Demirtaş 'yeni Anayasa' dedi
Cumhurbaşkanı adayı Demirtaş da, açıkladığı yol haritasında Başbakan Erdoğan'ın vizyon belgesindeki gibi 'yeni Anayasa'ya vurgu yaptı. Diyanet'in kaldırılması gerektiğini söyleyen Demirtaş ana dilde ibadete de işaret etti
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-07-15 12:07:39
Cumhurbaşkanı adayı ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, cumhurbaşkanlığı seçiminde izleyeceği yol haritası ve kampanya boyunca sürdüreceği çalışmalara ilişkin, Şişli Kent Kültür Merkezinde basın toplantısı yapıyor.
Toplantı Yaşar Kemal ve Adalet Ağaoğlu'ndan gelen mesajların okunması ile başladı.
Selahattin Demirtaş'ın seçim sloganı "Bir Cumhurbaşkanı Düşünün" başlığını taşıyor.
Demirtaş'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Türkiye'nin siyasi atmosferinin bu kadar kaotik olduğu bir ortamda ısrarla ve inatla söylememiz gereken barışa ve kardeşliğe dair ne varsa söylemek için buradayım. Cumhurbaşkanı ilk kez halk tarafından seçiliyor. Demokratik bir seçim demedik demeyeceğim. Halk tarafından seçiliyor olması tek başına yetmiyor.
Halkın önüne yeteri kadar seçeneklerin çıkmış olması gerekirdi. Herşeyden önce cumhurbaşkanlığı aday belirleme süreçleri maalesef ki demokratik olmadı. Anayasa uzlaşma komisyonuna sunduğumuz teklifte halkın da kendi insiyatifiyle istediği kişiyi aday gösterebilmeli demiştik. Sadece parlamentonun veya 20 milletvekilinin tekeliyle aday gösterilme süreci demokratik değildir. Bu bir kez daha seçimin parlamento tarafından onaylanması anlamına gelir. Adayları da asillerin seçmesi gerekirdi vekillerin değil.
Kadın aday olmaması da büyük bir talihsizliktir. Kadın özgürlüğünü bu seçim kampanyasına yansıtmaya çalışacağız.
"Bütün bu antidemokratik seçimler içerisinde... AKP'nin adayını bir kişi belirledi. Çatı aday ise daha demokratikti. İki kişi belirledi onu da. En azından bu antidemokratik ortamda, bizler kendi adaylık sürecimizi mümkün olduğunca ortaklaştırmaya nasıl bir cumhurbaşkanı istiyoruz tartışması üzerinden isme doğru gittik. Biz önce ismi belirleyip o ismi bir şok şeklinde PR yaparak aday belirleme süreci yaşamadık.
10 binlerce kadının erkeğin gencin layıkıyla temsiliyeti yerine getirebileceği bir ortamda görev bana verildi. 10 binlerce kişi aday olamadığımız için bu görev bende somutlaştı.
Benim adayım şu ilkelere uygun olsun diyen kim varsa hepsinin ortak haklarını savunacağım. Yarışın kendisi de antidemokratik. Hazineden yardım alanlar var almayanlar var. Bizi destekleyen partiler hazineden yardım almıyor. Diğer partiler yani diğer adayları destekleyen partiler hazineden yardım alarak bu kampanyayı yürütüyor. Bizler Türkiye'nin emekçilerin yoksulları ezilenleri ALevileri emekçileri yok sayılmış emekçileri olarak hazineden destek almadık ama hazine gibi gönüllerinizle bu kampanyayı yürüteceğinizi bildiğimiz için bir halk kampanyası olarak kampanyamızı yürüteceğiz.
Bizim için bu çok daha kıymetli çok daha değerlidir. Devlet yardımı da yok valinin kaymakamın imkanları da bizim elimizde değil. Bunların hepsi seçim yarışının antidemokratik bir şekilde işleyeceğinin göstergesidir. Biz 3 aday olarak elbette ki bütün Türkiye coğrafyasının ve halklarının ortak taleplerini temsil etme iddiasıyla ortaya çıktık. Ama söylemler eylemler verilen mesajlar hiç de bütün Türkiye'yi kapsayacak şekilde ilerlemiyor.
Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası mı yoksa parti grup toplantıları mı yapılıyor belli değil: Ötekileştiren bir dil üzerinden kampanya yürütülüyor. Bu dilin siyaseten bir karşılığı olduğu için şu anda düşündüğü tek şey bu yüzde 50'yi konsolide etmek tutabilmek.
Allah'ın yarattığı diğer kesimler. Başbakan bunu çok idrak edemiyor. Zannediyor ki Allah sadece AKP'ye oy verenleri yaratmış, geri kalanları o yaratmamış gibi davranıyor. Kurduğu dil eşitlik dili değil. Biz bütün bu kampanya süresince birazdan size sunacağımız yeni yaşam belgemizle il il Türkiye'yi dolaşıp bu ilkeleri hatırlatacağız. Bunlar zaten sokakta yüreğimizde var olan ilkelerdir. Kardeşliğimiz vardı onu yeniden canlandırabiliriz hissiyatını yaşatmaya çalışacağız. Bizler meydanlarda ve alanlarda acılı anneleri onların taziyesinin yarattığı öfkeyi yuhalatacak bir dilden kaçınacağız. 7'den 70'e küçükten büyüğüe herkesin cumhurbaşkanı olacağız. Bu salonda bugün acısı meydanlarda yuhalatılmış bir anayı müsadenizle alkışlatmak istiyorum. Berkin Elvan'ın annesini müsaadenizle alkışlatmak istiyorum.
Ne mutlu onlara ki çocukları katledildiğinde, Gezi'de dağda cezaevinde çocukları katledildiğinde intikam naraları atmadı bu anneler. Her zaman kardeşlik barış mesajı verdiler. Bizler acıları yarıştırmayan. Ortaklaştıran bu dili siyasete hakim kılabilirsek rehberimiz de bu olacaktır. "
'Ekmel Bey’in gönderdiği 1000 TL’yi kenara koyarsak'
Ekmel Bey’in bize gönderdiği 1000 TL’yi bir kenara bırakırsak kampanyamıza halkın her kesiminden bize oy versin vermesin bize ilgi olduğunu görüyoruz. Devlet yardımları da yok. Söylemler tüm Türkiye’yi kapsayacak şekilde değil. Daha önce de meydanlarda herhalde bu dilin siyaseten bir karşılığı olduğunu eve yüzde 50’ye yakın eksimi tuttuğu için tek istediği bunu konsolide etmek. Zannediyor ki Allah sadece AKP’ye oy verenleri yaratmış, diğerlerini yaratmamış diye düşünüyor herhalde.
Biz meydanlarda acılı anneleri yuhalatacak bir dilden kaçınacağız. Herkesin ezilmiş kimliği ile cumhurbaşkanı olmaya çalışacağız. Berkin Elvan’ın annesini bu salonda alkışlatmak istiyorum. Ne mutlu onlara ki eşi Hrant öldürüldüğünde, Gezi’de çocukları katledildiğinde intikam naraları atmadılar bu anneler. Acıları yarıştırmayan bu dili siyasete hakim kılabilirsek rehberimiz bu olacaktır.
Yeni yaşam çağrısı
Çağrımız yeni yaşam çağrısı. Çağrımız Türkiye’deki tüm halkların birbiri ile özgürce yepyeni bir yaşam inşa etmeleridir. Hayalini kurduğumuz cumhurbaşkanı sokakta halkla birlikte olacaktır. Yeni yaşam etnik, dinsel, cinsel, sınıfsal ayrımcılığın karşısında sesi duyulmayanın yanında yeşerecektir.Türkiye artık yol ayrımında. Ya devlet otoritesini daha da pekiştirecektir, ya da radikal demokratik değişimi tercih edecek. Bu seçimlerde 3 aday ama 2 çizgi yarışıyoruz. Bizim çizgimiz neo-liberal düzen içinde tekçi, mezhepçi bir tercihe zorlanmayı reddeden çizgidir. Devletin küçüldüğü, yurttaşın büyüdüğü bir sistemi hedefliyoruz. Devlet tek bir kişiyle artık yönetilmeyecek. Cumhur meclisleri ile halkın doğrudan yönetime katılmasının önünü açacağız. Çiftçi, emekli meclisleri olacak.
MGK gibi vesayetçi bir yapı ile değil demokratik kurullarla yönetilecek.
'Tetikçilik son bulacak'
Devlet Denetleme değil Halk Denetleme Kurulu olacak. Kürt sorununun çözümü Türkiye’nin demokratikleşmesi ile eşzamanlı yürüyecek bir süreçtir. Bunu sağlayacak irade vardır bizlerde. Her türlü tekçilik son bulacak. Devletin anayasası döneminden halkların anayasası dönemine geçiş olacak. Mevcut anayasanın başyazarları kısa bir dönem önce müebbete mahkum oldu. Devletin kutsandığı, halkalrın yok sayıldığı bu anayasanın topyekun değiştirilmesi artık ertelenemez bir sorundur. Herkesin sosyal hayatını özgürce yaşamasının önü açılmalıdır. Anadilinde ibadet hakkı tanınmalı. Diyanet kaldırılmalı. Nefret suçlar içeren ayrımcı söylemler temizlenmeli ve bunlara cezai yaptırımlar getirilmeli.
'Yaşam hakkı sadece insanlar için değil'
Bergama köylülerinin siyanürlü altın madenlerine direnmesinden bugüne doğa katliamları ülke gündeminden düşmüyor. Deresinin üzerine HES yapımına direndiği için jandarmadan dayak yiyen Karadenizli kadın yaşam alanalrı tehdit edilen köylüler… Karnımızı doyuran toprak, su ve bu dünyayı paylaştığımız diğer türler. Yaşam hakkı sadece insanlar için geçerli değildir. Tüm canlıların yaşam hakkını savunmak temel ilkelerimizden olacaktır.
EVRENDE KESİŞEN ÇİZGİLERE PARALEL DENMEZ
SORU CEVAP
Paralel devlet yapısına yönelik ne düşünüyorsunuz? KCK davasında sizce paralel devlet yapılanmasının bir operasyonu olabilir mi?
Türkiye'de bir derin devlet olgusu hep varolageldi. Bir paralel yapı olarak da algılanabilir. Ama AKP'nin bura 'paralel' demesi abesle iştigaldir. Evrende bir şekilde kesişen iki çizgiye paralel denemez. Bıraksınlar da ikisine biz paralel diyelim. Ama devlet içinde suç işlemiş odaklanmış kim olursa olsun hesap sorulması lazım. Bir kişi sırf cemaat gönüllüsüdür, sempatizanıdır diye suçlanamaz. Suç işleyip işlemediğine bakılacak. Devlet dine müdahale etmesin diyorsak. Cemaatlerin din alanlarındaki özgürlüğüne saygı duyacağız. Geçmişteki KCK operasyonrları sırasında öküz ölmemiş, ortaklık bozulmamıştı. AKP ve cemaat o faaliyetleri birlikte yönetiyorlardı.
SON VİDEO HABER
Haber Ara