Çelebi Bozan: Mavi Marmara bir milattır!
Mavi Marmara gazisi Çelebi Bozan ile Mavi Marmara’nın dününü-bugününü konuştu.
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-05-30 14:56:53
Siyonist İsrail’e karşı girişilen küresel bir vicdan seferi ve Türkiye İslami hareketinin muazzam kazanımı olan Mavi Marmara destanı yarın dördüncü yılına giriyor. Sefere Diyarbakır Özgür-Der’den katılan ve aynı zamanda Mavi Marmara gazisi olan Çelebi Bozan ile Mavi Marmara’yı konuştuk.
***
Aradan dört yıl geçti. Ve son olarak Türkiye’de açılan Mavi Marmara davası da Siyonist katillerin aleyhine sonuçlandı. Gelinen noktadan dönüp geriye baktığınızda neler söylemek istersiniz?
Dört yıllık mücadeleden sonra mahkeme neticede bir karara vardı. Bu katiller hakkında neticede bir karar çıkarabildik. Tazminat, özür vs. deniliyordu ancak biz bunu yeterli görmüyorduk. Ortada işlenen çok ciddi bir suç vardı ve katillerin bunun hesabını vermesi, yargılanması gerekiyordu. Sadece bu kadar da değil; bütün bunlara neden olan Gazze kuşatmasının sonlandırılması gerekiyordu. Bizim amacımız hem Filistin halkı üzerindeki ambargonun kaldırılması hem de insani yardım aktivistlerinin canına kastedenlerin yargılanmasıydı.
“KARŞI KONULAMAZ İSRAİL” İMAJI SARSILDI
Kararlı bir mücadele ortaya koyduk. Ve sonucunda katillerin aleyhine bir netice çıktı mahkemeden. Allah’a hamdolsun, bu gelişme hem Türkiye hem dünyada İsrail’in aleyhine yaşanan bir ilk oldu. Bugüne kadar karşı konulamaz, hesap sorulamaz, dediğim dedik bir imajı vardı İsrail’in. Bu karar sonucunda her şeyden önce Batının bu şımarık çocuğunun söz konusu imajı zedelenmiş oldu. Mavi Marmara ruhu yaşamaya devam ediyor ve şehitlerimizin kanları hâlâ da bereketli.
Konuyla ilgili Türkiye ile İsrail arasındaki açık-gizli görüşmelerde Gazze ambargosunun sadece Türkiye için kaldırılacağı bilgisi kamuoyuna sızdı. Bu muhtemel gelişmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
TÜRKİYE’NİN GAZZE İÇİN BİR NEFES BORUSU OLMASI AZIMSANACAK BİR BAŞARI DEĞİL
Bununla Gazze ambargosu tamamen kalkmış olmuyor. Ama olması durumunda bu İsrail’in verdiği bir taviz anlamına gelecektir. Dolayısıyla hayırlı bir gelişme olacaktır. Çünkü Gazze halkı hâlâ da ciddi bir kuşatma altındadır. Yakın bölgelerde Mısır ve tüneller kendisi için neredeyse tek nefes borusuydu. Mıısr’daki karş-ı devrim sonucunda ise Gazzelilerin buradaki nefes borusunu da kestiler. Bu durumda şayet bu ihtimal gerçekleşirse Türkiye Gazze halkı için çok önemli bir nefes borusuna dönüşecektir. Dünya çapından yardımlar gelip Türkiye üzerinden Gazzeli kardeşlerimize ulaşacaktır. Bu nedenle bunu kısmi bir başarı olarak değerlendirmek gerekiyor. Ancak yine de bununla yetinmemeli ve kuşatmanın tamamen kaldırılması için mücadelemizi sürdürmeliyiz.
Dört yıldır bitkisel hayat yaşayan Uğur Süleyman Sönmez’i de şehit verdik. Mavi Marmara şehitlerinin sayısı böylece olayın dördüncü yılında 10’a çıktı. Şehit Uğur Süleyman’ın şehadeti size neler çağrıştırdı?
UĞUR SÜLEYMAN SÖYLEMEZ’İN ŞEHADETİ MAVİ MARMARA’YI DAHA GÜÇLÜ GÜNDEMLEŞTİRECEK
Uğur Süleyman Sönmez’in şehadeti bizi dört yıl öncesine götürdü. Mavi Marmara’da silahsız aktivistlerin kararlılığını ve Siyonist askerlerin gözüdönmüşlüğünü anımsattı.
Allah rahmet eylesin ve şehadetini kabul buyursun. Uğur Süleyman Söylemez dediğiniz gibi dört yıldır bitkisel hayattaydı. Ancak takdir-i ilahiye bakın ki onun canını tam da olayın dördüncü yılının arifesinde aldı. Bu şehadetin bereketidir. Uğur Süleyman Söylemez ağabeyin bu zamanda tamamlanan şehadeti üzerinden Gazze ve Mavi Marmara davası daha güçlü şekilde gündemleşecek ve Siyonist katiller daha bir lanetlenecek.
GAZZE SADECE HÜZNÜN DEĞİL, DİRENİŞİN DE ABİDESİDİR!
Gazze’de ciddi anlamda değişen bir şey halen de yok. Hatta Mısır’da yapılan devrimden sonra filizlenen ümitler karş-ı devrim sonucunda ciddi bir kaygıya dönüştü. Tek nefes borusu niteliğindeki Mısır da, cuntanın ihaneti sonucunda Gazze halkını nefessiz bıraktı, bırakmakta. Gazze’nin durumunu nasıl görüyorsunuz?
Gazze halkı birçok sıkıntıyı yaşadı. Daha birkaç yıl önce İsrail’in bombardımanı sonucunda onlarca insanını kaybeden ve ağır bir yıkım yaşayan Gazze halkı bunu göğüslemişti. Tıpkı o gün onuruyla dik durduğu ve direnişiyle göksümüzü kabarttığı gibi bugün de bunu yapmaya devam ediyor. Dolayısıyla tablo çok acı ve sıkıntılarla dolu ama bunun karşısında ortaya konulan onurlu ve dirençli tavır da görülmeli, ümmetin yüzünü güldüren bu direniş iradesi bize örnek olmalıdır.
Zorlukları, sıkıntıları bu şekilde karşılayan bir halkı Rabbimiz elbette ki yalnız bırakmayacaktır. Dolayısıyla biz Müslümanlar da Gazzeli kardeşlerimizle dayanışma sorumluluğumuzu daha ileri boyutlara taşımalı, onları sahipsiz ve desteksiz bırakmamalıyız. Allah varsa gam yok! Bugün onlara bu zulmü reva gören İsrail’in ve kuklası Mısır cuntasının da sonu elbet gelecek. Sisi’nin de akıbeti Mübarek’ten, Kaddafi’den farksız olmayacak!
MAVİ MARMARA BİR MİLATTIR!
Dünyanın birçok bölgesinden farklı renkte, farklı dilde ve farklı dinden insanların başlattığı küresel bir vicdan hareketi olarak görülüyor Mavi Marmara. Bununla beraber Türkiye İslami hareketinin de ağırlık koyduğu bir sefer. Mavi Marmara’nın Türkiye İslami hareketi açısından değeri bağlamında neler söyleyebilirsiniz?
Dediğiniz gibi Mavi Marmara çıkışı, bir anlamda küresel bir vicdan hareketidir. İsrail’e karşı küresel çapta başlatılan bir yürüyüşün, girişilen bir seferin ilk örneğidir. Hatta bazı yorumcuların da isabet ettiği gibi “Arap Baharı”na örnek teşkil etmiştir. Mavi Marmara “Arap Baharı”nın, ya da İslam coğrafyasında diktatörlük rejimlerine karşı başkaldırışın başlangıcı mesabesindedir. Bu anlamda bir milattır Mavi Marmara.
MAVİ MARMARA, TÜRKİYE İSLAMİ HAREKETİNİN KAZANIMIDIR!
Türkiye İslami hareketi açısından değerine gelince; paha biçilmez bir değerdir. Türkiye Müslümanlarının şu ana kadar edindiği en büyük kazanımlardan biridir.
Mavi Marmara olayıyla beraber Türkiye’nin her yerinde insanlarımız tek bir vücut gibi alanlara çıktılar. Burada günlerce alabildiğine heyecan dolu acayip bir atmosfer oluşmuştu. Demek ki ümmet dara düşmeden, ciddi sıkıntılar yaşamadan bir araya gelemiyor, birleşemiyor. Bu bağlamda Mavi Marmara ümmetin uyanışına ve kenetlenişine vesile olmuştur.
MAVİ MARMARA, İSRAİL’E ATILMIŞ OKKALI BİR TOKATTIR!
Diğer yandan Mavi Marmara, hesap sorulamaz, karşı konulamaz İsrail imajına atılmış okkalı bir tokattır. Bir avuç silahsız insan Siyonist İsrail’e kafa tutmuş, onun ölüm makineleri karşısında kararlıca durma örnekliği sergilemiştir. Mavi Marmara vesilesiyle Türkiye Müslümanlarının artık Filistin şehitleri var!
TÜRKLÜK VURGUSU MAVİ MARMARA RUHUNU YARALIYOR
Son olarak Mavi Marmara davasını sahiplenen medya kesimlerinde ağırlıklı olarak “Türklük” vurgusu dikkat çekiyor. Özellikle de şehitlerimiz söz konusu olduğunda “9 Türk” terkibi öne çıkıyor. Bu tutum sizi yaralıyor mu?
Çok yaralayıcı bir dil. Bu dil gerçekliği yansıtmadığı gibi Mavi Marmara ruhunu da kirletmekte, misyonunu zedelemektedir.
Hâlbuki dünyanın birçok bölgesinden farklı dinde, farklı renkte ve farklı dilde insanların katıldığı bir olaydan bahsediyoruz. Türkiye’den giden Müslümanlar olarak aynı çeşitlilik bizde de mevcuttu. Bizler ümmet bilinciyle ayağa kalkmış, bu işe koyulmuştuk. Olayı ümmet bilincinin ruhuna uygun bir dil ile gündemleştirmek yerine etnik kavramlarla sıfatlandırmak çok yanlış. İlle de belirtmek gerekecekse Mavi Marmara’da Türkten çok Kürt vardı! Ama bu ayrımın bir önemi yok. Çünkü Türküyle Kürdüyle hepimiz ümmet bilinciyle harekete geçmiştik. Dolayısıyla ümmet bilincini zedeleyen bu dilden vazgeçilmeli, “9 Türk” ısrarı terk edilmelidir.
(Islahhaber.com)
SON VİDEO HABER
Haber Ara