Bu mağazada engel yok
İstanbul'da bir giyim mağazası engellilerin alışveriş yapması için uygun hale getirildi. Mağazanın bir de engelli çalışanı var; kasa görevlisi Mahmut Çam'a işyerinde engel yok ama dışarıdaki dünyası engellerle dolu.
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-07-06 12:54:54
İstanbul'da bir alışveriş merkezi. Her katında birbirine benzer mağazalar. Biri hariç. Erkek giyimi satan bu mağazada diğerlerinden farklı olarak camına asılı bir amblem dikkat çekiyor. Amblemde; işaret dili yapan bir çift el, bir tekerlekli sandalye, bastonla yürüyen bir görme engelli ve bir bebek arabası var.
Amblem bu mağazanın "engelsiz bir mağaza" olduğunu anlatıyor. Engelsiz mağazanın ne demek olduğu içeri girince daha rahat anlaşılıyor. Mağazadaki raflar, tekerlekli sandalyesi olanların da rahatlıkla uzanabileceği yükseklikte. Giysi deneme kabinlerinden biri tekerlekli sandalyenin de girebileceği genişlikte yapılmış. Kabin içinde tutunacak demirler ve bir koltuk buluhuyor. Az gören ya da görme engelli müşteriler için ise kıyafetin üstüne tuttuğunda rengini sesli söyleyen "renk seslendirici yardımcı aparatlar" kullanılıyor.
Mağaza bu detaylarla yetinmemiş, personeline işaret dili de öğretmiş. Kasa görevlisi de bedensel engelli. Yasal zorunluluk gereği engellileri istihdam eden ama en görünmeyen yerde çalıştıran zihniyete inat, bedensel engelli Mahmut Çam mağazanın en görünür yerinde çalışıyor.
Kart şifresini söylemek yerine alçak kasa
Engelsiz mağaza fikri, Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği (EHDD) Başkanı Adem Kuyumcu’dan çıktı. Kuyumcu, yaklaşık iki yıl önce mağazaların engellilerin erişimine uygun olması, başkalarına bağımlı kalmadan alışveriş yapabilmeleri için bir proje oluşturdu. Projeyi önde gelen 70 mağazaya yolladı. Kimseden ses çıkmadı.
Ancak erkek giyim mağazaları zinciri olan Süvari markasında bu proje yönetime kadar ulaştı. Yönetim, mağazalarını engellilerin de rahatlıkla kullanabilecekleri hale getirmeye böylece karar verdi ve işe Mall Of İstanbul’daki yeni açılacak şubeden başlandı. Mağaza projede yer alan detaylara göre dizayn edildi.
Mağazada bebek arabasının da tekerlekli sandalyenin de rahatlıkla geçebileceği geniş alanlar bırakılarak düzenlendi, rafların alçaklığı ve aralıkları da uygun yüksekliklerde yapıldı. Üç kabinden biri ‘rahat kabin’ olarak tasarlandı ve daha geniş dizayn edildi. "Rahat kasa" yapıldı; böylece engelliler ödeme yapmaya geldiklerinde kasa görevlisi kendilerine yüksek bankoların ardından bakmıyor, kredi kartı şifresini girmek için yüksek bankolara uzanmaya çalışmıyor ya da görevliye şifresini söylemek zorunda kalmıyor.
En önemlisi mağazadaki altı personel de işaret dili eğitimi ve engellilerle ilgili farkındalık eğitimi aldı.
"Yardımcı olmayın bağımsızlık verin"
EHDD Başkanı Kuyumcu, amaçlarının engellilerin de alışveriş yaparken özgürlüğünü sağlamak olduğunu anlatarak şöyle konuşuyor:
“Mağazalar, işletmeler engelli gelsin biz yardımcı oluruz diyor. Yardımcı olma, neden yardımcı olacaksın. Bağımsız hareket etmesini sağla. Bu herkese örnek olmalı. Mağazanın bu hale getirilmesi, standart maliyetini sadece yüzde 10 arttırdı. Markanın Diyarbakır’daki mağazası da engellierin erişimine uygun, yapıldı, Mersin’de mağaza böyle yapılıyor. Sırada Ankara’daki mağaza var. Bundan sonra yeni açılacak her şube de engellilerin kullanıma göre yapılacak mimari açıdan ve çalışanlar eğitim alacak.”
"Kıyafetleri denemeden alıyoruz"
10 yıldır bedensel engelli olan 30 yaşındaki Yunus Akıncıoğlu, mağazanın kendilerine alışveriş özgürlüğü kazandırdığını söylüyor:
“Mağazalarda fiziki şartlar çok zorlu oluyor. Alacaklarımızı denedemen alıyoruz, sonra değiştirmek için bir daha gelmek zorunda kalıyoruz. Kimseye gebe kalmadan alış veriş yapabilmek güzel.”
Engelsiz dünyanın dışı engellerle dolu
Herkese açık mağazaya gelen engelli müşteri sayısı ise henüz sınırlı. Çünkü mağaza engelsiz olsa da sokaklar engelsiz değil. Engellillerin rahatlıkla alış veriş yapabilmelerini sağlayacak mağazaya gelebilmeleri için sokağa rahatça çıkabiliyor olması lazım. Kasa görevlisi bedensel engelli Mahmut Çam’ın mağazaya gelene kadar yaşadıkları bu sorunun çok net ortaya koyuyor.
30 yaşındaki Çam, Bitlis Tatvan doğumlu. 3 yaşında geçirdiği çocuk felci sonrasında bedensel engelli olmuş. Hiç okula gitmemiş çünkü ilkokula başlayacağı dönemde ilçe millli eğitim müdürü ‘diğer öğrencilerin de piskolojisini bozar’ gerekçesiyle okula kaydının yapılmasına izin vermemiş. Okuma yazmayı evde öğrenen ve daha sonra da açıktan okuyan Çam, 12 yaşında ilk tekerlekli sandalyesi alınana kadar da hiç dışarı çıkmamış. Çam, 18 yaşına geldiğinde dört duvardan ibaret dünyasını kırarak ailesinin tüm karşı çıkışlarına karşı İstanbul’a gelmiş. Kendi deyişiyle o gün bugündür ayakları olmadan kendi başına ayakları üzerinde durabileceğini gösteriyor. İstanbul’a geldiğinde radyo dj'liğine başlayan Çam, sekiz yıl bu işi yapmış. Sekiz yıl sonunda radyo çok katlı ve asansörsüz bir binaya taşınınca çok sevdiği işini bırakmak zorunda kalmış. Dört senelik işsizlik döneminin ardından şimdi engelsiz mağazada çalışıyor. Ancak işine gelebilmesi hiç de kolay değil.
"Apartmanda engelli istemiyoruz"
Çam, apartman girişinde rampa olmaması yüzünden eve girip çıkarken sorun yaşıyor.
Esenler Oruç Mahallesi’nde oturduğu apartmanın girişinde rampa olmaması ve bir yıldır uğraşmasına karşın komşularının rampa yapılmasına razı olmaması hayatını zorlaştırıyor. Komşularının “ Biz apartmanda engelli görmek istemiyoruz” dediğini söyleyen Çam, yaşadığı sıkıntıyı şöyle anlatıyor:
"Belediyeden fen işleri müdürünü bile getirdim ama apartmandakiler benim orda oturmamı istemiyor. Bana yardım eden bakkala, gençlere yardım etmemeleri için telkinde bulunuyorlar. Evim giriş kat. Ancak apartmanın girişinde iki basamak var. Evimden çıkıyorum. O iki basamağın başına geliyorum, sokaktan biri geçsin de yardım isteyeyim diye bekliyorum. Dönüşte de yine mahalledekilerden, sokaktakilerden yardım istiyorum. "
Evden çıktıktan sonra toplu taşıma araçlarına binmek de ayrı bir sorun. Çalıştığı alışveriş merkezinin servisi olmasına karşın engelllerin binmesine uygun olmadığı için kullanamayan Çam, şöyle devam ediyor:
“Servisi kullanmıyorum çünkü kimseden yardım istemek istemiyorum. Otobüsle geliyorum. Durağa gittiğimde engelli otobüsü gelene kadar bekliyorum. Kim zaman da otobüs geliyor ama şoför kaldıra yanaşmak yerine yolda duruyor. Kaldırımda rampa yok, nasıl ineyim? Kaldırımdan paldır küldür inince arabanın bilyeleri, motoru bozuluyor. Çalıştığım alışveriş mağazasına geliyorum asansörün önünde dubalar var. Market arabalarını asansörle aşağı indirmesinler diye dubalar konulmuş. Yan yana manevralarla oradan geçiyorum.”
Çam, engelli bir birey olarak kimseye bağımlı yaşamak istemediğini vurgulayarak “Bağımlı yaşamak isteseydim anne babama bağımlı yaşamayı tercih ederdim.” diyor.
Umay Aktaş Salman / AL JAZEERA
Haber Ara