İşte 26 yıllık savcı Mehmet Demir'in 'SEHVEN ÇAĞRILMIŞTIR' başlıklı o yazısı:
"Birkaç gündür medyada sayın kılıçdaroğlu nun ifade için çağrılması gündeme oturdu.
Birçok açıklama yapıldı,benim ağzımdan da bir kısım açıklamalar yayınlandı.
Ben hiçbir gazeteciye özel olarak açıklama yapmadım. Birkaç gazeteci beni telefonla aradı bir tanıdık gibi olayla ilgili birşeyler sordu.Bunu bir röportaj gibi kaydettiklerini veya not ettiklerini söylemediler.Hatta söylemediğim sözleride ilave etmişler.
Bu nedenle daha önceleri yaptığım gibi olayı ve düşüncelerimi yine bu sitede meslektaşlarımla paylaşmaya karar verdim.
Olayın aslı şu;
Bilal erdoğan,kemal kılıçdaroğlunu hakaret ettiğinden bahisle şikayet etmiş.Bu dilekçe müracaat savcılığına verilmiş.Uyapa kemal kılıçdaroğlu şüpheli olarak kaydedilmiş.Suç hakaret olduğu ve uzlaşmaya tabi görüldüğü için ocak 2014 itibariyle Uzlaştırma Bürosuna tevzi edilmiş.Dosya benden önce başka bir savcı arkadaşa tevzi edilmiş.Daha sonra 30 Ocak 2014 itibariyle yeni işbölümü yapıldı ve ben uzlaştırma büroda görevlendirildim.Bu görevlendirme ile birlikte bana bu büroda önceden görevli olan ve son işbölümü ile başka büroda görevlendiren iki savcıya ait 1700 dosya tevdi edildi. Ben son ikibuçuk ayda bütün bu doyaları tektek okudum gereğini yaptım ve şu an dosya sayısını 650 ye düşürdüm.İşte bu yoğunluk içinde diğer dosyslarda olduğu gibi bu dosyaya da ''şüpheli ve Şikayetçi davet'' yazarak kaleme vermişim.Çıkan davetiyeleride elektronik imza ile imzalamışım.
Bu olayda sehven olan konu sayın kılıçdaroğlunun milletvekili sıfatının gözden kaçmasıdır.Kaldıki bu husus davetiyenin Ankaraya gönderilmesindende bellidir.Eger bilerek olsa Ankaraya talimat yazmak gerekirdi.
Sehven olan bir şeyin başka nasıl bir açıklaması olur bilmiyorum. Davete muhatap olanlar tarafından konu fazlasıyla abartılıp kabartıldı. Sehven de olsa bir davetiye gelmiş,gelinmez biter gider.Zorla getirme çıkarmamışız,yakalama çıkarmamışız,sorgulama yapmamışız,olmayan bir suçu biz isnat etmemişiz.Yani abartılacak hiçbir şey yok ortada. Sehven gönderilen şey dahi sonuçta bir davetiyedir. Bundan bu kadar bir sonuç çıkarmanın hiçbir gereği yoktu.
.... "