Ahmet Doğan, İsrail’in 31 Mayıs 2010’da uluslararası sularda saldırdığı Mavi Marmara gemisinde 17 yaşındaki oğlu Furkan Doğan’ı kaybetti. Baskının üzerinden dört yıl geçti. Ahmet Doğan da diğer Mavi Marmara mağdurları gibi İstanbul Adliyesi’nde bir buçuk yıldır süren Mavi Marmara davasında oğlunun katillerinin cezalandırılmasını bekliyor. İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkamesi Pazartesi günü görülen 6'ıncı duruşmada; İsrailli dört komutan hakkında yakalama, tutuklama kararı ve kırmızı bülten çıkarılması için gerekli kurumlara yazı yazılması kararı verdi.
'Davalardan hiçbir koşulda vazgeçmeyeyiz'
Mahkemenin kararını Al Jazeera’ya değerlendiren Ahmet Doğan, uzun süredir İsrailli askerler hakkında yakalama kararı beklediklerini, bunun geç kalınmış bir karar olduğunu belirtti. Mahkemenin yakalama kararının yanı sıra tutuklama ve kırmızı bülten çıkarılması kararını ise olumlu bir gelişme olarak görüyor ancak kararın uygulanmasının önemine dikkat çekiyor:
"Bu olumlu bir gelişmeydi. Ama sonuca bakmak lazım. Kırmızı bültenle aranırken bu fiiliyata geçebilecek mi, İnterpol bunu uygulayacak mı, bu da önemli. Ancak İsrailli komutanlarla ilgili Türk mahkemelerinden çıkan karar da çok önemli bir adım"
Başbakan Erdoğan Furkan Doğan'ın ailesini Kayseri'deki evlerinde ziyaret etmişti. [Fotoğraf: AA]
'Davalardan vazgeçmeyeceğiz'
İsrail ile Türkiye arasında Mavi Marmara krizinden sonra ilişkileri normalleştirmek için imzalanması beklenen anlaşma konusunda ise Ahmet Doğan "Biz şahıslar olarak davayı sürdürüyoruz anlaşma devletler arasında oluyor. Zaten İsrail ile Türkiye arasındaki anlaşmada bize ne soruluyor ne de bir bilgi veriliyor. En azından bizimle istişare edilmesini, her aşamada bize bilgi verilmesini isteriz. Bizim adımıza, bizimle hiç istişare edilmeden pazarlık ediliyor. İstişare edilmese dahi bize bilgi verilmiyor. Belki de iki gün sonra sonucunu öğreneceğiz. Şehitler bizim şehitlerimiz ama anlaşmadan haberimiz yok" diyor. Doğan, Türkiye ile İsrail arasında anlaşma sağlansa bile hiçbir koşulda davalardan vazgeçmeyeceklerini de vurguluyor.
'Abluka ve ambargo kalkmadan anlaşma olmamalı'
Ahmet Doğan anlaşmayla ilgili kırmızı çizgilerini ise Gazze'ye uygulanan ambargo ve ablukanın kalkması olarak açıklıyor. Özür ve şu ana kadar tazminat için konuşulan miktarları da yeterli bulmuyor:
"Özür ağız ucuyla yapılmış bir özür. Bu özür bizden de dilenmeliydi. Tazminat ise komedi. Bizim için maddi tarafın hiç önemli olmadığını baştan beri söylüyoruz. Ancak daha önce bir Amerikan vatandaşı Yahudi’ye 350 milyon dolar tazminat ödendiğini biliyoruz. Bu rakamın yanında anlaşmada zikredilen rakam komik. Can yakıcı, cezalandırıcı bir tazminat olmalı. Ancak zaten bizim asıl önem verdiğimiz konu abluka ve ambargonun kalkması."
Anlaşma yakın
İsrail’in 31 Mayıs 2010’da uluslararası sularda Mavi Marmara gemisine saldırmasının ardından Türkiye İsrail’deki elçisini geri çekmişti. İki ülke arasında bozulan ilişkileri tamir etmek için İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu geçen yıl mart ayında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı arayarak özür diledi. Ancak Türkiye özür dilenmesinin yanında mağdurlara tazminat ödenmesini ve Gazze’ye uygulanan ambargonun kalmasını istiyordu. Anlaşma ile mağdurlara ödenecek tazminat miktarı 21 milyon dolar olarak konuşuluyor. Gazze’ye uygulanacak ambargonun ise Türkiye ile Gazze arasında kurulacak bir yardım koridoru ile kaldırılması planlanıyor. Ancak gerek Mavi Marmara mağdurları ve saldırıda ölenlerin aileleri, gerekse Mavi Marmara gemisinin sahibi İHH ablukanın da kalması gerektiğini vurguluyor.
'İHH terör listesinden çıkarılmalı'
İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım daha önce Al Jazeera’ye verdiği mülakatta olası bir anlaşma ile Gazze’ye açılacak yardım koridorundan bütün yardım kuruluşlarının faydalanması gerektiğini ayrıca yapılacak anlaşma ile İsrail’de terör listesinde olan İHH’nın bu listeden çıkarılması gerektiğini dile getirmişti. Yıldırım açıklamasında, "Madem Mavi Marmara’dan dolayı tazminat ödüyorsun, o zaman suçunu kabul ediyorsun. O zaman bu terör listesi neyin nesi? Onun için bu anlaşma masasına oturan bütün bürokratların, İsrail’in oyununa gelmeden bütün bu meseleleri masaya yatırması gerekiyor" demişti.
İsrail'in dört yıl önce uluslararası sularda saldırdığı Mavi Marmara gemisinde 9 kişi ölmüş, 50'den fazla kişi yaralanmıştı. Saldırıda ağır yaralanan ve dört yıldır komada olan Uğur Süleyman Söylemez ise geçen hafta hayatını kaybetti.
Kaynak : Al Jazeera