Bugün ''paralel yapılanma'' ile ilgili önemli bir haber gündeme geldi.Ankara Başsavcısı bahsedilen noktanın tüm yönleri ile araştırılması talimatını verdi.Bu yaşanan gelişme Erdoğan'ın her fırsatta dillendirdiği ''inlerine gireceğiz'' yaklaşımının içinin dolmaya başladığını kavrayabilmek adına önemli bir nokta olarak göze çarpıyor.
Peki bu talimatın artılarının neler olacağı noktasına değinmekte yarar var.
Birinci nokta bu konudaki gelişmeleri takip eden herkesin dinlemelerin alenen sosyal medyada yayınlanmasından sonra zihinlerimizde oluşan ''Terör örgütüne kaynak sağlanılıyor mu?'' sorusunun cevaplanması noktasında yararlı olacak.
İkinci nokta ''paralel yapılanmanın'' polislerle nasıl kontak kurulduğu ve söylenenlerin harfi harfine uygulanmasının nasıl sağlandığı noktası ayrı bir parantez açılmasının gerektiğini düşünüyorum.
Bu eylemlerin farkında olarak ve menfaat gözeterek yapılmasının yanında tehdit içerikli söylemlerin kullanılması da yaşanılanları düşündüğümüzde ve evlerde öğrencilere uygulanan yaklaşımları da göz önüne alındığında olmayacak bir durum olmadığını da ifade etmek gerek.
Üçüncü nokta ise evlerde yapılan dayatmacı yaklaşımların öğrencilere nasıl empoze edildiğini değerlendirmek gerekiyor. Bunun dışında öğrencilerin zihninde ne gibi psikolojik etkiler ve bununla birlikte ''zorunluluk'' hissi nedeni ile nasıl bir bakış açısı sergilemek durumunda kalmaları özellikle eylemlere katılımcı sağlanması adına izlenen yolun gün yüzüne çıkması adına belirleyici olacaktır.
Bu talimat olayların gün yüzüne çıkarılmasının yanında Erdoğan'a karşı son dönemde yapılan eleştirilerin önünü kesmeye yardımcı olacağını söylemekte fayda var ama bununla birlikte bu kararın geç alındığını da özellikle muhalefet tarafında göz ardı edilmeyecektir.
Muhalefet'in bu yaklaşımı çokta yersiz olmadığı gündeme siyasi fanatizme dahil olmayan vatandaşlar tarafından dillendireceği bir durumdur.Yaşanan gelişmeler ''vatan hainliği'' noktasına ulaşmış durumda iken ''gereken yapılacak'' şeklinde demeçler verilirken konu ile somut bir adımın bu döneme denk geliyor olması da düşündürücü bir noktadır.
Gelişmelerle ilgili soruşturmanın genişletilmesi noktasında ilk somut adımın Cumhurbaşkanlığı seçimi havasına girilmeye başlanan şu günlerde yaşanması ''seçime yönelik bir hazırlık mı ?'' sorusunu sormama sebep oldu.Nasıl bir ilişki kurdun'' diye soruyorsunuz muhtemelen..
İnsanlar bu noktaya kadar ''Neden bu yapılanma ile gelişmeler yaşanmıyor?'' diye soru işaretlerini dillendirmeyi düşündüklerinde suni gündem veya söylemlerle bunun önü kesildi.Bunu küçük bir örnekle ifade edeyim;İzmit'te yıllardır her seçimde tramvay seçim vaadi olarak sergileniyor ancak şu zamana kadar somut bir gelişme yaşanmıyor.
Tabii ki temennimiz yaşanan bu talimat gelişmesi ile yapılanmaya yönelik soru işaretleri ortadan kalkar ve bu dehşet verici yaklaşımı sergilemeye çalışanlar hukuki çerçevede hesap verir.
IŞİD'in ilerleyişine değinmek gerekiyor.IŞİD'ın ülke üzerindeki hakimiyeti günden güne artıyor.Tabii ki Müslüman kardeşlerimiz için üzülüyoruz ve elimizden gelen desteği verme çabası içerisindeyiz.Ancak IŞİD'in böyle devam etmesi halinde bizimde bir takım hamleler yapma durumumuzda gündeme gelebilir.
Tam da bu noktada bazı ihtimaller dahilinde stratejiler geliştirmek olası durumlarda hızlı hareket etmek adına önemli olacaktır.Mesela IŞİD mukaddes yerlere saldırırsa nasıl bir yol izlenir?
Bence bu konuya fazla takılmaya gerek yok.Çünkü ülkemiz gerek dinine duyduğu hassasiyet gerekse İslam ülkeleri arasında Dünya'ya kendini kabul ettirmiş tek ülke konumunda olduğundan elindeki tüm imkanları kullanarak herhangi bir şekilde zarar görmemesi adına tüm gayretini gösterecektir.
Erdoğan'ı hem izlediği politika hemde başka siyasi gerekçeler sebebiyle eleştirebilirsiniz ancak bir konuda eleştiremeyiz.Bu da tabii ki ülkemizi getirdiği konum..
Hep aynı örnekleri vermekten sıkıldım ama reçete ile ekmek almaktan petrol ticareti yapan bir ülke konumuna gelmek..
Geçmişte ne kadarda zor görünen bir olay değil mi?
Erdoğan'ın ülkeye kattıklarını tek tek saymayalım.Sadece son gelişme dahi Türkiye'nin Dünya'da sözü dinlenen bir ülke konumuna geldiğini anlatmaya yetiyor.
Allah ülkemize sadece iktidarı eleştirmeyi siyaset zanneden bir muhalefet değil ülkenin gelişmesine öncelik veren bir muhalefet nasip etsin..
ENES ŞEN
