AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, cumhurbaşkanlığı seçimi için CHP ve MHP'nin çatı adayı önerisine ilişkin, "Ekmeleddin İhsanoğlu'nun şahsıyla ilgili bir şey söyleyecek değiliz. Asıl konuşulması gereken CHP ve MHP'nin muhalefet partileri olarak içinde bulundukları hazin durumdur" dedi.
Kurtulmuş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adaylığının hayırlı olmasını diledi.
"Ekmeleddin İhsanoğlu'nun şahsıyla ilgili bir şey söyleyecek değiliz" diyen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Asıl konuşulması gereken CHP ve MHP'nin muhalefet partileri olarak içinde bulundukları hazin durumdur. Başından beri çatı aday arayışı içinde olmak, şu demektir aslında, CHP için de MHP için de. 'Kendi adayımızı çıkartırsak cumhurbaşkanı seçilemez.' Mağlubiyeti peşin kabul etmiş bir üsluptur bu. Dolayısıyla bu 'CHP ve MHP bir araya gelelim, farklı tabanları, görüşleri olan insanları bir araya getirerek, buradan acaba AK Parti adayına karşı sonuç alacak adayı bulabilir miyiz?' arayışıydı."
Yaşanan sürecin adayın kimliğinden ve kişiliğinden öte, MHP ve CHP'nin içinde bulunduğu hazin durumu gösterdiğine dikkati çeken Kurtulmuş, iktidar alternatifi olamama, ortaya koyduğu adayları seçtirememe endişesinin ayan beyan ortaya çıktığını savundu.
Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Türkiye'de siyasetin normalleşmesinin önemli ayaklarından birisinin, siyasetiler tarafından yapılması gerektiği olduğunu düşünüyoruz. Cumhurbaşkanı artık halk tarafından seçileceğine göre, siyasetin içinden gelen, bu mekanizmaların içinden yukarıya doğru sivrilmiş ismin olması daha doğru olur kanaatindeyiz. Burada siyaset dışı cumhurbaşkanı arayışı, Türkiye'deki geçmiş dönemlerindeki arayışları hatırlatıyor. Mesela emekli Genelkurmay başkanlarını ya da emekli birtakım bürokratların, Anayasa Mahkemesi başkanlarının cumhurbaşkanı olmasını hatırlatıyor."
Irak'taki çatışmalar
Kuzey Irak'taki gelişmelere de değinen Kurtulmuş, perşembenin gelişinin çarşambadan belli olduğunu dile getirdi.
Kurtulmuş, Afganistan'ın işgalinin ardından Taliban'ın doğduğunu, içinden "El Kaide" diye bir terör örgütü çıkması gibi Suriye ve Irak'ta da "Irak Şam İslam Devleti (IŞİD)" denilen örgütün ortaya çıktığını kaydederek, "Baştan beri söylediğimiz, hem Irak'ta hem de Suriye'de bütün bu farklılıkları ortadan kaldıracak, karşılıklı rızaya, müzakerelere dayalı barış süreci oluşması gerekirdi. Irak merkezi hükümetinin bütünlüğü sağlaması için mezhepçi politikalardan uzak olması gerekir. Suriye'de zaten mezhep çatışması varken, Irak'ın ilave mezhep çatışmalarına girmemesi gerekir" ifadesini kullandı.
"Savaşı körükleyenler bulunduğunu biliyoruz"
Kuzey Irak petrollerinin Avrupa'ya ulaşması bakımından Türkiye'nin stratejik rol oynayabileceğine işaret eden Kurtulmuş, Türkiye'nin üstleneceği rolün birilerini rahatsız ettiğini aktardı.
Kurtulmuş, "Bu bölgede bir tarafının İran, bir tarafının Türkiye olduğu savaşı körükleyenler bulunduğunu biliyoruz" diyerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Türkiye'nin bu bölgede istikrar unsuru olmasından rahatsızlık duyanlar bulunduğunu biliyoruz. Dolayısıyla bu faktörleri bir araya getirdiğiniz zaman karşınıza Musul'daki Türk Konsolosluğunun işgali çıkıyor. Niçin Türk konsolosluğu? Bağdat, Basra, diğer şehirler nitelikleri itibarıyla daha homojen yapıya sahip. Özellikle Musul bölgesi farklı grupların olduğu, işte Sünni Türkmenleri, Şii Türkmenleri, Şii Arapları, Sünni Arapları, Kürtlerin farklı gruplarıyla bir arada olduğu ve hepsinin arkasında da onları savunacak örgütlerin bulunduğu bir bölge.
Dolayısıyla Musul'da gaz döktüğünüz zaman, orada yanması muhtemel ateşe benzin döktüğünüz zaman çok büyük bir yangın çıkartabilirsiniz. Türk Konsolosluğuna karşı bu bunun için böyle bir operasyon yapıldığını düşünüyoruz."