Makedonya'da Anadolu kültürü

Makedonya'daki Kanatlar köyü yüzlerce yıldır Balkanlarda Anadolu kültürünü yaşatıyor
Makedonya'nın Pirlepe kenti yakınlarındaki Kanatlar köyünün sakinleri Balkanlarda yüzyıllardır Anadolu kültürünü yaşatıyorlar. Köyde günlük yaşamda yalnızca Türkçe konuşuluyor.

Düğünlerinde Türkçe şarkılarla halay çekip, geline Türkçe türkülerle kına yakıyorlar. Pek çok evde, asılı Türk bayraklarını veya duvarlarda ay- yıldız motiflerini görmek mümkün. Kanatlar'da özel günlerde, köyün genç kızları maniler okuyorlar. Köy halkı en az Anadolu insanı kadar misafirperver. Geçim kaynağının tarımcılık olduğu Kanatlar'da 300 hane var. Dikmen Baba türbe ve tekkesi de Kanatlar köyünde bulunuyor.

“GELENEKLERE BAĞLIYIZ”

Köy halkının geleneklere bağlı olduğunu ifade eden Melek Yusufoska şunları söyledi: “Köyümüzün ne zaman kurulduğunu bilmiyoruz. Ama bazı Osmanlı kaynaklarında 1600'lü yıllarda Kanatlar köyünün verdiği vergiler geçiyor. Köyümüzde yaklaşık bin 500 kişi yaşıyor. Rivayetlere göre, Dikmen Baba köyümüze uçarak gelmiş ve bu yüzden buraya Kanatlar köyü denilmiş. Köyümüzde Türkçe eğitim veren bir ilkokul var. Ama öğretmen olmadığı için bazı dersler Makedonca görülüyor. İlkokulda 200 civarında öğrenci var. Liseye Türkçe devam etmek isteyenler Gostivar, Kalkandelen veya Üsküp'e gidiyorlar. Oralarda Türkçe eğitim veren liseler mevcut. Üniversitede ise Türkçe olarak, Türk Dili ve Edebiyatı ile İlkokul Öğretmenliği bölümlerini okuyabilirsiniz.

KARPUZU MEŞHUR

Düğünlerimizde kınayı gündüz yaparız. Geleneksel kıyafetler giyilip geline kına yapılır. Bayramlar, Hıdırellez, Nevruz ve Muharrem özel günlerimizdir. Köyümüzde genelde tütün ve karpuz ekilir. Köyümüzün karpuzu Makedonya'da meşhurdur. Köy halkı yaşam standartlarından pek memnun değil. İnsanlar ancak geçinebilecek kadar para kazanabiliyorlar. Önceden Türkiye'ye her yıl birkaç aile göç ederdi ama son yıllarda göç durdu. İnsanlarda burada kalıcı oldukları fikri yerleşti.”

HER GENÇ KIZ MANİ BİLİYOR

Kanatlar köyünde her genç kız çok sayıda mani biliyor. Mani okuyan Ümmü Gülsüm Yusufoska, manileri küçük yaşta, anneanne ve babaannelerden öğrendiklerini söyledi. Hıdırellezde genç kızların toplanarak maniler okuduğunu belirtti.
Ceylan Yusufoska ise, “Maniler kültürümüzün bir parçası. Çocukluğumuzdan beri söylüyoruz. Biz de çocuklarımıza öğreteceğiz” diye konuştu.