Başbakan'a hakarette yarışan gazeteler var
Freedom House'nin basın raporunun konuşulduğu programda, bu raporun Türkiye'ye büyük haksızlık olduğu açıklaması yapıldı.
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-05-09 00:30:14
Freedom House’n vermiş olduğu Türkiye raporu tartışıldı. Rapora göre; Türkiye basın konusunda yarı özgür ülkeden özgürlüğü olmayan ülkeler kategorisine indirildi. Asya’nın tümü, Afrika’nın Doğu ve Batı kıyıları dışındaki, ortadaki en geri kalmış bölümü ve Türkiye’nin beraber olduğu bir tablo. Türkiye’yi yansıtmayan bu tablo 24 TV'de ‘Yeni Türkiye’ programında masaya yatırıldı.
2000 BASIN MEDYASININ HÜKÜMET GÜDÜMÜNDE OLMASI MÜMKÜN MÜ?
Türkiye'deki basın hayatına devam eden yayınların sayısına dikkat çeken Mustafa Karaalioğlu, Türkiye'de basın açısından muazzam zengin bir ülke olduğunu ifade etti.
Mustafa Karaalioğlu konu ile ilgili şu açıklamayı yaptı:
"Türkiye’de 1600 küsur her gün (bir kısmı haftalık da olabilir) yerel gazete çıkıyor. 40 tane ulusal gazete çıkıyor. 320-330 televizyon yayını var bu ülkede. 40 tanesi ulusal düzeyde, büyük yatırımlarla yapılıyor. Muazzam bir basın kuruluşları zenginliği var. Yani iki bine yakın marka var. Radyoları, internet siteleri, dergileri saymıyorum. Bu kadar zengin bir medyanın hükümet güdümünde olabilir mi? Mümkün mü bu? Hükümet güdümündeyse iki bin medyaya ne gerek var? Bu Türkiye’ye büyük bir haksızlık. Türkiye’de basın açısından muazzam zengin bir ülke."
BAŞBAKAN’A HAKARETTE YARIŞAN 10 TANE GAZETE VAR
Mustafa Karaalioğlu, yüksek erişimli televizyonlarda her türlü siyasal fikrin sabahtan akşama kadar dile gitirildiğini söyledi. Büyük yatırımlı ve yüksek erişimli 50 gazete ve televizyonlardan kaçının iktidara yakın olduğunu dile getirirken, Freedom House'nin ne kadar doğru bir rapor vermediğinin göstergesini izah etti. Karaalioğlu, 40 gazeteden 10 tanesinin Başbakan Erdoğan'a hakarette birbirleriyle yarıştığını aktardı.
"Merkeze gelecek olursak, 40 ulusal gazete, 40 ulusal televizyon var. Yatırım ve erişim bakımından 50 tane ciddi marka var. 15 haber kanalı var Türkiye’de. Bütün Avrupa ve Amerika’da toplasan haber kanallarının sayısı 15 değil. Biz de ise 15 haber kanalı. Her türlü siyasal fikrin ayrıntısına kadar, akşamdan sabaha ekrana çıktığı ülke burası. 40 ulusal gazetenin iktidara yakını kaç tanedir? 5 tane var mıdır? Bilemedin 6 tane. Topu topu da iktidara yakın gazete dediğimiz, televizyon dediğimiz hacim de bu kadar. Böyle bir ülkenin medyasına iktidar medyası, iktidar basını şu bu falan diyoruz. Ve böyle bir ülkenin medyasında o 40 gazetenin 10 tanesi, net kesin, başka hiçbir habercilik kaygısı gütmeksizin, sadece Başbakan’a hakaretten para kazanıyor. Birbirleriyle hakaret yarışında olan 10 tane gazete. Kesintisiz ama. Her kesimin hakaret gazetesi var. Milliyetçilerin var, Mao’cuların var, solcuların var, laikçilerin var, Ergenekoncuların var, CHP’nin var vs. Aynı şekilde televizyonları da var. Bunlar sabah akşam aralıksız, işleri Erdoğan’a küfretmek. Erdoğan’a küfür ve hakaret pazarı diye bir medya pazarı oluşmuş bu ülkede. Şimdi biz bu ülkede hükümetin baskısını konuşuyoruz. Dünyanın her yerinde siyasetle medya arasında bir sorun vardır."
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ MESELESİ ARAÇSALLAŞTIRILIYOR
Ali Bayramoğlu, bu meselenin araçsallaştığına vurgu yaptı. Türkiye'nin bu rapora girme sebebini Türkiye'nin eğilimleri olduğunu söyledi. Türkiye'nin artık model olmayacağı kanaatine varan Amerika'nın bunu araçsallaştığını ifade etti.
Ali Bayramoğlu'nun açıklamaları şöyle oldu:
“Bu tür yapılar bulundukları ülkenin ana dokusundan çok bağımsız hareket etmiyorlar. Bu mesele araçsallaşıyor. Diğer mesele nedir? Türkiye’nin Ortadoğu’daki konumu. Türkiye’de eğilim, Ortadoğu’daki değişimden sonra ABD, Türkiye arasındaki ilişkilerde çıkmaya başlayan sorunlar. Gerek İsrail açısından böyle, gerek Hamas ve Müslüman Kardeşler’le ilişki açısından böyle. Gerekse Türkiye’nin Mısır’daki askeri darbeden sonra kullandığı dilin ABD yönetimi düzeyinde yaratmış olduğu politik etkilerden böyle. Bu hava Türkiye’nin artık model olmayacağı kanaatine Amerika yaygınlaştırıyor ve bunun içerisinde en çok kullanılan şey ve araçsallaştırılan şey bu özgürlükler meselesi. Dolayısıyla Freedom House’nin ortaya çıkarmış olduğu tabloyla, Amerika’daki en sert Türkiye yorumları arasında bir paralellik olduğunu görüyorum.”
GAZETECİLERİN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ DÖNEMDE TÜRKİYE’DE BASIN ÖZGÜRMÜŞ
İbrahim Kiras, 15 yıldan sonra Türkiye'nin bu dereceye inidirildiğini, gazetecilerin öldürüldüğü dönemde Türkiye'nin özgür olup, bugün özgür olmadığını söyledi. Bir takım örgütlerin üyeleri olan tutuklu şahısların gazeteci listesine alındığını, fakat bunların tutuklanma sebeplerinin fikir özgürlüğünden kaynaklanmadığını anlattı.
İbrahim Kiras, konuşmasına şöyle devam etti:
“İşin iki boyutu var. Şimdi sahiden bu Freedom House raporu ciddi haksızlıklar içeriyor. Türkiye’nin Kuzey Kore, Uganda vs. ülkeler liginde basına baskı yapan bir ülke olarak nitelenmesi ki 15 yıldan sonra bu dereceye indirilmiş. Demek ki son 15 yıl boyunca herhangi bir sorun bu anlamda olmamış. Gazetecilerin öldürüldüğü dönemde Türkiye’de basın özgürmüş, bugün olmamış. Hatta daha ileri şunu söyleyeyim; tutuklu gazetecilerden bahsediliyor. O tutuklu gazetecilerin listesi yayınlandı. Orada gördüğümüz kadarıyla illegal, terör örgütleri, DHKP-C başta olmak üzere bir takım örgütlerin üyeleri gazeteci gözüküyor. Çünkü basın kartları var, örgüt yayınları var. Dolayısıyla gazeteci gözüküyorlar. Fakat aldıkları cezalar, o dergilerde yazılan yazılardan dolayı, yaptıkları yayınlardan dolayı değil banka soymak, adam vurmak, bilmem bomba atmak falan gibi büyük çoğunluğu bu türden şeyler.”
SON VİDEO HABER
Haber Ara