Mutlak surette negatif tepkisini gösterir. Eğer iktidar, ülkeyi kalkındırmayı başarmışsa, bu hırsızlık suçlaması sekteye uğrayabilir. Yani halk bu suçlamaya inanmayıp, iktidarın yanında olmaya devam edebilir. Hemen taktik değiştirmek icap eder bu durumda. Koşulsuz şartsız senin yanında olanları ürkütmemek ve en azından iddianın doğru olduğuna onları inandırmak için, '' halk iktidarın hırsız olduğuna inanıyor ama bir şekilde oyunu onlara vermeye devam ediyor, ''gibi söylemler üretmeli. Kendi tabanın, bunun doğru olduğundan asla şüphe etmeyecektir. Tek açıklaman gereken şey, halkın neden hala o partiye oy verdiğini tutarlı ve ikna edici cümlelerle izah etmek. Benim önerim, o tarafa oy veren kişilerin yeterli zeka seviyesine sahip olmadığını söylemen. Bu şekilde sana oy verenleri de otomatik olarak zeki ve dahi yapmış olursun. Bir taşla iki kuş vurmak gibi yani. Aynı suçlamaları asla uzun süre yapmamalıdır, muhalefet partileri. Zira bu halkta, suçlayacak başka şeyleri olmadığı algısına neden olur. Hırsızlık suçlaması bir müddet daha devam ettirildikten sonra, yaşama müdahale edildiğini ortaya atmalısın. Uzun süreli bir iktidar karşısında, umutsuzluğa düşen kendi yandaşların, bunu sorgulamayacaktır bile. Unutma ki, milyonları kandırmak bir kişiyi kandırmaktan daha kolaydır. Veba kadar hızlı yayıldığını göreceksin, bu yeni suçlamanın. Sana oy verenler, gerçekten boğulduğunu düşünecektir.
Kendilerini kaybedip, özgürlük sloganları atacaklardır. Vakit kaybetmeden, hakaretler yağdırılmalı - ki bu onu itibarsızlaştıracaktır. Mümkünse hakaretlere ailesinden başlamalı. Sonra kendisine geçmeli. Gazetelerde onu tehdit eden ibareler kullanmalı. Üzerinden fazla geçmeden de Başbakanı diktatör olmakla suçlamalı. Seni ve sana oy verenleri devamlı besleyen, aynı kafada olduğun gazetelerin köşe yazarları da bu konunun üstüne gitmeli. Kabul edilmeli ki en kayda değer suçlama bu olacak zira hiçbir halk diktatörleri sevmez. İnsanların aklına şu şekilde şüphe düşürülmeli. Denmeli ki, '' uzun zamandır iktidarda kaldığı için güç budalası oldu. '' Fakat tam da bu kısımda savunma yapman gerekebilir. Çünkü bundan önceki aşamada ettiğin hakaretlere, bir diktatörün nasıl olup da izin verdiği sorusuyla karşılaşabilirsin. Sakın ola yılma. İddianın arkasında durmalısın. Kendi tabanın bunu sorgulamayacaktır merak etme. Çünkü onlar artık iyice tava gelmiştir. Bu saatten sonra ne dersen de, körü körüne sana bağlı kalacaktır. Denemesini yapabilirsin. Sana yakın dahi olmayan, senden daha az oy alan başka bir partinin mensubunu, belediyelerden birine aday olarak göster ve söylediklerimin doğru olduğunu kendi gözünle gör. Hatta Cumhurbaşkanı adayı olarak da, iktidar partisinin düşüncelerine senden daha yakın olan birini aday göster. İlk başta tepki gösterseler de, mutlaka ona da oy vereceklerdir.
Lakin sen işi yine de sıkı tut ve '' Tıpış tıpış '' oy vereceksiniz, de. '' Ya seve seve ya '' diye başlayan cümle kullanma çünkü yakışıksız kaçar. Tıpış tıpış en doğru kelime. Kendi partililerine böyle emrivaki yapar yapmaz, '' bu diktatör bozuntusunu devireceğiz '' diye açıklama yap. Merak etme kafası çoktan karışmış olan seçmenlerin, '' bana zorla oy verdiriyorsun ama iktidardaki partinin başına diktatör diyorsun '' diye düşünmez. Bir de elini masaya vur, mutlak surette. Bütün bu yaptıklarının arasına biraz da eylem serpiştir. Örneğin her eylemi destekle. Eğer eylemi yapanlar iyice azıtırsa, çıkıp onları alnından öptüğünü söyle -ki bu şekilde davrandıkları sürece senin desteğinin yanlarında olacağını hissetsinler. Sokak olayları ne kadar ateşli olursa iyi olur. Senin yapman gereken şey, oturup ölüm olması için dua etmen.
Ölüm olursa hemen iktidarı suçla ve onların yüzünden öldüğünü söyle. Emin ol ki yandaşların bu çelişkiyi fark etmeyeceklerdir. Başbakanın halkı kutuplaştırdığını falan söyle. Sen zaten bunu başardığın için kimse halkın kutuplaşmadığını iddia edemez. İktidarı destekleyen gazetecileri yandaş olmakla suçla. Oy vereni koyun diye damgala. Her afeti hükumetin üzerine yıkmaya çalış. Bütün bunları yaparken hiç kasma kendini. Her türlü yalanı söyleyebilirsin. Her türlü iftirayı atabilirsin. Fakat en önemlisi mahalle baskısı olacak. Baskı şart. Öyle ki, iktidara oy verenler tırssın. Bunların içinde sanatçı olursa, yalaka olmakla suçla hepsini. Hatta isimlerini kara listeye al ki, bir daha iş yapamaz hale geleceklerini düşünsünler.
En son olarak da onların sanatçı olmadıklarını belirt. İktidarın her icraatına karşı çık. Yapılan icraatlar ne kadar iyi olursa olsun, kötüleyecek bir şey mutlaka bulursun. Emin ol bunları yaptığın takdirde, arkandan gelen büyük bir kitlenin olduğunu ve ağzını köpürtecek kadar kızgın olduklarını göreceksin. Sen bir hakaret edersen, onların bin ettiğini göreceksin. O saatten sonra istediğin kadar saçmala. İnancın olsun sana oy verenler, tam bir ahmak gibi davrandığını düşünmeyecektir. Kaybettiğin her seçimden sonra, kazanan tarafın sen olduğunu iddia et. Her seçimden önce, anket sonuçlarını kendi lehinde göstermeye gayret et. Seçim o şekilde sonuçlanmasa dahi sana oy verenler, bunu es geçeceklerdir. Korkmana gerek yok yani. Kimse senin istifanı istemeyecektir. Bütün bunlardan sonra seçim kazanıp kazanamayacağının garantisini veremem ama diğer taraf üzerinde sinir bozucu bir etki bırakacağını rahatlıkla söyleyebilirim.
AYDIN CAN ÇİÇEK
