Mümtaz'er Türköne'den Hayrettin Karaman'a ağır benzetme: Parti Müftüsü
Kastettiğim kişi Profesör Hayrettin Karaman. AK Parti’nin “parti müftülüğü” kadrosunu çok uzun zamandır o işgal ediyor. Parti müftülüğü, İslâmî referanslara dayandığı iddia edilen bir partide daha çok parti teorisyenliğinin muadili bir görev.
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-06-08 02:20:41
Neticede Hükümet ona çok şey borçlu. Başbakan siyasetin dar ve karanlık labirentlerinde iktidarını pekiştirirken haliyle fikir ile zikir, inanç ile fiil arasında bocalıyor. Hoca hemen imdada yetişiyor, fetvayı yapıştırıyor. Zulm ederken adil, şirk koşarken muvahhid, yalan söylerken mazur olduğunuza inanmak iktidardan bile daha cazip ne müthiş bir ayrıcalık! Öyle değil mi?
17 Aralık’ta yolsuzluk soruşturmaları patladıktan sonra, anlaşıldı ki hayır işleri bahanesi ile kamu kaynaklarının ve devlet rantının suistimaline Hayrettin Hoca cevaz vermiş. Hoca “vakıflara bağış” konusunda verdiği bir fetvayı tevil ederek, bu sorumluluktan sıyrılmaya çalışıyor; ancak şahitlerimiz çok. Daha önemlisi, “havuz felsefesi”ni geliştirenler açıkça bu fetva ile minareye kılıf uydurmuşlar. Hayır-hasenat işlerinin çoğalması için Hoca’nın araladığı kapıyı, hırsızlar sonuna kadar açmış ve içeri dolmuşlar. Başka neler var? Hoca’nın “biat” müessesesi hakkında söylediklerinin, iktidar sahibi eliyle basit bir meşruiyet aracı olarak ayıklanıp kullanılması meselâ? Kısaca Hoca’nın fetvaları, siyasetin gündelik telaşı içinde fast food olarak tüketilmiş, “otoriteye ve devlete itaat” muhabbetlerine meze yapılmış.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
SON VİDEO HABER
Haber Ara