Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Gündem'in konuğu “Numan Kurtulmuş“

Beyaz TV ekranlarında yeni bir program ekranlara giriyor, Latif Şimşek'le Gündem programının ilk konuğu Numan Kurtulmuş olacak. Şimşek, Numan Kurtulmuş'a Nevzat Çiçek ve Saadet Oruç'la birlikte gündeme dair soruları soracak.

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-06-29 18:45:07

Gündem'in konuğu “Numan Kurtulmuş“
Pazar akşamı saat 23.00'da Beyaz TV ekranlarında yayınlanacak olan Latif Şimşek'in "Gündem" programının ilk konuğu AK Parti Genel Başkan yardımcısı olan Numan Kurtulmuş olacak. Latif Şimşek modaretörlüğünde  Nevzat Çiçek ve Saadet Oruç'la AK Parti Genel Başkan yardımcısı Kurtulmuş'a sorularını yöneltecekler. Son zamanlarda Türkiye'nin içinde bulunduğu durum, CHP ve MHP'nin çatı adayı olan Ekmeleddin İhsanoğlu, Kurtulmuş'un seçimler hakkında ki son düşünceleri ve yaptığı son açıklamalar hakkında her şey Latif Şimşek'in "Gündem" programına cevap bulacak.

Son günlerdeki açıklamaları ile dikkatleri üzerine çekmeyi başaran AK Parti Genel Başkan yardımcısı Numan Kurtulmuş bu akşam Latif Şimşek ile Gündem programında, gündeme dair sorulara cevap verecek. Kurtulmuş kürt açılımı ve önümüzdeki seçimler için neler diyecek? İşte Kurtulmuş'un seçimler hakkında yaptığı son açıklamaları...



Kurtulmuş, “Ortadoğu coğrafyasındaki karışıklığın sonucu olarak ortaya çıkan bir krizle karşı karşıyayız. Filmi öne alın ve Afganistan’ın işgalinin Ruslar tarafından işgaline gidin. Afganistan’ın Ruslar tarafından işgali aslında eski dünya sisteminin kırılma noktalarından birisidir. Afganistan’ın işgali sırasında orada Ruslara karşı mücadele eden Afgan halkına Batılı ülkeler başta olmak üzere, bölge halkı başta olmak üzere birçok ülke tarafından her türlü destek sağlandı. Bunun sonucu olarak Afganistan, Rus işgalinden kurtuldu. Ancak Afganistan işgali ile birlikte önce Taliban ortaya çıktı, bunun içerisinden de bugün El-Kaide dediğimiz örgüt dünyanın dört bir tarafından Afganistan merkezli olarak yayıldı. Arkasından Irak’ın işgali. Irak’ın işgali ile birlikte hep şunları söylüyordu. Hatta ABD’nin eski Dışişleri Bakanlarından Condoleezza Rice, Ankara’da söylediği şu cümleleri hala şimdiki gibi hatırlıyorum. ‘Bundan sonraki gelişmelerde bölgede 22 tane yeni ülke ortaya çıkacaktır. Bölge ülkelerinin sınırları yeniden değişecektir’ sözlerini sizlerde hatırlıyorsunuz. ABD’nin Irak’ı işgaliyle birlikte Irak, içerisindeki bütün farklılıkların dağıtılmaya çalışıldığı bir ülke haline getirilmeye çalışılmıştır. Arkasından Suriye krizi yaşandı. Suriye krizinde halka karşı bir devlet terörü yürüten bir Esad yönetimi var. Suriye’deki muhalefetin mücadelesine başta destek veren Türkiye ile birlikte en az 9 ülke daha destek verdi. Bunlar ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi arabistan, Kuveyt, Haiti, Bahreyn ve diğerleri öyle bir noktaya gelmiştir ki Suriye’deki o masum ve mazlum halkın yanında durması gereken bu ülkelerin neredeyse tamamı Suriye’deki muhalefeti bir yerde desteklemekten vazgeçmiş, Türkiye orada tek başına kalmıştır. Suriye’de hem de devlet eliyle sürdürülen ve yaklaşık 200 bin kişinin öldüğü sonucu ulaşılan Suriye’deki iç savaş, maalesef Suriye’yi içinde tamamen dağılmış bir ülke haline getirmiştir. Bir tarafta Irak, bir tarafta Suriye’nin dağılmış hali ve bu bölgedeki yaklaşık en az 10-15 yıldır sürdürülmeye çalışılan İran’ın başını çektiği bir Şii ile ona karşı Türkiye’nin önderlik yaptığı Sünni kuvvetler arasında bir bölgesel çatışmayı ortaya çıkarmaya çalışan bir perspektifle karşı karşıyayız. İşte Suriye ve Irak’ın dağılmış bu hali bugün IŞİD dediğimiz örgütü ortaya çıkarmıştır” dedi.

Mezhebi ve etnik bütün farklılıklarıyla birbirine girmiş bir İslam coğrafyası ve özellikle bir Ortadoğu coğrafyası oluşturma gayretleri olduğunu söyleyen Kurtulmuş, “Örgütler vasıtasıyla Ortadoğu’nun bir yangın yerine döndürülmüş olması şu sonuçları aslında çıkarmaya gayret ediyor. İlki Müslüman halka demokrasiden ve çözümü kendi aralarında tartışarak bulmaktan uzaklaşıyor. Bunu üzülerek söylüyorum. Bunu hedefledikleri için böylesine ciddi bir şekilde bir takım örgütler destekleniyor” diye konuştu.

“ORTADOĞU’DA İTTİHAD-I İSLAM BİRLİĞİ BÜTÜNÜYLE KALDIRILMAK İSTENİYOR”
Ortadoğu’da yapılmak istenilenlerin tehlikeli bir Oyun olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Ortadoğu’daki örgütlerin bugün at oynattıkları bu dönem içerisinde ortaya konulmaya çalışılan önemli meselelerden birisi İttihad-ı İslam Birliği’nin bütünüyle ortadan kaldırılmasıdır. Yani Müslüman milletlerin kaderde, kederde geçmişte, kültürde, medeniyette ve coğrafyada birlikteliklerini artık ortadan kaldırılması, birlikte yaşayamaz hale getirilme meselesidir. Bu çerçevede oynanan oyunların ne kadar önemli ve ne kadar tehlikeli olduğunu biliyor ve bunun farkında olarak hareket ediyoruz. Ayrıca önemli meselelerden birisi, bu bölgedeki gücün ayrıştırılmaya çalışılıyor. Sünni, Şii, Türk, Kürt, Alevi, Çerkez, Arap, Pers vs. bütün bunlar ayrıştırılmaya çalışılıyor” dedi.
Bu bölgedeki gelişmeler karşısında Türkiye’ye daha fazla bütünleştirme gayreti düştüğünü kaydeden Kurtulmuş, “Biz, bu coğrafyada daha fazla bütünleşmenin, daha fazla birleşmenin ve daha fazla ortak sesleri ve çabalarının ortak adresi olacaktır. Onun için Türkiye’nin ekonomik ve siyasi istikrarı sadece Türkiye’nin geleceği için değil, sadece torunlarımız için değil, bu geniş coğrafyadaki bütün milletlerin ve bütün ülkelerin gelecek nesillerinin vefası için, bu bölgenin bekası için Türkiye’nin siyasi ve iktisadi istikrarı önemlidir. Buna gayret edeceğiz. Bunun için mücadele edeceğiz. Bunun için mücadelemizi korkmadan, çekinmeden hiç geri adım atmadan daha ileriye doğru sürdüreceğiz” diye konuştu.,

“TÜRKİYE’DE ZİHNİYET DEĞİŞİMİ YAŞANDI VE HALA YAŞANIYOR”
Türkiye’nin son 12 yılda başardığı en önemli konuların başında zihniyet devriminin geldiğine dikkat çeken Kurtulmuş, “Yollar yaparsınız, binaları değiştirip yeni binalar yaparsınız, kadroları değiştirip yerine yeni kadrolar koyarsınız, bunların hepsi nispeten kolaydır. Ama en zor olanı özellikle devletin zihniyetini değiştirmektir. Devletin zihniyetini değiştirmek deveye hendek atlatmaktan daha zordur. Türkiye’de öyle bir devlet vardı ki, Vatandaşının her şeyinden korkardı. Başörtülü başörtüsünden, daha önceki dönemde Arapça ezandan, Kuranı Kerimin tedris edilmesinden, insanların ana dilini konuşmasından, insanların diledikleri şarkıları türküleri kullanmasından ve bunlarla halaylar çekmesinden korkardı, ondan korkardı bundan korkardı. Mezhebinden korkardı, dininden korkardı, kıyafetinden korkardı, hatta vatandaşın çocuğuna vereceği isimden korkan bir devlet vardı. Bunların hepsi geride kaldı. Şimdi Türkiye’de önemli bir zihniyet değişimi gerçekleşti. Gerçekleşmeye de devam ediyor. Bunlar kısa sürede olacak işler değil. Bence 12 yılda AK Parti iktidarı zamanındaki en önemli kazanımlarından birisi budur. Bunu zaten değiştiremezseniz, diğerlerini değiştirmek hiçbir anlam ifade etmez. Allah'a çok şükür Türkiye’de artık bundan çok az bir süre önce neredeyse evinden tutup zorla alınacak başörtülü seçilmiş bir milletvekilinden, ona müsaade etmeyen Türkiye’den bugün 5 tane başörtülü vekili olan Türkiye’ye geldik. Bu memleketin televizyonlarında şarkı söyleyemeyen ve yakın bir zamanda televizyonlara çıkamayan sanatçılar, şimdi Başbakanımızın nezaretinde onunda katıldığı bir törende Diyarbakır’da Şiwan Perver ile diğer sanatçılar Türkçe, Kürtçe, Arapça şarkılar söyledi, halaylar çekti peki kıyamet mi koptu, devlet mi bölündü, vatan mı bölündü, bölünen aslında vatan veya millet değildi, bölünen bu bölgenin sahip oldukları pastaydı, efendim elden giden ne laiklik ne de cumhuriyetti. Elden giden bu bölgenin tuttukları bu milletin, bu halkın iplerini elde tuttuklarını zannediyorlardı. Bizde dedik ki ipi çekeceğiz. Bu millet, bu ülkeyi yönetenlerin iplerini kendi ellerini aldılar. Zihniyet değişiyor ve Türkiye bu istikamette devam edecektir” şeklinde konuştu.

“10 AĞUSTOS’TA MİLLETİN SİYASİ VE EKONOMİK İSTİKRARI DEVAM EDECEK”
1961 yılında CHP’nin iktidar olduğu dönemde Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP zihniyetinde sandıkta yenemedikleri Demokrat Parti’ye ve Başbakan Menderes’e karşı darbe yaptırıldığını anlatan Kurtulmuş, “Darbeden sonra Cumhurbaşkanı seçilecekti. Prof. Dr. Ali Fut Başgil, Cumhurbaşkanı adayı olmak için İstanbul’dan Ankara’ya gidiyor, ama bu CHP tarafından ‘bunun zihniyeti bize uygun değildir, seçtikleri zihniyeti temsil etmiyor, milletin zihniyetini temsil ediyor, şalvarlıların, geri zihniyetini temsil ediyor’ diye Ali Fuat Başgil’in aday olmasına dahi müsaade etmeyen CHP zihniyeti vardı. Adamı silah zoruyla Ankara’da taşladılar ve marş marş İstanbul’a geri gönderdiler. Şimdi o CHP’den Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday göstermek zorunda olduğu CHP’ye gelinmiş oldu. Bu halk, Cumhurbaşkanını seçtiği müddetçe bu memlekette halkın çarşısıyla, pazarıyla ilgisi olmayan, halkın türküsüyle, şarkısıyla ilgisi olmayan, bu milletin tarihi ve medeniyetiyle ilgisi olmayan, camisiyle, mescidiyle ilgisi olmayan bu ülkede Cumhurbaşkanı seçilemeyecektir. CHP, bunun da böyle olduğunu gösterdiği adayla bir yerde ispat etmiş oldu. Keşke siyasetin içerisinden bir aday göstermiş olsalardı. Ali Fuat Başgil’in aday olmasına dahi tahammül edemeyen bir CHP’den Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ne kadar dini değerlerle sahip olduğunu anlatmaya çalışan bir CHP’ye gelinmiştir” ifadelerini kullandı.

10 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde milletin siyasi ve ekonomik istikrarının devam edeceğine işaret eden Kurtulmuş, şunları söyledi:

“Birinci turda AK Partinin göstereceği adayı seçecek. Ve Türkiye yeni Türkiye istikametinde bu zihniyet değişimini sürdürmesi istikameti emin adımlar yolluna, koşar adımlarla yoluna devam edecek. Türkiye’nin önümüzdeki 10 yıllık dönem içerisinde ortaya koyacağı ekonomik politikaların önemli noktası daha fazla üretim, daha fazla istihdam, daha fazla ihracat olacaktır. Ayrıca Türkiye’nin sadece arzu edilen malları ihracat edeceği değil, nitelikli ürünleri ihraç eden, markaları, patentleri olan ve bunların küresel piyasalarda rekabet edebilen bir ülke haline gelmesi için hep beraber kollarımızı sıvayarak yola devam edeceğiz.”

“TÜRKİYE’NİN DIŞ TİCARET AÇIĞINI KAPATACAĞIZ”
Türkiye’nin önündeki önemli meselelerinin başında ekonominin geldiğini ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Türkiye, dünya ekonomisindeki bu gelişmeleri çok iyi anlayarak, Türkiye’nin üretim kapasitesi çok yüksek bir ülke haline getirilmesi için gece gündüz, canla başla çalışmak zorundayız. Türkiye’nin cari açığı var, ama cari açık kadar önemli olan diğer sorunu ise dış ticaret açığıdır. 150 milyar dolar ihracat yapıyoruz, 250 milyar dolar da ithalat yapıyoruz. Bunu dengelemek ve özellikle ihracat ettiğimiz ürünler içerisinde ileri teknoloji ürünlerinin payını arttırmak zorundayız. Bu çerçevede Türkiye, ortaya koyacağı ekonomik gayretle, çabayla sadece kendi ekonomisini güçlendiren bir ülke olmayacak yeryüzünde ekonomideki yeni denge arayışlarına karşı söz sahibi olan, fikri ve projesi olan ve teklifi olan bir ülke haline gelecektir. 1990-2014 yılları arasında bu 24 yıllık çeyrek asırlık sürede ne yazık ki dünyada yeni bir siyasi sistem kurulamadı. Kavgaların, gürültülerin, savaşların, çatışmaların temel sebebi bu siyasi istikrarsızlıktır. Maalesef bu düzensizlik bizim içinde bulunduğumuz, merkezinde bulunduğumuz coğrafyada odaklanmıştır.”
Ortadoğu’daki bütün düzensizliklerin ve kargaşaların tam ortasında her zaman Türkiye’nin bulunduğunu belirten AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kurtulmuş, “Türkiye, her gün biraz daha bunun ortasında yer aldı. Ayrıca Türkiye, son 12 yılda büyük bir siyasi istikrar haline gelmiştir. Bu bizleri ne kadar sevindiriyorsa Türkiye’nin düşmanlarını da o kadar üzüyor. Bu siyasi belirsizlik ve dengesizlik durumu Ortadoğu’daki bütün ülkelerin başını daha fazla ağrıtmaya devam edecektir. En son Irak ile Suriye’deki gelişmeler dolayısıyla ortaya çıkan ve Türkiye’yi hedef alan gelişmeleri dikkatle ve ilgiyle izliyoruz” dedi.

“BAŞBAKANIMIZ ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANLIĞI İÇİN YIPRATILMAYA ÇALIŞILIYOR”
Kurtulmuş’a eşlik etmek üzere Kastamonu’ya gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nureddin Nebati ise, 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Başbakan ve Genel Başkanları Recep Tayyip Erdoğan’ın yıpratılmasına yönelik, milletin 30 Mart mahalli idareler seçimlerinde çok büyük destek vererek bertaraf edildiğini ifade etti. Nebati şöyle devam etti:
“İnşallah Türkiye’de ve bu coğrafyada inşallah milletin kendi özgür iradesini ortaya koyarak milletin seçeceği Cumhurbaşkanı ile Türkiye’de birçok karanlık noktanın iyice geride kaldığı ve gelecek perspektifinin insanın daha mutlu ve kaygıdan uzak bir hale getireceğini bir yol haritasındaki en önemli talih olacak. Geçen sene gezi olaylarında Türkiye ekonomisine ve Sayın Başbakanımıza yönelik kışkırtılan hareketler neticesinde Türkiye bir sarmağa sürükleyen hareketler karşısında göstermiş olduğu dayanışma duygusu ve ardından aralık ayındaki darbe girişiminden göstermiş olduğu destek ve bu desteğin teşebbüsünde 30 Mart mahalli idareler seçimlerinden yüzde 46 gibi büyük bir başarıya imza atan partinin performansını da etkileyen bu destek, 10 Ağustos’ta bir Cumhurbaşkanını kendileri tarafından seçileceği bir sonuca sebep olacaktır. Türkiye’nin geleceğini konuşmuyoruz, Türkiye’nin geleceği bu medeniyet coğrafyasında medeni havzamız içerisinde bütün ülkelerin, milletlerin geleceği demektir. Bizim kaygımız onların kaygısı demek ve bizim moralli olmamız, yüksek olmamız, güçlü olmamız 16’ıncı büyük ekonomiye sahip olmamız sadece bizleri mutlu eden bir sonuç değil, bu dünya içerisinde mazlum, mağdur ve masumların büyük sesi olacaktır. Bu yüzden hepimiz elimizin taşın altına koymayacağız, elimizi, bedenimizi, çok daha önemlisi yüreğimizi taşın altına koyarsak hem Kastamonu’yu güçlendirmiş, geliştirmiş oluruz hem de Türkiye’nin yolunu çok daha açık hale getirmiş oluruz, çok daha önemlisi mensup olduğumuz medeniyetimizin ve inancımızın da dünyada tekrar paradigmaların en güçlüsü olarak ortaya konmasında büyük bir etken olacaktır.”
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara