İslam Allah’ın yeryüzünde gönderdiği son ve evrensel bir dindir. Bu din İlahi olması hesabı ile yeryüzünde Yüce Allah tarafından daha önce gönderilen dinlerin en üstün olanıdır. Kendinden özgü öğretileri ile insanları hakka, adalete ve doğru yola çağıran bir dindir.
İslam hiçbir zaman kendisine bir şey eklemeyi veya her hangi bir ideolojiye nispet edilmeyi kabul etmez.Çünkü O Allah tarafından saf, eksiksiz ve mükemmel bir din olarak gönderilmiştir. İslam’a bağlı olanlar ve bu yol üzerinde yaşam sürdürenler huzurlu, mutlu ve saadete ermiş kişilerdir. İslam dışında başka yol arayanlar veya İslam’la beraber heva ve heveslerini tatmin etme amacı ile farklı ideolojileri Islama ekleme veya nispet etme peşinde olanlar, sadece kendilerini aldatmış beyhude bir uğraştan başka bir şey yapmamışlardır.
Yıllardır Batı dünyası oryantalistleri tarafından yönlendirilen kurum ve kuruluş aracılığı ile İslam’a batı değerlerini ve batı normlarını iliştirmek ve İslam’ın saf mayasını bozmaya yönelik çalışmalar yapılmıştır. Batının İslam dünyasındaki kukla yerli piyonlar aracılığı ile oynanan binlerce entrikalara rağmen, İslam’dan hiçbir şey eksik olmamış, dimdik ilk günkü saflığını korumuştur. İslam; günümüzde de adalet ve hakkaniyet ilkesi ile yeryüzü insanlarına ışık saçmaya devam etmektedir.
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş sürecinden sonra Müslüman halkı İslam’dan uzaklaştırma adına oluşturulan batı hayranlığı ve İslam karşıtlığı hiçbir zaman Müslüman halkımız tarafından kabul görmemiştir. Yıllardır Müslüman Kürt halkını da İslam dışı ideolojiler peşinde koşturan ve İslami Müslüman halka “Afyon” olarak yutturmaya çalışan Marksist, Leninist, Maoist ve Kominal toplum hayâlı ile kominizim havariliği peşinde olanların günümüzde “Demokratik İslam!” kongresi tertiplemesini manidar buluyoruz.
Yıllardır aynı zihniyet müntesipleri ülkedeki gayri İslam’ı Türkçülük akımlarını; Türk- İslam sentezciliği adı altında faşizan ideoloji olarak tanımlarken, bu gün aynı zihniyet müntesipleri Kominizim’den aradıklarını bulamayınca Kürt- İslam sentezciliğinde medet ummaları ayrı bir garabet örneğidir. En son beslenmeyi umut ettikleri bu pastadan da pay alamayacaklarını ve Müslüman halkımız tarafından gerçek yüzlerinin deşifre edileceğini bilmelidirler.
İşin daha vahim bir durumu bir taraftan Müslüman halka sözde “Demokratik İslam!” kongresi tertiplemekle İslam’la barışık olduğu imajını vermek isteyen zihniyet, öte taraftan sorunlarına çare arama amacı ve “Dua” talebi için Papa’nın dizi dibinde medet umması bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu dedirtir vaziyettedir.
Bu proje hiçte yapancısı olmadığımız bir projenin tekrarı mahiyetindedir. Daha önceleri farklı kesimler tarafından tertiplenen dinler arası diyalogun Türk İslam ve Hıristiyanlıkla entegrasyon projesini çağrıştırmaktadır. Şimdi de aynı senaryoyu Kürt- İslam ve Hıristiyanlık ile entegrasyon şeklinde sürdürülmek istenmektedir. Şapka düşmüş, Kel görünmüştür. Müslüman Halkımız “Kralın çıplak” olduğunu haykırmaktadır.
Yıllardır halkı beyhude ideolojiler peşinde koşturmaya çalışanların sözde çözüm sürecine destek amacı ile kendilerinden değer biçtikleri bir şahsiyet bulamadıklarından İslam’ın cihanşümul direniş önderlerinden Şehit Şeyh Said Hazretlerinin namına sığınmalarını da anlamlı buluyoruz.
İslam dininin en sadık neferleri Müslüman Kürtlerin lideri olan bu mümtaz şahsiyet Şeyh Said Efendinin isminin İslam’a göre batılı temsil eden Katoliklerin lideri Papa’ya “Dua” talebi ile gidilmesini bu mümtaz şahsiyetin şahsi maneviyesine ve dava erlerine yapılmış bir hakaret ve zillet olarak kabul ediyoruz. Papa’ya ziyaretçi olarak gidenlerin BDP’li, AK PARTİ’li, DİYAY-DER’li, Ermeni, Süryani, Keldani ve Yezidilerin aynı karede ve aynı çerçevede ortak bir noktada buluşması manidardır. Yukarıda ismi zikredilen kişilerden hiç biri Müslüman Kürt halkını ve İslam’ın Yüce değerlerini temsil etmemektedir.
Diyarbakır Memur Sen Konfederasyonu BemBirSen olarak; Yıllarca Türkiye Cumhuriyetinin İslam’ı kendi devletin resmi ideolojisine alet etmek istediği gibi, bu gün de sosyalistlerin Demokratik İslam kongresi adı altında İslam’ı kendi batıl ve menfur ideolojilerine alet etmelerini İslam’a yapılmış bir hakaret olarak görüyoruz. Müslüman Kürtlerin sorunlarını çözme noktasında hele hele “Dua” gibi İslam ibadetinin özünü teşkil eden bir ilticayı durum için, Papa gibi Batıl’ı temsil edenlere gidilmesini zillet olarak görüyoruz. Müslümanların İslam dışı şahsiyetlerden medet ummaya ihtiyaçlarının olmadığını malum çevre ve kesimlere bir kez daha hatırlatıyoruz.
İbrahim GÖKDEMİR
Diyarbakır Memur sen Konfederasyonu
BemBirsen( Belediye ve Yerel Yönetimler Sendikası)
İl Başkanı