Dolar

34,8957

Euro

36,7264

Altın

3.010,52

Bist

10.058,63

'En kritik toplantı 19 Mayıs'ta yapıldı'

Başbakan Yardımcısı Atalay, çözüm süreci, PKK'nın kaçırdığı çocuklar ve son olayları değerlendirdi.

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-06-01 13:23:34

'En kritik toplantı 19 Mayıs'ta yapıldı'


Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, çözüm sürecinde bir tıkanma olmadığını, diyalogların devam ettiğini belirterek, "19 Mayıs'ta Sayın Başbakanımızın başkanlığında son dönemlerin en kritik toplantılarından birini yaptık. Daha somut, yeni bir yol haritasının üzerinde çalışılması, sonuca doğru daha hızlı adımlar atılması kararlaştırıldı" dedi.

Atalay, Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet'in sunduğu Başkent Kulisi'nde gündeme ilişkin konuları değerlendirdi.
Çözüm süreci üzerine açıklamalarda bulunan Atalay, "Şu anda çözüm sürecinde bir tıkanma olmadığını, diyalogların devam ettiğini" belirterek, geçen hafta siyaset kesimiyle bu konu üzerinde yeni toplantılar yapıldığını anımsattı. Hükümet olarak çözüm sürecine ne kadar önem atfettiklerinin herkes tarafından bilindiğini ifade eden Atalay, "Bu, çok samimiyetle yürüttüğümüz, Türkiye'nin şu andaki en önemli projesidir" diye konuştu.

Atalay, son yapılan seçimlerde bölgede ilk defa şiddetin olmadığı demokratik bir ortam yaşandığını vurgulayarak, artık bölge insanının da terörü istemediğini bildirdi. Bölgede kamu yatırımları arttığı için hayat standartlarının da arttığını dile getiren Atalay, tüm bunlardan herhangi bir geri dönüşün söz konusu olamayacağının altını çizdi. Atalay, bu olumlulukları geri döndürme çabası içinde olanların ve şiddeti tekrar başlatmak isteyenlerin kaybedeceklerine işaret ederek, şunları kaydetti:

"Artık, oradaki vatandaşlarımız da bunlara izin vermez. Çünkü, şu anda tüm kesimlerin desteği alan bir çalışma bu. Önceleri bazı tereddütler vardı. Diğer bölgelerimizden hükümetimize yönelik bazı eleştiriler vardı. İyi anlaşılmayan hususlar vardı. Şimdi, artık Türkiye'de bütün vatandaşlarımızın satın aldığı bir projedir bu. Son aylarda bu konuda daha ileri adımlar atılsın diye bir çalışma var. 19 Mayıs'ta Sayın Başbakanımızın başkanlığında son dönemlerin en kritik toplantılarından birini yaptık. Hükümetimizden, gruptan, partiden ve tüm ilgilerinin katılımlarıyla gerçekleşti. Konu, bütün boyutlarıyla masaya yatırıldı ve yeni bir ivme kazandırılması yönünde kararlılık oluşturuldu ve yeni kararlar alındı.

O yeni kararların içeriğine girmeyeyim, ama şunu ifade edebilirim. Daha somut, yeni bir yol haritasının üzerinde çalışılması, sonuca doğru daha hızlı adımlar atılması kararlaştırıldı. Bu yönde, bizim siyaset kesimiyle görüşmelerimiz oldu. Bu sırada da bölgede bir hareketlilik başladı. Yol kesme gibi. Bunu şöyle yorumluyoruz. Biraz daha ciddi adımlar atılmaya başlayınca , yine birileri bunu sabote etme yönünde farklı provokatif davranışlara ve tutumlara giriyor. Siyaset kesimiyle de görüştük. Bu, kabul edilemez. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kendi toprakları içerisinde hiçbir yerde güvenlikle, asayişle ilgili olumsuzluklara bigane. İstanbul'da nasıl müdahale ediyorsa, orada da müdahale eder. Nitekim de etti."

Atalay, çözüm sürecinde devletin tüm kurumlarının büyük bir koordinasyon içinde çalıştığını belirterek, "Ama bu, şu demek değil. Bölgedeki güvenlik tedbirleri gevşetildi, oradaki birliklerimiz başka yerlere aktarıldı falan değil. Çözüm süreci sona erene kadar, bunlar orada görevlerini yapacaklardır. Asayişle ilgili bir şey olduğunda da müdahale edeceklerdir" diye konuştu.
Son zamanlarda, bazı bölgelerdeki gelişmeleri hassasiyetle takip ettiklerini anlatan Atalay, "Genel olarak, birileri çözüm süreciyle ilgili bir rahatsızlık içinde ve bunun nasıl sabote edileceği peşinde. Biz de bunun üzerindeyiz" dedi.
"Karşılıklı iradede bir zayıflama görmüyoruz"

Atalay, "karşılıklı iradede bir zayıflama görmediklerinin" altını çizerek, diyalogların devam ettiğini bildirdi. Şu anda daha somut yol haritası üzerinde çalışmaların olduğunu vurgulayan Atalay, "Biz, bu konuda hükümet ve tüm kurumlar olarak gerekeni yapma çabası içindeyiz. Önemli çalışmalar ve önemli görüşmelerimiz oluyor" diye konuştu.

BDP kesimi ile geçen hafta içinde tekrar görüştüklerini anımsatan Atalay, "Görüşmenin özü şudur. Daha somut tarihleri belli, sona doğru gidiş için yol haritası, bunun üzerinde çalışıyoruz. Bir yandan da olan gelişmelere karşı güvenlik güçlerimiz kararlılıkla müdahale ediyor ve edecek" açıklamasında bulundu.

"Sabote etmek isteyenler harekete geçti. Bunlar kimlerdir" şeklindeki soru üzerine Atalay, Türkiye'nin terörle ilgili konumu, coğrafyasına, örgütün geçmişine bakıldığında bunun çok karmaşık bir konu olduğunu söyledi. Atalay, son dönemde Türkiye coğrafyasında meydana gelen olayların çözüm sürecini ciddi şekilde etkilediğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Özellikle Suriye'deki, Irak'daki gelişmeler etkili oluyor. Türkiye'nin bu sorunu, Türkiye sınırları içerisinde olan bir olay değil. Büyük oranda Türkiye sınırları dışında. Orada çok yönlü etkileşim olduğunu biliyorsunuz. Burada çözüm süreciyle ilgili en sağlam duran AK Parti, hükümetimiz ve devletin tüm kurumlarıdır. Karşı tarafta inişler, çıkışlar oluyor. Oralarda bazen kendilerinin de denetlemeyeceği şeyler oluyor olabilir.

Bir yandan da şöyle bir şey var, bölgedeki olumsuzları çoğaltan ve çözüm sürecinden çok da mutlu olmayan, bir kesim buna 'ihanet projesi' diyor, bir kesim 'aslında yürümüyor ve bitmesini isteyen yayınlar yapıyor'. Paralel yapı öyle. Türkiye genelinde de böyle şeyler var. Bölgede bir olumsuzluk olsa, onları üreterek çözüm sürecinin iyi gitmediği yönünde yayınlar da oluyor.
Biz, hükümet olarak sonuna kadar çözüm sürecine ilişkin gayretimizi gösteriyor ve göstereceğiz. İradede sapma yok, bahane içinde değiliz. Herkes, bu konuda söylemlerine dikkat etmeli. Çünkü, her cümle önemlidir."

"İmralı'da Abdullah Öcalan'da da bu kararlılık var mı" sorusu üzerine Atalay, "Diyaloglarda bir kesinti yok, herhangi bir sapma yok. Her şey normal seyrinde gidiyor" yanıtını verdi.

Çocuğu dağa kaçırılan annelerin eylemi

Bir soru üzerine Diyarbakır'da çocukları dağa kaçırılan ailelerin Belediye önünde eylem yapmasını da değerlendiren Atalay, şu açıklamalarda bulundu:

"Ben, kendim böyle sivil bir gelişmeyi bölgede ve özellikle Diyarbakır'da çok olumlu buluyorum. Esasen bölge insanının, vatandaşlarımızın, teröre karşı daha yüksek sesler çıkarmasını arzu ediyoruz. Terörü, insanımız önler. Bölge insanının, oradaki haksızlıklara karşı tavır almasını ben çok destekliyorum.

Bu anneler, cesaretle çıktılar, tavır koydular. Acıyı, anneler duyar. Sayıları az olsa da sembolik değeri çok yüksektir. Bu, bir çığlıktır. Bölgede kendisini duyurdu. Bundan rahatsız olanlar oldu. Siyaset kesimi daha rahatsız oldu, belediyeyi muhatap aldıkları için. Terör örgütünü muhatap alacak değil. Yardımı kimden, belediyeden, oradaki siyasetçiden istediler. Bu, güzel bir şey. Bundan hiç rahatsız olmamak lazım. Anneler şiddet kullanmıyor ki. Demokrat insan, özgürlükçü insan, sivil inisiyatifin değerini bilmeli ve onlarla diyalog kurmalı. BDP kesimlerinden haddini aşan söylemler oldu bu konuda. Onların da farkındayız. Annelerin feryadına katlanamadılar."


SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara