AK Parti'nin önergesi kabul edildi
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında adı geçen 4 eski bakanla ilgili önergeler, Meclis’te ele alınıyor. AK Parti'nin eski bakanlarla ilgili tek bir komisyon kurulması önergesi kabul edildi. CHP'nin Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar hakkında verdiği önergeler ise reddedildi, görüşmeler devam ediyor.
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-05-06 05:29:48
Ajanslarda yer alan habere göre; 17 Aralık’ta başlatılan yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında 4 eski bakanla ilgili hazırlanan önergeler, TBMM Genel Kurulu’na görüşülüyor.
AK Parti'nin; eski bakanlar Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar'la ilgili tek bir Meclis Soruşturma Komisyonu kurulmasına ilişkin önergesi, Meclis Genel Kurulu'nda oylandı.
Önerge, yapılan gizli oylamada 9 ret oyuna karşılık 453 kabul oyuyla kabul edildi. 6 millletvekili çekimser, 1 vekil de boş oy kullandı.
Önerge ile 15 kişilik bir komisyonu kurulacak. Soruşturma komisyonu çalışmalarını gizli yapacak, kamu ve özel kuruluşlardan bilgi ve belge isteyebilecek. Gerekli görülürse belgelere el konulacak. Ayrıca, bakanlar kurulu üyelerini, diğer ilgilileri, tanık ve bilirkişileri dinleyebilecek. Komisyon, adli mercilerden de yardım alabilecek.
İlgili bakanların savunmasını da alacak olan soruşturma komisyonu, hazırlayacağı raporu, Meclis Başkanlığı'na sunacak. Başkanlık raporu hakkında soruşturma açılması istenen bakanlar ile milletvekillerine gönderecek.
10 gün içinde raporla ilgili görüşmeler tamamlanacak ve komisyon raporu gizli oyla karara bağlanacak.
Eğer Meclis Genel Kurulu bakanlar hakkında Yüce Divan kararı alırsa, dosya en geç 7 gün içinde Anayasa Mahkemesi'ne gönderilecek.
Meclis Genel Kurulu'nda şu sıralar, CHP'nin söz konusu bakanlar hakkında ayrı ayrı hazırlanan önergelerin görüşmeleri yapılıyor.
İDDİALARA YANIT
Oylama öncesinde eski bakanlar Meclis kürsüsünde haklarındaki iddiaları yanıtladı. Görüşmeler kapsamında, soruşturmada adı geçen eski bakanlardan ilk olarak Zafer Çağlayan, kürsüye çıktı.
Konuşmasına başlamadan önce 10 dakikalık konuşma süresinin kendisine yetmeyeceğini söyleyen Çağlayan, Meclis başkanvekili Meral Akşener'den ek süre istedi.
Akşener'in talebe olumsuz yanıt vermesine AK Parti sıralarından itiraz geldi. CHP ve MHP gruplarının da katıldığı tartışmanın büyümesi üzerine Akşener oturuma ara verdi.
ÇAĞLAYAN: BU SUÇU KABUL EDİYORUM!
Verilen aranın ardından kürsüye çıkan Çağlayan özetle şunları kaydetti:
"Her türlü iftira, yalan, illegal deliller, hukuksuz dinlemeler ve montajlar karşımıza çıkartıldı. Sizlerin de yakından takip ettiği gibi ben ülkemizin ticaretine, ihracatına, istihdamına katkı yapan her iş adamıyla ilgilenmiş, sorunlarıyla hemhal olmuşumdur. Ben bu iddiayı aynen kabul ediyorum ve bir itirafta daha bulunuyorum; Sanayi Odası Başkanı olduğum dönemde de bakan olduğum dönemde de hatta istifam sonrası milletvekili olduğum bu dönemde de kendim de çalışma arkadaşlarım da bu ülkede çivi çakan, taş üstüne taş koyan, Türkiye'nin ihracatına katkısı olan ve olacak tüm iş adamlarımızın emrine kendimi amade ettim ve etmeye de devam edeceğim. Bu suçsa, bu suçu 20 yıldır işlediğimi itiraf ediyor ve bu suçu kabul ediyorum.
İş adamı Rıza Sarraf'tan aldığım iddia edilen saat tarafımca alınmış, bedeli tarafımca ödenmiş ve mal beyanına da girmiştir. Defalarca hac, umre ziyareti yaptım. Söz konusu ziyareti de bir acenta üzerinden gerçekleştirdim. Bu ziyaretin bedelinin tarafımca ödendiğini, işte belgelerle size burada gösteriyorum. Bu bir itibarsızlaştırma operasyonudur. Hac ve umre gibi mukaddes görevlerin böyle asılsız iddialara malzeme yapılması inciticidir."
Gana’dan geldiği iddia edilen uçaktaki 1,5 ton altınla ilgili şahsımla ilgili adli operasyonu engellediğim iddia edildi. Gana’dan gelen uçak gerekli belgeleri sunamadığı içi işlem yapılmıştır. Daha sonra belgeler tamamlanmış ve uçak Dubai'ye gitmiştir. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı kovuşturmaya yer olmadığına hükmetmiştir. Ortaya atılan iddiaların hepsi yalandır, dolandır, iftiradır. Bu operasyonda amaç, Tayyip Erdoğan ve ailesi; araç, Zafer Çağlayan ve ailesi olmuştur."
BAĞIŞ: KÜLLİYEN YALAN
Çağlayan'ın ardından kürsüye gelen eski AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da üzerine atılı suçları reddetti.
"Bugün böylesine çirkin iftiraların hedefi olmak son derece yaralayıcı" diyen Bağış, özetle şu ifadeleri kullandı:
"17 Aralık'tan bu yana, kendi emellerine ulaşmak için her yolu mübah gören gözü dönmüş bir örgütün sistematik itibarsızlaştırma kampanyasına maruz bırakıldık. Şahsımıza, ailemize, partimize, itibarımıza, önceden planlandığı çok açık olan bir linç kampanyası başlatıldı. Hukukun en temel ilkeleri, masumiyet karinesi ayaklar altına alındı. Tehditle, şantajla bizi susturamayanlar, 17 ve 25 Aralık darbe girişimiyle bu sefer aslı astarı olmayan çirkin iftiralarla hakkımızda siyasi darağaçları hazırlamaya kalktı.
İddiaların gündeme gelmesinden sonra Meclis'in huzuruna çıkıp, alnımızın ak, başımızın dik olduğunu vurgulamıştık. Aradan geçen sürede herkes konuştu, biz sustuk. Bugün yine buradayız. Yine, yüce Meclis çatısı altında milletin kürsüsündeyiz, artık susmayacağız, yutkunmayacağız.
Asla hukuk nezdinde hesaplaşmaktan çekinmiyoruz. Hiçbir zaman dokunulmazlığımızın arkasına saklanacak tıynette olmadık. Dün bize ilticacı yaftasını yapıştırmaya kalkanlar, montaj ses kaydıyla imanımızı sorgulamaya kalktılar. Paralel yapının daha önce dinleyip havuzunda tuttuğu anlaşılan, yirmi yıllık bir arkadaşımla telefon görüşmemi arşivden çıkarıp kestiler, biçtiler, montajladılar, amaçlarına göre makyajladılar ve bu montaj üzerinden benim imanımı sorgulatmaya kalktılar. O kayıt aleni bir montajdır. Hamdolsun, hayatım boyunca ne şahsımın ne ailemin ne partimin ne de bana güvenenlerin başını öne eğdirecek hiçbir şey yapmadım. 17 Aralık soruşturmasında şahsımın bir iş adamından 3 kez rüşvet aldığı iddiası külliyen yalandır, iftiradır, alçakça, şerefsizce kurgulanmış bir iftiradan başka bir şey değildir.
İşadamı Rıza Sarraf'ı 5 yıldır tanırım. Rıza Sarraf'tan 3 kez, toplamda 1,5 milyon dolar rüşvet aldığım iddia edildi. İddia 1: Rıza Sarraf'ın babasına İtalyan vizesi başvurusuna yardımcı olmak karşılığında 500 bin dolar. Evet, Rıza Sarraf'ın babası için bir vize yardım talebi aldım ama vizeye başvurmadılar bile. Alınmamış bir vize için yardımcı olduğum iddiasıyla 500 bin dolar aldığımı iddia ettiler. Gelelim ikinci iddiaya: Adı geçen şahsın otel projesine aracılık yaptığım ve bunun için de bir 500 bin dolar daha aldığım iddia edildi. Türkiye'de herhangi bir ilçe belediyesinin, herhangi bir büyükşehir belediyesinin, herhangi bir bakanlığın, Turizm Bakanlığı'nın ya da bir başka kuruluşun, tek bir yetkilisi, bürokratı çıkıp 'Egemen Bağış bu otelle ilgili bizi aramıştır' diyemez çünkü aramadım, sadece hayırlı olsun dedim. Gelelim üçüncü iddiaya: Aynı şahsın, Rıza Sarraf'ın aleyhinde yapılacak bir haberi engellediğim için de 500 bin dolar aldığım iddia edildi. Rıza Sarraf beni telefonla aradı, ve dedi ki: "Bir gazeteden beni arıyorlar (1 milyon dolar vermezsen senin aleyhine haber yapacağız) diyorlar. Ben bu şikayetimi kime aktarmalıyım Bana yardım edin Sayın Bakan.' Ben dedim ki benim partimin medyadan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik Bey var, ona bu şikayetinizi aktarırım. Ve o gazetecilerin önünde Sayın Hüseyin Çelik'e, 'Böyle böyle bir iddia, böyle bir şantaj durumu var, bu konuda takdir sizindir' dedim.
CHP'Lİ VEKİLLERDEN PROTESTO
Egemen Bağış'ın konuşmasını yaptığı sırada CHP'li vekiller sırtını dönerek protesto etti.
GÜLER: VEREMEYECEĞİM HESAP YOK
Eski İçişleri eski Bakanı, Muammer Güler, de savunmasında operasyonun birçok hukuksuzluk, yetki aşımı, ilgili kanun hükümlerine açıkça aykırılık ve özellikle de usul hükümleri ile bağdaşmayan yanlışlıkları içerdiğini söyledi.
Önceden kurgulanan senaryonun sahneye konulduğunu ifade eden Güler, şu ifadeleri kullandı:
"Operasyondan önce bütün gizlilik kurallarının çiğnendi. Montajlı ses kayıtları servis edilerek evrensel nitelikteki masumiyet karinesi yok sayılmıştır. Yetkili ve görevli makamlardan gizlenmiş bir psikolojik harekat, itibarsızlaştırma ve hedefi belli bir algı operasyonudur. Soruşturmanın belli bir süre bekletilmesi de manidardır. Kanuna açıkça aykırı bir biçimde aylarca yürütülen ve bakanların şüpheli olarak addedildikleri bu soruşturmadan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'nın bilgisi yoktur. Oğlumun ve diğer şüphelilerinin ifadesi dahi alınmadan, mali şube müdürü, görevden ayrılanlar, 18 Aralık tarihinde yani gözaltından bir gün sonra, tam 309 sayfalık fezleke niteliğindeki bir dosya hazırlanıyor, yeni gelenlere imzalatılmak isteniyor, imzaladıkları zaman da götürülüp, 18 Aralık tarihi itibariyle savcılığa teslim ediliyor.
Bu görevliler, kendilerini cumhuriyet savcısı, hakim hatta TBMM Soruşturma Komisyonu yerine koyarak dosyada yer alan, içeriği kuşkulu, somut olay ve bulgularla örtüşmeyen beyan ve bulguları kendilerine göre yorumlayarak kesin bir biçimde suç nitelemesi yapmışlardır. Bu nitelemeyi ancak TBMM Soruşturma Komisyonu yapabilir ve yüce Genel Kurul'un kararı ile bu kesinleşir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Çolakkadı ile kendi telefonumdan yaptığım görüşme dahi basına sızdırılmıştır. Bir bakanın ve Cumhuriyet Başsavcının telefonunu kim, hangi yetkilerle dinleyebilir ve hangi yetki ile basına sızdırabilir? Bu soruşturmada bir bakan şüpheli olarak addedilmiş ve hakkında 8.5 ay soruşturma yapılmıştır. Bir bakan şüpheli olarak addedilemez ve hakkında savcı soruşturma yapmaya yetkili değildir.
Makul şüpheyi öğrenen savcı derhal dosyayı ayıracak, Cumhuriyet Başsavcısına bilgi verecek, TBMM Başkanlığı'na gönderecek. 3628 sayılı Kanunun 8. ve 17. ve 19. maddeleri, 'özel soruşturmaya tabi olan kişiler hakkındaki hükümler saklıdır' diyor. Peki savcı ne yapacak ne yapacak burada Makul şüpheyi öğrendiği zaman dosyayı ayıracak, TBMM'ne bildirecek. Artı 'amirine bilgi verecek' diyor. Bakanın amiri kimdir Bakanın amiri Başbakandır. Niçin bilgi vermemiştir Bir savcının bunu bilmemesi mümkün müdür? Veremeyeceğim hiç bir hesap yoktur
BAYRAKTAR KONUŞMADI
Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ise kendi isteğiyle konuşmadı.
CHP'NİN ÖNERGELERİ GÖRÜŞÜLÜYOR
AK Parti'nin kabul edilen ve söz konusu bakanlar hakkında tek bir Meclis komisyonu açılmasını öngören teklifinden sonra CHP'nin verdiği önergelerin görüşülmesine başlandı.
İlk olarak Zafer Çağlayan hakkında verilen önerge görüşüldü. Çağlayan hakkında Meclis soruşturması açılması önergesi, 174 kabul oyuna karşı 274 oyla reddedildi.
Çağlayan, kürsüde konuşmasını yaptığı sırada fotoğrafın çeken CHP Çorum Milletvekili Tufan Köse'ye tepki gösterdi. AK Partili vekillerin Köse'nin üzerine yürümesiyle Meclis'te tansiyon yükseldi.
Ardından CHP'nin Egemen Bağış hakkında verdiği önergenin görüşmelerine geçildi. Bağış hakkında Meclis soruşturması açılması önergeside 170 kabul oyuna karşı 267 oyla reddedildi.
Daha sonra, Erdoğan Bayraktar hakkında ayrıca bir Meclis soruşturması açılması önergesinin görüşmelerine geçildi. Bayraktar, önerge üzerine konuşma hakkını kullanmazken, konuşmaların ardından yapılan gizli oylamada, önerge 151 kabul, 2 boş, 2 geçersiz, 2 çekimser oya karşılık 264 oyla reddedildi.
Genel Kurul'da, daha sonra CHP'nin, eski İçişleri Bakanı ve AK Parti Mardin Milletvekili Muammer Güler hakkında verdiği soruşturma önergesinin görüşmelerine geçildi.
TELEVİZYON TARTIŞMASI
Görüşmeler sırasında gün boyu gerginlik yaşandı. CHP, MHP ve HDP Grup Başkanvekilleri, görüşmelerin Meclis TV’den canlı yayınlanmasını istedi.
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, görüşmelerin Meclis’in internet sitesi üzerinden de izlenemediği için, bu sorun giderilene kadar görüşmelere ara verilmesini istedi.
TRT’yi eleştiren MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da, "Milletin Meclisinde yapılan görüşmelerin yayınlanmasını TRT engelliyor. Meclis'i bürokratik oligarşi mi yönetiyor? Atanmışlar seçilmişlerin üzerinde mi?" diye konuştu.
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken de görüşmelerin televizyondan yayınlanması için başvuruda bulunduklarını ifade ederek, "AKP, bu tartışmalardan halkımızı soyutlamak istiyor" dedi.
Söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ise fezlekelerin milletten kaçırılmadığını savundu.
"Kimse kimseden bir şey saklamıyor" diyen Canikli, "Fezlekelerin gizlendiği iddiaları gerçeği yansıtmıyor, bütün dünyaya sayfa sayfa servis edildi" diye konuştu.
Canikli'nin konuşması üzerine MHP’li Ortay Vural, görüşmelerin yarın yapılması teklifini getirdi.
AKŞENER: YETKİM YOK
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, cep telefonuyla Başkanlık Divanı önüne gelerek, TBMM Başkanvekili Meral Akşener'e internetten yayın olmadığına ilişkin cep telefonundan görüntüler gösterdi.
Meral Akşener de konuyu teknik personele ilettiğini, internette yayınla ilgili takibi yapacağını söyleyerek, "Ancak benim resen 'açın televizyonu' deme hakkım yok" dedi.
Akşener, internet yayınında sıkıntı olduğu yönündeki ısrarlar üzerine “Elektronik mühendisi değilim, sıkı takip ediyorum. Cep telefonlarındaki durumu rahatlatmak için Telekom ile görüştüklerini söylediler. Yetkim yok, TRT'ye açın demeye..." dedi.
ÇİÇEK'E BAŞVURDULAR
Üç partinin grup başkanvekili, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in yanına giderek, görüşmelerin televizyondan yayınlanmasını talep etti.
Cemil Çiçek ise konuyu TRT Genel Müdürü ile görüşeceklerini ifade etti.
KÜRSÜYE POŞUYLA ÇIKTI
Önergelerin görüşülmesinden önce bazı milletvekilleri gündemdışı söz alarak konuşma yaptı.
Kürsüye poşu ile çıkan CHP Milletvekili Süleyman Çelebi, 1 Mayıs'ta Taksim'e izin verilmemesini eleştirdi.
CHP Milletvekili Süleyman Çelebi, 1 Mayıs olayları ile ilgili gündemdışı konuşmasında kürsüye poşu takarak çıktı.
1 Mayıs'ın yasaklandığı iki yerin Kamboçya ve Taksim Meydanı olduğunu ifade eden Çelebi, şöyle konuştu: "Çanakkale'de Anzaklar anıldığında, bundan sonra onları Avustralya'ya mı göndereceksiniz Onlar da şehitleri için Çanakkale'ye geliyorlar. İşçiler de en temel hakkını kullanıyor. Başbakan ve iktidar, yasa ve AİHM kararını tanımıyor. Faşist yaklaşımla, bu bayramı bize zehir ettiniz. İktidar, bu bayramı işçilere müdahale günü olarak bu noktaya taşımıştır."
İLK ERDOĞAN BAYRAKTAR GELDİ
Soruşturmada adı geçen eski bakan Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Erdoğan Bayraktar ve Egemen Bağış da TBMM'ye geldi.
Genel Kurul'a gelen ilk eski bakan ise Erdoğan Bayraktar oldu. Bayraktar, bir süre Bakan Veysel Eroğlu'yla sohbet etti. Muammer Güler de görüşmelere katıldı.
Önergelerin görüşmesini izlemek üzere CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Genel Kurul'a geldi.
YAYINDA KESİNTİ
Bu arada, önerge görüşmeleri TBMM'nin internet sitesinden canlı olarak yayınlanıyor. Ancak yayında zaman zaman aksaklık yaşanıyor.
CHP'Lİ VEKİL CANLI YAYINDA
Öte yandan, CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, elindeki tabletten görüşmeleri canlı yayınlıyor.
Bağımsız medya görevi yaptığını vurgulayan Melda Onur, "Bu kadar önemli bir oturumu vatandaştan saklamak doğru değil. Bizi farklı yollara yöneltmelerinin hiçbir manası yok" diye konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara