Ey köşe yazarları..

Maden şehitlerimize ''müstahak'' gibi insanlık dışı söylemine dünkü yazımda azda olsa değinmiştim..

Bugün daha çok ağırlık verme ihtiyacı hissediyorum..

İlk olarak o yazarın bağlı olduğu kurumun bir yaptırımda bulunmadığını ifade etmekte yarar var.

Ne için?

Bu konuyu insani bir çerçevede değerlendirelim.Yaşanan bu dramı Hükümete karşı kullanıyor olabilirsin ki bu bile Türk insanının bakış açısı anlamında size negatif bir yaklaşıma neden olur..

Ama üstüne üslük insanların gözüne sokar gibi üzülmeyi de bir kenara bırakıp ''müstahak'' gibi bir yaklaşımla bulunan bir yazarı bünyenizde barındırıyor olmanız sizin için ticari anlamda büyük bir kayıptır..

Madende çalışan bir işçinin ''olaydan önce sık sık elektrik kesiliyordu.Önlem alınmadı.'' şeklindeki söylemi kafamda bir çok soru meydana getirdi.

İhmal söz konusu ise bundan sonra nasıl bir yol izlenecek ?

Olayda her ihmalin dışında bu durum söz konusu mu ?

İşte bu ve bunun gibi soruların cevabının bulunması ve gereken müdahalelerin yapılması son dönemde yaşanan olaylardan ötürü sarsılan ''yargıya güven'' noktasında bakış açılarının normale dönmesi adına yararlı olacaktır..

Diğer taraftan madencilik sektöründe önemli bir yer tutan yaşam odalarının mecburi olmaması kimse kusura bakmasın büyük bir fiyaskodur..

Her fırsatta batının örnek alındığı ülkemiz için Almanya ve Hollanda gibi madencilik sektörü baz alınarak aldıkları önlemlerin ve yaşam standartları bakımından bu ülkelerin çok gerisinde olduğumuz gerçeğini unutmamakta fayda var..

Bu yaşanan facia madencilik sektöründe faaliyet gösteren işçiler için dönüm noktası olacağı hayata geçirilmeye çalışılan madencilikle ilgili düzenleme dolayısı ile bilinir hale geldi..

Gelinen noktada şunu sorma ihtiyacı hissediyorum;

Maden işçilerinin yaşam standartlarının düzeltilmesi için böyle facialar mı yaşanması gerekiyor?

Milletvekilleri'nin dudak uçuklatan bir maaş aldığı bir ülkede yer altında kömür çıkartma çabası içinde iken ve bu esnada dahi zehirlenen madencilerin aldığı kısıtlı maaşla ev geçindirmek gibi bir sorumlulukları olduğunu farkında mıyız?

Aslında bizim köşe yazarları olarak iğneyi kendimize batırmamız da fayda var..

Ey meslekte benden daha büyük tecrübeli köşe yazarları..

Kaç kez maden işçilerinin karşılaştırdığı zorlukları dile getirdik?

Kaç kez benzer ekonomik sıkıntıları yaşayan işçilerle görüşüp taleplerini kamuoyu ile paylaştık?

Son olarak değinmek istediğim konu Soma'daki facianın öne sürülerek 19 Mayıs kutlanmasına engel olmak istendiğini söyleyen zihniyet..

Yahu biraz mantık süzgecinden geçirerek görüşlerinizi ifade edin.Sizin söylediğiniz bakış açısı söz konusu olsa Gazi Mustafa Kemal'in Makedonya'daki evi restore edilir miydi?

Türkiye ne zaman teoriler yerine yaşananlar üzerine görüş bildirirse işte o zaman siyasi bakış olarak daha yaşanabilir bir ülke haline gelir..

ENES ŞEN