Diyarbakır’da egemen olmuş büyük uygarlıkların bıraktıkları izlerden en önemlisi sayılabilecek olan ve kuş bakışı bir kalkan balığını andıran biçimiyle kenti baştan başa kuşatan UNESCO Dünya Kültür Mirası Adayı Diyarbakır Surları’nın 82 burcundan ilk iki burcunu oluşturan, şehrin kuzeyinde iki silindirik burç ile arasında bir kapıyla günümüze hiç bozulmadan gelen Dağkapı’dan adını alan 3 katlı ve üzerinde birbirinden önemli kitabeler ve kabartmalar olan Dağ Kapı Burcu’nun üst katında bulunan Mervani Mescidi, 84 yıl aradan sonra Ramazan ayında ibadete açılacak. Mescid, Diyarbakır Valisi Mustafa Cahit Kıraç öncülüğünde Milli Emlak Müdürlüğü’nce cami olarak kullanılmak üzere Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsis edildi.
MERVANİ MESCİDİ DİYARBAKIR KALESİ’NDE YAPILAN TEK MESCİT
Mervani Hükümdarı Ebu Nasır Muhammed bin Cehir tarafından kitabesine göre 1056 yılında yaptırılan mescit, Diyarbakır Kalesi’nde yapılan tek mescit olarak bilinmektedir. Mervani Mescidi’nde bir çok yazıt yer almakta. Mervani Mescidi’nin ibadete açılmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Diyarbakır Valisi Mustafa Cahit Kıraç, tarihin ve medeniyetlerin bıraktığı bu manevi değerler ve zenginliklerin insanlığın ortak kazanımları olduğunu söyledi.
Diyarbakır’ın Anadolu’dan sonra İslam bayrağının dalgalandığı ilk şehir olduğunu belirten Vali Kıraç “Diyarbakır, İslam medeniyeti açısından çok önemli birikime sahip olan bir şehirdir. Mervani Mescidi’ni 84 yıl aradan sonra tekrar ibadete açmanın gururunu yaşıyoruz. Mervaniler 10. ve 11. yüzyıllarda Diyarbakır’da hüküm sürmüş, Diyarbakır Surları’ndaki tek mescidin yapılmasına vesile olmuş bir medeniyettir. 1930 yılında ibadete kapatılan Mescit, yıllar sonra burçtaki restorasyon ve iç donanımın tamamlanmasıyla asli kimliğine kavuştu. 11 ayın sultanı Ramazan-ı Şerifte ibadete açılacak olan mescit, Mervaniler döneminde askerlerin ibadetlerini burada gerçekleştirmeleri adına yaptırılmış olup üzerindeki kitabelerde “Allah’ın mescidlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namaz kılan, zekat veren ve Allah’tan başkasından korkmayanlar doldurur” diye yazmaktadır. Tarihin ve medeniyetlerin bize bıraktığı bu manevi değerler ve zenginlikler insanlığın ortak kazanımlarıdır. Bu eserleri koruyarak gelecek nesillere taşımak görevden öte bir sorumluluktur” dedi.