Alevi Dedesi Seyit Rızaoğlu’ndan önemli mesaj
Geçtiğimiz günlerde Okmeydanı’nda yaşanan olayların ardından Alevilerin sokak olaylarına çekilme gayretlerine, Alevi kanaat önderlerinden de tepki yağıyor.
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-06-09 11:58:09
Alevi dedelerinden Seyit Rızaoğlu, “Benim inancımla, kültürümle, yaşam tarzımla hiç uyum sağlayamayan, insan doğasına aykırı materyalist düşünceler, ideolojiler uğruna sokağa dökülen çocuklarımızı sokak ve meydanlardan çekmemiz gerekmektedir” dedi.
“ALEVİLİK, İSLAM’A VE KURAN’A TABİDİR”
Antalya’da ikamet eden ‘Seyit Cemal’ lakabıyla bilinen Seyit Rızaoğlu, Aleviliğin özünden uzaklaştırılma çabalarına da dikkat çekerek, “Alevilik İslam İnanç Sistemi içerisinde ve ta başlangıçtan itibaren İslam’a ve Yüce Kitabı Kuran-ı Kerim’e tabidir” değerlendirmesinde bulundu.
“OSMANLI İMPARTORLUĞUNA KATKIDA BULUNDUK”
Aleviliğin İslam’ın kapsayıcı, kuşatıcı ve hoşgörülü yorumlarından biri olduğunu kaydeden Rızaoğlu, bu özelliklerinden dolayı Aleviliğin, Osmanlı Devletinin başlangıcından itibaren çok geniş bir coğrafyaya yayılabildiğini, Osmanlının büyüyüp imparatorluk düzeyine ulaşmasında da Aleviliğin katkıları bulunduğunu söyledi.
“AYNI PEYGAMBERİN ÜMMETİYİZ”
Aleviler ve Sünnilerin aynı inanç kaynağından beslendiklerini belirten Rızaoğlu, “Biz bir hakikatin zahiri ve batıni iki cüzüyüz. Aynı Peygambere, aynı inanca, aynı kültüre tabiyiz. Bize düşen kucaklaşıp kenetlenmek olmalıdır” şeklinde konuştu.
“ÇOCUKLARIMIZI SOKAKLARDAN ÇEKMELİYİZ”
Alevi toplumuna da seslenen Rızaoğlu şunları söyledi: “Onlar adım atmıyor’ diye düşünebilirsiniz. Bu bir açıdan da doğrudur. Ya biz hiç adım attık mı? Bilemiyorum. Size, şiddete başvurmadan barış tesis eden Gandi ve Dalay Lama dersi vermek istemiyorum. Ama öncelikle benim inancımla, kültürümle, yaşam tarzımla hiç uyum sağlamayan, insan doğasına aykırı materyalist düşünceler, ideolojiler uğruna sokağa dökülen, her döküldükçe öldürülen çocuklarımızı sokak ve meydanlardan çekmemiz gerekmektedir. Kültür ve inançların erozyona uğramasından dolayı kimlik ve kişilik buhranı yaşayan, dolayısıyla yapay ve bir yafta gibi kendine yapıştırılan bir yapay kimlik arayışından dolayı marjinal ideolojilere yapışan çocuklarımızı kurtarmak için tekrar geri dönüp o küllendirdiğimiz kültürümüz ve ulvi inancımıza, milli değerlerimize bir göz atmamız gerekmiyor mu artık?”
“ALEVİ DERNEKLERİ İŞGAL ALTINDA!”
Alevilerin inanç kurumları olması gereken Cemevleri, Hacıbektaş Kültür Evleri, Alevi Kültür Dernekleri gibi kurumların ya kendisine ‘yazar’, ‘çizer’ denilen haddini bilmez oryantalistlerin, ya da tarihin çöplüğünde kalmış ideolojilerin işgali altında olduğunu söyleyen Rızaoğlu, buralarda ‘çağdaşlık’, ‘devrimcilik’, ‘demokrasi’ gibi söylemlerle Alevi kültürünün ulvi değerlerine saldırıldığını kaydetti.
“ÇATIŞMAYI, KANI NORMALLEŞTİRMEK İSTİYORLAR”
‘Alluviler’ veya ‘Alisiz Alevilik’ gibi kavramlara da şiddetle karşı çıkan Rızaoğlu, şöyle devam etti: “Çocuklarımıza, gençlerimize çağrılar atarak onları sokağa ve meydanlara döküp kanları ile nemalanmaktadırlar. Aynı milli değerleri, aynı ülkeyi, aynı inancı paylaştığım bu vatan toprakları üzerinde bu kan, bu gözyaşı, bu huzursuzluk, bu ayrıştırma insanlara kanıksatılmak istenmektedir. İçimize sızmış, yapay kimlikle yaftalanmış bütün yaşamlarını her şeye muhalefet üzerine kurmuş, her kese, her düşünceye, her olguya, her inanca muhalif olan bu çatışmacı, ayrılıkçı, nifakçı zihniyetler daha ne kadar bizim kanlarımız üzerinden nemalanmaya devam edip, her seferinde ülkemizi emperyalistlerin arzularına sunacaklardır? Aleviliği bunların elinden çekip almanın vakti gelmiştir. İşte bu provokatörler, bu vatan hainleri malzeme bulamadıkları o gün tüm içtenliğimle inanıyorum ki ülkemin tüm insanları kucaklaşacaktır”
Yeni Akit
SON VİDEO HABER
Haber Ara