Bir moda başlattılar bayrak indiriyorlar. Bayrak indireni alnının çatısından vurmayın, provokasyona alet olmayın. Ama o bayrağı indirenin bileğini kırın. Devlet olmanın gereğini yapın” şeklinde konuştu.
Türkiye’de yaşanan gelişmelere bakıldığında tüm mihrakların Türkiye’de “bizim dediğimizi yapacak, otur dediğimizde oturacak, kalk dediğimizde kalkacak, enerji havzalarından hak iddia etmeyecek, medeniyet coğrafyalarına karışmayacak” olan bürokratik bir cumhurbaşkanı istediklerine dikkat çeken Topçu, onun için de dış basında dahil belli mihrakların Başbakana karşı cephe oluşturduklarını dile getirdi.
"MAHALLEMİZİN ÇOCUĞUNUN AĞZINI BURNUNU KİMSEYE KIRDIRMAYIZ"
Ülkede bir araya gelmeyenlerin bir anda kuzu sarması olduklarını belirten Topçu, “Adını bile telaffuz edemedikleri çıkarıp ‘bizim adayımız bu’ dediler. Daha büyük bir garabet var. Aday özelliklerini sayıyordu ana muhalefet lideri, hiç demiyor ki millet demez mi sende bu özellikler yok mu, senin partinde bu özellikler yok mu diye düşünmedi. Gelinen noktada ihtilaflar, muhabbetler varsa bunları teyit edeceğiz. Dışarının ve içerinin bizim mahallenin çocuğunun karşısında durmasını protesto edip, 10 Ağustos’ta gidip sandığa Tayyip Erdoğan’a oy vereceğiz. Biz ayrı sokaklarda oturmuş olsak ta aynı mahallenin çocuklarıyız, aynı medeniyet kodlarından beslenen insanlarız. Elin adamına kendi mahallemizin çocuğunun ağzını burnunu mu kırdıracağız. Adam şimdi Ülkü Sokak’ta oturmadı diye Kılıçdaroğlu’na yakasını paçasını mı yırttıracağız. Eksiğini gediğini söyleriz ancak mahallemizin çocuğunun ağzını burnunu kimseye kırdırmayız. Asla yırttırmayız. Rahmetli de yırttırmadı. Muhsin Yazıcıoğlu’nun 28 Şubat’taki duruşuna tekrar bakılsın. Tanklar bize dönmemişti. Bizim mahallenin çocuklarına yönelmişti. Onun için dedi ki; ‘Namlusunu millete döndüren tanka selam durmam’ dedi. Refah Partisi iktidar oldu. Millet bu partiyi seçti, birinci parti oldu. ‘Millet iradesi bunu seçti, yer göğe çıksa, gök yere inse ben milletin iradesinin arkasında duracağım’ dedi. Hep cumhurbaşkanı adayı belirleyenler Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ilgili bir 367 garabeti koparttılar. Sonra bunu millet seçsin dediler. Referanduma gidildi. Bugün ip gibi sıraya dizilenlerin yüzde 99’u o günde hayır millet seçmesin reisini diyorlardı. CHP’si, MHP’si, o minik sol partiler falan. Şimdi hangi yüzle milletin önüne gidecekler” dedi.
Bu cumhurbaşkanlığı seçiminin devlet başkanlığı seçimi olduğunu dile getiren Topçu, “Kendileri aday olmadığı için bunlar yaşanıyor. Ülkücü hareketin lideri rahmetli Başbuğ, başkanlık sisteminden yanaydı. CHP’nin kendisi milli şef geleneğinden geliyor. Başkanlık sistemi ülkeyi hesap verilebilir hale getiriyor. Kemal Bey bakıyor Başbakanın önünde cumhurbaşkanı olabilir miyim olamam, zinhar bu da olmasın diyor. Bu seçim cumhur reisi seçilecek. Oraya gelen kişi süs biberi olmayacak. Cumhurbaşkanı gelirse kim nerede neyi yapıyorsa Fırat’ın yanındaki kuzudan da haberi olmalıdır. Yetkisini kullanacak, bunlar da feryat edecek, anayasayı değiştirin sorumluluğu alayım diyecek. Bunların da, dışarıdakilerin korkusu da bu” diye konuştu.