Dolar

34,9546

Euro

36,6105

Altın

3.019,17

Bist

10.058,63

'Gezi de 17 Aralık da Paralelci işi!'

Gazeteci-Yazar Turgay Güler , akşam gazetesinde bugün yazdığı köşe yazısında, 'selam terör örgütü' adı altında Başbakan Erdoğan'a yapılan kumpası değerlendirdi. Gezi parkı olayları ve 17 aralık operasyonunu paralel örgütün işi olarak nitelendirdi.

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-06-25 10:39:51

'Gezi de 17 Aralık da Paralelci işi!'

İŞTE O YAZI

Başbakan, bakan, belediye başkanı, siyasetçi, işadamı, gazeteci, akademisyen…

Binlerce kişiyi tutuklayacaklardı.

Öyle ki, cezaevine tıkılacak bu binlerce kişiye iç çamaşır götürecek adam bile kalmayacaktı dışarıda.

Ergenekon ve Balyoz’da bulamadıkları “bir” numarayı, Selam terör örgütünde bulmuşlardı bile.

Erdoğan!

Neymiş; Selam terör örgütü.

Akıl planında her şey eksiksiz düşünülmüştü!

Şeytanca bir plan, ahlaksız bir kumpas, rezil bir senaryo…

Her şey hazırdı.

Derin Avrupa ve derin Amerika’nın da desteği alınmıştı.
Nihayet, darbeler tarihine geçecek en aşağılık darbe için düğmeye basıldı.

Planın ilk ayağında “Gezi” olayları vardı.

Ben dâhil birçok kişi Gezi’yi başlı başına bir darbe girişimi olarak algıladık.

Yanıldık!

Gezi’de Erdoğan yıpratılacak, istifaya zorlanacak, erken seçim kararı aldırılacaktı.

Şayet Erdoğan Gezi’de sindirilebilseydi, ona yönelik “karakter suikastının” ilk aşaması başarıyla gerçekleştirilmiş olacaktı.

Erken seçim kararı alınır alınmaz da hiç vakit kaybetmeden 17 ve 25 Aralık’ta yaptıkları sözde yolsuzluk operasyonunu hayata geçireceklerdi.

Erkenden!

Ardından da Selam terör örgütü operasyonu gelecekti.
Tüm Türkiye olup bitenler karşısında “şok” yaşayacaktı.
Erdoğan’ın arkasındaki toplumsal sevgi ve destek bir anda nefrete dönüştürülecekti.

Böylece “küresel darbe” planı kusursuz bir şekilde tamamlanmış olacaktı.

Paralel yapı; derin Avrupa, derin Amerika ve içerideki kullanışlı aptallar marifetiyle ülkeyi ele geçirmiş olacaktı.

Saldıkları korku ve ellerindeki “kasetlerle” herkesi sindirecek, istedikleri gibi konuşturacaklardı.

Bütün projeler, enerji anlaşmaları iptal edilecekti.

Hepsinden önemlisi Batı’nın İslam karşıtlığını “Selam terör örgütü” üzerinden Türkiye’ye karşı aktive edeceklerdi.

Bu sayede hiçbir Batı ülkesi “demokrasiden, özgürlüklerden, basın hürriyetinden” dem vurmayacak, tutuklanan yüzlerce kişiyi “dinci terör örgütü” üyesi olarak kabul edecekti.

Tıpkı Mısır’da olduğu gibi.

Yazının tamamını okumak için tıklayın...
SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara