Davutoğlu: İsyan etmek zorundayız
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ortadoğu'da bir gün barış sağlanacaksa bunun yolunun Kudüs meselesinin çözümünden geçtiğini belirtti.
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-05-12 12:19:03
Davutoğlu “Kimse Kudüs'te tek taraflı karar alıp hayata geçiremez. Geçirirse, Ortadoğu barışına en büyük dinamit vurulur. Kudüs kıblemizdir. Kudüs meselesi halledilinceye kadar Ortadoğu barışı gerçekleşemez.” dedi.
“MESCİD'İ AKSA'YA VURULAN KİLİDE KARŞI İSYAN ETMEK ZORUNDAYIZ”
Toplantıda konuşan Davutoğlu, Kudüs'ün insanlık vicdanında ilelebet yaşayacağını vurgulayarak, “Kudüs'ün bu mahiyetini değiştirmek isteyen, hiçbir mazeret teşkil edemez ki Kudüs insanlık vicdanından koparılabilsin. Bu insanlık vicdanı itibarı ile bakıldığında, hangi hukuk ya da siyaset Kudüs ve Batı Şeria arasında örülen duvarı izah edebilir. Bu insanlık vicdanı itibarı ile bakıldığında hangi güç insanlığın Kudüs'e fevç fevç akmasına engel olabilir. Hangi güç, hangi gerekçeyle Kudüs'ü engelleyebilir. Kudüs'e kilit vurabilir. Sadece Müslümanlar değil, bütün bir insanlık olarak Mescid'i Aksa'ya vurulmak istenen bu kilide karşı, ahlaki ve ontolojik tarih bilincimizle isyan etmek zorundayız. Kudüs'e sahip çıkmak zorundayız. Sahip çıkamadığımızda, kendi mirasımıza da sahip çıkamayız. Kudüs'e sahip çıkmak bizim için ahlaki sorumluluktur.” diye konuştu.
“MÜSLÜMANLARIN HEGEMONYASINDA KUDÜS TÜM DİNLERE AÇIKTI”
Kudüs'ün büyük bir kültün mirasının ürün olduğunu da vurgulayan Davutoğlu, bu mirasın tek bir etnisiteye indirgenemeyecek kadar derin olduğunu vurguladı. Bu mirasa sahip çıkmanın herkes için bir vecibe olduğunu dile getiren Davutoğlu, Kudüs'e sokaklarında gezerken kadim kültün bütün unsurlarının görülebiliyorsa işgale rağmen direnen Filistinliler sayesinde olduğunu söyledi.
Birilerinin Kudüs'ü tek bir merkezin dini haline getirmeye çalıştığını ifade eden Bakan Davutoğlu, birilerinin Kudüs'ü tek bir devleti hegemonyası haline getirmeye çalıştığına dikkat çekerek şunları kaydetti: Biz, bunlara hiçbir suretle itibar etmedik. Kudüs tarih boyunca, bizlerin hüküm sürdüğü Osmanlı tarihi boyunca her inanca açık olmuştur. Her din ve inançtan herkes özgürce ibadetlerini yapmıştır. Kudüs Müslümanların egemenliğinde her dine açık olmuştur. Bizim tarihimizde, ibadethaneleri kapatmak gibi bir durum olmadı. Başka dinlere saygı gösterdik. Filistinliler borcumuz var. Onlar, kadim kültürü yaşatabilmek için her türlü baskı ve zulme karşı duruyorlar. Kimse Kudüs'ün kadim kimliğini ve İslam kimliğini yok etme cesaretinde bulunamaz. Bulunursa, bütün insanlığı bulacaktır. Kültürel mirası korumak bizim için başlı başına zarurettir.”
“KUDÜS ULUSLARARASI HUKUKA GÖRE İŞGAL EDİLMİŞTİR”
Ahlaki ve kültürel sorumluğun yanında bir de siyasi sorumluğun olduğuna değinen Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Kudüs uluslararası hukuka göre işgal altındaki bir topraktır. Kudüs'te yaşayanlar işgalin bütün mağduriyetini, bütün çilesini çekmektedirler. 1949'dan beri yaşananlara şahit oluyoruz. BM ve İslam İşbirliği Teşkilatları Filistin halkı ile dayanışmamızı göstermemiz gerekiyor. Korumamız gereken hukuk ve adalettir. Bütün Filistin ve Kudüs'te adalet ayaklar altına alınmıştır. 1948'den bu yana çok sayıda BM Genel Kurul Kararı Filistin halkının haklarını ve Kudüs'ün kültürel kimliğinin korunmasının uluslararası hukukla teyit edilmiştir. Hepimiz, ne kadar çok karar alındığını biliriz. Ancak önemli olan BM kararlarının neden bu kararlar uygulanmıyor? Esas soru bu. BM'nin kararları uygulanmayacaksa neden alınıyor? Şimdi, Kudüs'ün yüzde 85 alınarak İsrail'e verilmiştir. Şu anda, Kudüs'te yaşayanların yüzde 38,5'i illegal oturmaktadır.”
“BARIŞ SAĞLANACAKSA YOLU KUDÜS MESELESİNİN ÇÖZÜLMESİNDEN GEÇER”
Davutoğlu, Ortadoğu'da bir gün barış sağlanacaksa bunun yolunun Kudüs meselesinin çözümünden geçtiğini belirtti. Filistin meselesinin son yarım yüzyılın en önemli meselesi olduğunu dile getiren Bakan Davutoğlu, şöyle devam etti:
“Mescid'i Aksa meselesi çözülmeden, Mescid'i Aksa'nın İslam kültür ve medeniyetinin ayrılmaz ve asli bir unsuru olduğunu tescil ve garanti altına alınmadan ne Kudüs meselesi çözülebilir ne de Filistin meselesi çözülebilir. Kudüs meselesi çözülmeden de diğer bütün meseleler çözülse dahi Ortadoğu barış gerçekleşemez. Öyle alanlar var ki Filistinli taraflar ve İsrailli taraflar oturup kendi aralarında çözebilirler. Nitekim ekonomik kaynakların paylaşımı, sınırların belirlenmesi.. Ama iki konu var ki Filistinli kardeşlerimizin ötesinde sorumluluk alanları oluşturur. O anlamda Filistinli kardeşlerimizin yanında bulunma sorumluluğumuz var. Ve siyasi anlamda destekleme sorumluluğumuz var. Birisi mülteciler sorunudur. Diğeri Kudüs meselesidir. Kudüs bütün bir insanlığın, bütün Müslümanların ve Hristiyanların meselesidir. Kimse Kudüs'te tek taraflı karar alıp hayata geçiremez. Geçirirse, Ortadoğu barışına en büyük dinamit vurulur. Kudüs kıblemizdir. Kudüs meselesi halledilinceye kadar Ortadoğu barışı gerçekleşemez.”
SON VİDEO HABER
Haber Ara