Dolar

34,9458

Euro

36,7162

Altın

2.982,17

Bist

10.125,46

Kanlı baskının dördüncü yıl dönümü

İHH İnsani Yardım Vakfı, Mavi Marmara olayının 4'üncü yılında Sultanahmet'ten Sarayburnu'na 'Kudüs ve Mescid-i Aksa Yürüyüşü' gerçekleştirdi. Yürüyüş sonrası Sarayburnu'nda bir etkinlik gerçekleştirildi.

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-05-31 22:50:52

Kanlı baskının dördüncü yıl dönümü

TIMETURK / HABER MERKEZİ




PROGRAMIN FOTOĞRAF GALERİSİ İÇİN TIKLAYIN

İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı'nın öncülüğünde düzenlenen "Kudüs ve Mescid-i Aksa Yürüyüşü"nde Türkiye'nin dört bir yanından gelen vatandaşlar, Sultanahmet Meydanı'ndan geminin demirli olduğu Sarayburnu'na yürüdü. Sultanahmet Meydanı'nda 15.00'te toplanmaya başlayan vatandaşlar, ikindi namazına kadar çeşitli sloganlar atarak İsrail'i protesto etti. Özgür-Der başta olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşunun destek verdiği organizasyonda, katılımcılar Filistin, Suriye, Mısır ve Türk bayrakları taşıdı.

"Mavi Marmara, Kudüs'ün özgürlük projesidir", "Kudüs'ün yolu Şam'dan geçer", "İstanbul'u fetheden gemiler, Gazze'yi de fethedecek", "Özgürlüğe yürüyoruz" ve "Mescid-i Aksa, onurumuzdur" pankartları açan kalabalık, "Recep Tayyip Erdoğan", "Filistin'e özgürlük", "Katil İsrail, hesap verecek" şeklinde slogan attı.

İkindi namazının ardından, İHH Başkanı Bülent Yıldırım'ın da katılmasıyla 18.00'de yürüyüş başladı. Sultanahmet Meydanı'ndan hareket eden binlerce kişi, tramvay yolunu takip ederek Gülhane'ye geldi. Buradan, Cağaloğlu yönüne dönen kalabalık, Orhaniye Caddesi üzerinden Sirkeci'ye vardı. Filistin direnişinin simgesi, Naci Ali'nin karikatürü "Hanzala"nın resimlerini taşıyan topluluk, sahil yolunu kullanarak Sarayburnu'na ulaştı.

-İHH Başkanı Yıldırım: "Mavi Marmara'yı unutmadık ve unutturmayacağız"-
İHH Başkanı Bülent Yıldırım, Mavi Marmara gemisine saldırının 4. yılında da on binlerce kişinin bir araya geldiğini belirterek, "Bugün İsrail'e şu mesajı veriyoruz; Mavi Marmara'yı unutmadık ve unutturmayacağız" dedi.

Yıldırım, İHH öncülüğünde Sarayburnu'nda düzenlenen "Kudüs ve Mescid-i Aksa Yürüyüşü"nde binlerce kişiye hitap etti.
Gazze'ye Abluka ve ambargoyu kaldırmak için 4 yıl önce yola çıktıklarını hatırlatan Yıldırım, teklif ve tehditlerle yollarından dönmeyeceklerini dile getirdi.

Yıldırım, Allah rızası için yola çıktıklarını, özgürlük filosunda her dinden ve milletten vicdanlı insanların yer aldığını söyledi.
İsrail'i yargılayarak, "İsrail yargılanamaz" anlayışını yok ettiklerini anlatan Yıldırım, cesur yargıç ve savcıları tebrik ettiğini bildirdi.
İsrailli yetkililer hakkında tutuklama, yakalama ve kırmızı bülten çıkarıldığını ifade eden Yıldırım, İsrail'in endişe ve korkuyla kararın uygulanmaması için İnterpol'e başvurduğunu söyledi.

Mahkeme kararının hiçbir kimseye ya da kesime mal edilmemesi gerektiğini belirten Yıldırım, kararın geri alınması sözünün İsrail'e verilmemesini istedi.

İsrail'in Gazze'ye yönelik abluka ve ambargosunu delmek için yola çıktıklarını ve şehit verdiklerini anlatan Yıldırım, abluka ve Ambargo kalkana kadar mücadeleye devam edeceklerini bildirdi.

Yıldırım, dik duruşları ve mücadeleleri sayesinde İsrail'in ilk kez özür dilediğini kaydederek, "İsrail'e özür dilemeyi öğrettik" dedi.
Sırası gelince İsrail'den tazminat da alacaklarını söyleyen Yıldırım, "Filistin'in tümüne Türkiye'nin dik duruşuyla Türkiye üzerinden yardım götürme yolu inşallah açılacak, hiç tereddüt etmeyin" diye konuştu.

-"Desteklerini esirgemeyen herkese teşekkürler"-
Yıldırım, "Mavi Marmara konusunda bütün siyasi partilere, bütün sivil toplum kuruluşlarına ve cemaatlere teşekkür ediyorum" dedi.

Mavi Marmara konusunda halkın yüzde 94.7'sinin kendilerini desteklediğini belirten Yıldırım, siyasi partilere ve hükümete de teşekkür borçlu olduklarını söyledi.

İsrail aleyhine dünyanın her tarafında davalar açıldığını kaydeden Yıldırım, "İsrail'e öyle sürprizlerimiz var ki, şu Mavi Marmara'ya saldırdığına onu pişman edeceğiz" diye konuştu.

Yakın tarihe bakıldığında, siyonizme karşı mücadele eden siyasi liderlerin çeşitli yollarla ortadan kaldırıldıklarını dile getiren Yıldırım, "Bu ülkede kim, ha bir başbakan ha bir lider, İsrail'e karşı konuşursa ya öldürülür ya tahtından indirilir ya da itibarsızlaştırılır" ifadesini kullandı.

Yıldırım, İsrail'e hiçbir zaman güvenilemeyeceğini söyleyerek, siyonizme karşı mücadelelerinin süreceğini dile getirdi.
BM'de İnsan Hakları Komisyonu'nun kararına göre İsrail'in yüzde yüz suçlu bulunduğunu aktaran Yıldırım, "Bu raporla, Allah'ın izniyle, hem vakfımız hem katılımcılar hem de Türkiye Devleti İsrail'i her türlü köşeye sıkıştırma imkanına sahiptir" diye konuştu.
Kırmızı bülten çıkınca haklarında karar verilen İsrailli yetkililerin seyahat edemeyeceğini ve yaptırıma maruz kalacağını kaydeden Yıldırım, "Hem ablukayı hem de ambargoyu artık İsrail kendisi yaşamış olacak" dedi.

Filistin'in hakkını gasbeden İsrail'in çıkardığı doğalgazı ihraç etmek için de Türkiye'ye muhtaç olduğunu anlatan Yıldırım, "İsrail, Türkiye ile her şekilde anlaşmaya muhtaç. İsrail'den alacağımız her şeyi alırız biz" ifadesini kullandı.

Yıldırım, haklarında karar çıkan İsrailli yetkililerin tutuklanıp yargılanacaklarına olan inancını dile getirdi.

Şehitlere ve ailelerine bir sözü olduğunu söyleyen Yıldırım, "Abluka ve ambargo tamamen kalkmadığı müddetçe, Allah'ın izniyle, yeni Araba konvoyları ve yeni filolar yapacağız ve vazgeçmeyeceğiz" dedi.

Yıldırım, dünyanın birçok limanında yeni gemiler alındığı ve Gazze'ye doğru yola çıkmak için hazır bekledikleri haberini verdi.
İsrail'in, özgürlük filosuna saldırdığı tarih olan 31 Mayıs'ı "İsrail'den hesap sorma günü" ilan ettiklerini kaydeden Yıldırım, aynı tarihte siyonist karşıtları kongresini de düzenleyeceklerini bildirdi.

Yıldırım, her yerdeki mazlum insanların kurtuluşu için gece gündüz çalışacaklarını da sözlerine ekledi.

-Dilipak: "Özür yeterli değil"-
Gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak ise İsrail'in özür dilemesinin yeterli olmadığını dile getirerek, bu özrün gereklerinin yerine getirilmesini istedi. Filistin'e yapılan yardımların devam etmesi ve Mavi Marmara'nın yarım kalan yolculuğunun tamamlanması gerektiğini aktaran Dilipak, Mavi Marmara'yı, İslam ümmetinin birliği için bir simge olarak niteledi.

Dilipak, Mavi Marmara'nın sadece İsrail'e karşı olmadığını ifade ederek, adalet ve barış arayışının sembolü haline geldiğini kaydetti.
Mavi Marmara'nın yola çıkmasının sadece Türkiye'deki insanların kararı ve inisiyatifi olmadığını söyleyen Dilipak, şöyle devam etti:
"Mavi Marmara, insanlığın ortak meselesi olarak hayat buldu. Şehitlerin tümü bu coğrafyadan, bu topraktan ve sizin çocuklarınızdır. Fakat gemiye yüreğini koyanlar Adem'in çocuklarıydı. Onun için Mavi Marmara, bir insanlık meselesi olarak önümüzde durmaktadır. Onu hiç kimse küçültemez."

Mavi Marmara'ya bindikten sonra inen olmadığını anımsatan Dilipak, hatta gemiye binebilmek için insanların tanıdıklarını araya koyduğunu aktardı. Dilipak, gemi ve yolculuk adına yapılan eleştirileri iftira olarak niteleyerek, "Gemideki İsrail askerlerinin elindeki fotoğraflar, pasaportlardan alınmıştı. Pasaportlardaki fotoğrafların İsrail'in eline nasıl geçtiğinin açıklanması gerekir. Ben aslında pasaporttaki 'paralel polisleri' suçlamak istedim. Bu fotoğrafları hükümet vermiş gibi çarpıtmaya kalktılar. Onlar önce İsrail'in bu cinayetlerini lanetlemeyi öğrensinler" diye konuştu.

Konuşmaların ardından vatandaşlar Mavi Marmara gemisini ziyaret ederken, Grup Yürüyüş bir konser verdi.

Etkinlik, Abdülmetin Balkanlıoğlu'nun kapanış duasıyla sona erdi.
  Bülent Yıldırım, konuşmasının ardından meydanı dolduran binlerce insana şu yemini ettirdi;
"Düşmanım bana ne yapabilir ki, ben cenneti yüreğimde taşıyorum. Sürgün edilmem seyahat, Hapsedilmem halvet, Öldürülmem ise şehadettir"  

Haber Ara