Normal suçlular yanında kendilerine muhalif rakip gördükleri kişileri tutukluyorlardı. Bunu yapmak için sahte ihbar dilekçesi hazırlıyorlardı. Çoğu dosyadaki isim hayalidir. Bunlar suç örgütü kurmuştur diye iddiada bulunuyorlardı. Üzerine bir üst yazı ekleyip dinleme talep ediyor mahkemeden karar alınıyordu.
Dağdaki teröristten tehlikeli
Bana komplo yapıldığı zaman mahalli basında demeç vermiştim 'devlet bana komplo yaptı' diye. Paralel devleti dile getiren ilk kişilerden biriyim. 2009'da bunu söyledim. Önüme dosyalar getiriliyordu, delil olmadan tutuklama istiyorlardı. Ben hukuki delil istiyordum, ya da tutuklanan kişilerin bırakılmamasını istiyorlardı. Ben de değerlendirmeye alacağımı söyleyip savuşturuyordum. Adliyede paralel yapı var. Emniyet hakim ve savcılara araba tahsis ediyor, yemeğe götürüyordu.
O emniyet müdürü İstanbul'da
17 ve 25 Aralık darbe teşebbüsü görünce bana yapılanların aynısı olduğunu anladım. Bunların hiç taktik değiştirmediğini gördüm. Benim olayımda ne rüşvet veren ne de bir vatandaş var. Paralel yapının elemanları kendi taleplerini kabul etmediğim için devletin parasını bankadan Ziraat Bankası'ndan çekip bir avukata verip güya bana rüşvet olarak verilecek diye beni tutukladılar. 3 yıl görüldü dava, ihbarı yapan müştekinin kim olduğu bile ortaya çıkmadı. Sonra beni itibarsızlaştırmak için yalan haberler servis ettiler. Eskort kızlarla tatile gittiğim konusunda yalanlar ortaya atıldı.
Eşim iftiralar yüzünden kanser tedavisi gördü Kendi kendimi dinletme emrini verdiğimi yazdılar. Benim dinleme emri çıkarma yetkim bile yoktu. Bunlar dağdaki teröristten daha tehlikeli. Çünkü paralarını devletten alıyor. Hükümeti darbeye teşebbüs basit bir suç değil. Darbe en ağır cezayı gerektirir. Beni safdışı bıraktıran isimler tek tek ödül aldı. O dönem (2009) İzmir'deki atamalara dikkat edilsin. Hangi emniyet müdürü İstanbul'a atandı. Hangi hakim ve savcılar, Yargıtay'a gönderildi? Bunların hepsi birer ödüldü.
Herkes korkmadan konuşsun
Bu açıklamaları önceki akşam Yaz Boz'a yaptıktan sonra çok fazla tebrik telefonu ve mesajı aldım. Emniyetten ve yargıdan bir çok arkadaş kendilerinin de ellerindeki belgeleri Ankara'ya götürerek paralel yapıyı deşifre edeceklerini söyledi. Ama bazıları ise 'Ya başına bir şey gelirsen, neden öyle konuştun? Seni bitirirler, canını okurlar" diye kaygılarını dile getirdi. Beni artık idam edecek halleri yok. En fazla hapse atabilirler. Ondan da geçtik zaten. Artık paralel devletin devri kapandı. Herkes cesur olsun. Türkiye'nin önündeki en büyük engel paralel yapıdır. Onu ortadan kaldırmak için herkesin cesur davranıp ellerindeki belge ve delilleri paylaşması gerekiyor. Paralel yapı ancak bu şekilde hukuki bir dayanak ile yok edilebilir.
TAKVİM