Guardian: Erdoğan'ın köşk hevesi kursağında kalabilir
İngiliz gazeteleri Soma'da yaşanan maden faciasının siyasi etkilerine ve ülke çapında yaşanan protestolara yer verirken, özellikle Başbakanlık Müsteşarı Yusuf Yerkel'in bir protestocuyu tekmelerkenki görüntülerinin yarattığı öfkeye dikkat çekiyor.
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-05-16 12:32:54
İngiltere'de yayınlanan haftalık Economist dergisi Soma faciasını "Yeraltında ölüm: Soma'daki trajedi siyasette de hissediliyor" başlığıyla haberleştiriyor.
Yazıda "Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, ülke tarihindeki en kötü endüstriyel kazanın ardından, halkın öfkesiyle yüz yüze...Facia, geçen yaz ülkeyi sarsan protestolar benzeri yeni gösterilere yol açabilir" deniyor. Dergi, Türkiye'de son günlerde yaşanan eylemlere değindikten sonra "Bunlar, 30 Mart'taki yerel seçimlerdeki galibiyetle sevinen ve gözünü Ağustos'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine dikmiş olan Erdoğan için tatsız haberler" yorumunu yapıyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kaza ile ilgili olarak "Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında fıtratında bunlar var" diyerek 19. yüzyıldan maden kazalarını örnek gösterdiğini hatırlatan dergi, yorumcu Sezin Öney'in şu sözlerine yer veriyor: "Başbakan Erdoğan bu örnekleri vererek Türkiye'nin zamanın 100 yıl gerisinde olduğunu göstermiş oldu".
Türkiye'deki kömür madenciliğinin güvenlik sicilinin kötü olduğuna da vurgu yapılan yazıda, Hak İş Genel Başkanı Mahmut Arslan'ın "Gerekli önlemler alınmış olsaydı, bu ölümlerin yüzde 80'i önlenebilirdi, ama öncelik güvenliğe değil kâra veriliyor" sözlerine de yer veriyor.
Erdoğan karşıtları ve Gülen cemaatinin Soma faciasının üzerine gideceğini yazan dergi, Erdoğan'ın Soma'daki konuşmasında halkı "Bu trajediden faydalanmak isteyen aşırı uçlar olacaktır" diyerek uyardığını, ancak Ak Parti yandaşı bazı yorumcuların bile enerji ve çalışma ve sosyal güvenlik bakanlarını istifaya çağırdığını belirtiyor.
Independent ilk sayfasını Soma faciasına ayırıyor. Haberi "Acı içinde bir ülke: Ölü sayısıyla birlikte öfke de artıyor. Türkiye ölü madencilerini topraktan çıkarıyor" başlığıyla veriyor.
Gazetede, deneyimli Orta Doğu muhabiri Patrick Cockburn'ün Soma'da yaşanan facianın siyasi etkileri üzerine yazdığı bir analiz yazısı yer alıyor. "Trajedi Erdoğan'ın otoriter yönetimine yeni bir darbe" başlığı taşıyan yazı şöyle devam ediyor:
"Son facia gibi, Türkiye'de geçen yıl yaşanan her gelişme, ülkedeki kutuplaşmayı daha da artırdı...Son olay, tam da Erdoğan'ın Ağustos'taki cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylığını açıklaması beklenirken yaşandı... Erdoğan ve partisi, facianın bir kısım sorumluluğunu her zaman üzerinde taşıyacaktır, çünkü 2002'den beri iktidardalar, ve inşaat ve maden şirketleriyle olan sıkı ilişkileri de biliniyor...Son gelişmeler Erdoğan'a siyasi olarak ne kadar zarar verebilir?...Türkiye'de ne zaman seçim olsa, ılımlı İslamı savunan merkez sağ partiler kazandı. Erdoğan ayrıca ülkenin ekonomik gelişimini sağladı ve hayat standartlarını yükseltti...Erdoğan seçim zaferi kendisine gücü kendi tekeline alma hakkı vermiş gibi davrandı. Polisi, orduyu ve yargıyı başarıyla parçalayarak herşeyin üzerinde bir otorite yarattı. Ama bu durum aynı zamanda onun Soma gibi her kötü olayda suçlanacağı anlamına da geliyor".
Financial Times Soma halkının ilgisini, yetersiz güvenlik önlemleri ve bölgeyi ziyaret eden siyasilere çevirdiğini yazıyor. Gazetenin Soma'dan bildiren muhabiri, yakınını kaybetmiş bir çok kişinin yetersiz güvenlik önlemleri, kötü çalışma koşulları, düşük ücretler ve yöneticilerin faciaya karşı "hissiz" yaklaşımdan yakındığını ve kızgınlığın giderek arttığını söylüyor.
Haberde arkadaşlarını kaybetmiş bir madencinin şu sözlerine de yer veriliyor: "Ölenlere 'şehit' diyerek insanları kandırıyorlar. Bu kaza değil, cinayet, katliam. 2014 yılındayız. Başbakan 1860'lardan örnek veriyor. Neden Almanya, Norveç, Hollanda'da 50 yıldır böyle kazalar olmuyor, ondan da bahsetse ya".
Gazete, bu kızgınlığın bölgeye giden siyasetçilere yöneltildiğini, Çarşamba akşamı bölgeye giden Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'na "Bugüne kadar neredeydiniz?", "Hiç utanmanız yok", "Kaç madenci öldü, kaçı kayıp? Hepiniz yalan söylüyorsunuz" gibi sözlerle tepki gösterildiğini yazıyor.
Başbakanlık Müsteşarı Yusuf Yerkel'in bir protestocuyu tekmelerkenki görüntülerine de "Başbakan açısından bir halkla ilişkiler felaketi" yorumunu yapıyor.
Gazete öfkenin Soma'yı aşıp bir çok kente yayıldığını, protesto gösterileri düzenlendiğini belirtiyor ve bu yazı gösterilerden bir slogan ile son buluyor: "Soma'yı Toma ile söndürebilir misiniz?"
Guardian da 3. sayfasını tamamen Soma faciasına ayırıyor. Haberde bölgedeki madencilerin çoğunun faciadan özelleştirme ve taşeronlaşmayı sorumlu tuttuğu, özel maden işletmelerini kârı güvenliğe tercih etmekle suçladıkları belirtiliyor.
Gazete yerel maden sendikasından bir işçinin hükümetin tavrı ile ilgili şu sözlerine yer veriyor: "Acımız öfkeye dönüşmeye başladı. Başbakan buradaki sözleriyle ne demeye çalışıyor? Hükümet hatalarını kabul edip arkamızda duracağına buraya gelip acımızla dalga geçiyor". Ancak gazete herkesin yaşananlardan hükümeti sorumlu tutmadığına da dikkat çekiyor. Bir kadının "Hükümet niye suçlu olsun? Üzgünüz ama kızgın mıyız? Kime kızalım ki? Bu bir facia, ama başbakanın suçu değil" sözlerine yer veriliyor. Gazete Soma halkının çoğunun, Başbakan Erdoğan'ı destekleyen kitlenin omurgasını oluşturan "muhafazakar işçi" sınıfından olduğuna vurgu yapıyor.
Soma faciasının Başbakan Erdoğan için siyasi sonuçları olabileceğinin de belirtildiği yazıda, "Geçen yaz yaşanan Gezi protestoları ve Erdoğan'ın ailesini de içeren yolsuzluk iddialarının ardından gelen bu yeni dalga hoşnutsuzluk, bazılarına göre onun cumhurbaşkanı olma hevesini kursağında bırakabilir" deniyor.
Gazete Başbakanlık Müsteşarı Yusuf Yerkel'in Soma'da bir protestocuyu tekmelerken çekilmiş fotoğrafıyla birlikte olayın detaylarına da özel bir bölüm ayırıyor.
Times gazetesi de Yerkel'in tekme atarken çekilmiş büyük bir fotoğrafını kullanıyor. Gazete Başbakanlık ofisinin "Bu Yerkel'in kendi sorunu" diyerek kendisini bu olaydan uzak tutmaya çalıştığını belirtiyor.
Yazıda bazı maden işçilerinin AKP mitinglere katılmak için zorlandıklarını, muhalefet partilerini destekleyenlerin işten çıkarıldığını ve daha iyi çalışma koşulları isteklerinin görmezden gelindiğini söyledikleri vurgulanıyor. Gazeteye konuşan, ismini vermek istemeyen bir madencinin sözleri şöyle:
"Mart ayındaki yerel seçimlerden önce yevmiyemizi ödeyerek bizi Başbakan'ın Manisa'da yaptığı mitinge gitmeye zorladılar. 3 bin madenci, ailelerimizle birlikte mitinge gittik. Gitmesek o günlük ücretimizi keseceklerdi.
Seçimlerden sonra da CHP'yi desteklediği ortaya çıkan 50-100 madenci işten kovuldu".
BBCTürkçe
SON VİDEO HABER
Haber Ara