Aziz Yıldırım: Bana Ersun'u ver

Milliyet'te yer alan habere göre; Sivasspor maçı sonrası puan farkı 4’e inince Başkan Aziz Yıldırım “şampiyonluk gidiyor” diye paniğe kapıldı. Her ne kadar maça ciddi hakem hatası damga vurmuş olsa da fatura Teknik Direktör Ersun Yanal’a da kesilmişti. Başkan dönüş yolunda ve devamında teknik heyete ve futbolculara çok yüklendi. Özellikle Yanal’a. Hatta, deneyimli hocayı teknik ve taktik konusunda yanlışlar yaptığı gerekçesiyle ağır bir dille eleştirdi. Yanal için o tarihte bu iş bitmişti. İstifa etmeyi de düşündü ama sonra vazgeçirdiler.

Sezon sonu şampiyon yapıp takımı bırakacaktı. Planı buydu. Bu olayların ardından gelen 2-1’lik Kasımpaşa galibiyeti biraz olsun rahatlattı herkesi. Ama Elazığ maçından sonra yine kriz baş gösterdi.

NEDEN SUSUYORSUN

Kritik karşılaşma 1-1 sonuçlandı. Hakem Hüseyin Göçek, Cristian’ı kırmızı kartla oyun dışına göndermişti. Karşılaşmanın ardından Ersun Yanal’ın açıklamalarını televizyondan izleyen Başkan Aziz Yıldırım çılgına döndü. Hemen telefona sarıldı. İdari Menajer Hasan Çetinkaya’yı aradı. Kendisinden Ersun Yanal’ı telefona vermesini istedi. Çok sert ifadelerle Yanal’a neden hakemle ilgili tek kelime konuşmadığını sordu.

Ersun Hoca, maçın ardından hakemle ilgili konuşmayarak, futbolun içinde kalmak istediğini belirtmişti. Başkan, puan kaybını hakeme bağlarken teknik direktörünün aynı paralelde düşünmemesine çok kızmıştı.

‘Konuş hoca konuş” diyordu. Ama Ersun Yanal, bu duruşundan hiçbir zaman geri adım atmadı. Yıldırım’dan ağır sözler duysa da yine de hakemlerle ilgili prensibinden çok fazla ödün vermedi. Bu yaşanan ikinci kriz oldu. Başkan ve Yanal arasında köprüler atılmıştı.

HAPİS YATTIM
Yıldırım bir sonraki hafta oynanacak olan Gençlerbirliği maçı öncesi tüm takımı ve teknik heyeti Faruk Ilgaz Tesisleri’nde topladı. Yemek dediğime bakmayın, kimse başkandan o ağır lafları duyduktan sonra tabağına dokunamadı. Yıldırım daha tesise girerken bağırıp çağırıyordu. Ardından yemek salonuna geçildi. Ersun Yanal, bir yanında yöneticiler diğer yanındaydı. Futbolcular ise karşısında. Başkan söze birden girdi, “Ben bu takım için hapis yattım” diyerek. Ve devam etti;

“Kardeşimle küstüm, konuşmuyorum. Siz ne yapıyorsunuz. 10 puanlık farkı nerelere getirdiniz. Böyle oynayacaksanız gidin amatör’de oynayın...” Yanındaki Yanal’a bu sefer tek kelime etmedi. Ama aslında bu sözlerin büyük bölümü de onaydı. Salon buz kesti. Yıldırım’ın sesi yankılanıyordu tüm salonda. Durmadı... “İnsanlar dışarıda aç geziyor, biz paralarınızı günü gününe ödüyoruz. Başkan futboldan anlamaz annetmeyin. Çok iyi anlarım. Bugün yenen moral değil uyarı yemeğidir” diyerek artık sabrının kalmadığını ifade etti. Ama burada Yanal’ın çıkıp tek kelime etmemesi de onun eksi hanesine yazılıyordu.

Salih’i oynat hoca

Ersun Yanal’ın sakatlıklarla ilgili şanssızlığı sadece forvet hattında olmadı. Yobo’nun takımdan ayrılmasını ısrarla istemeyen Yanal’ın korktuğu başına gelmişti. Nijeryalı, yönetimden izin alarak İngiltere’nin yolunu tuttuktan sonra, Alves’in de sakatlanmasıyla defansta büyük sıkıntı yaşanmıştı. Başkan Aziz Yıldırım’ın Salih’e karşı özel bir ilgisi vardı. Hep büyük, hazır yıldızlar almış bir yönetici olarak artık genç bir ismin de çıkıp takımı sırtlamasını istiyordu. Bunu için Salih’ten çok umutluydu. Kocaman döneminde birçok maçta takımı da kurtarmıştı. Ama Ersun Yanal, Salih’i hazır görmüyordu. Fizik olarak eksiği vardı. Ayrıca bu sezon böyle bir riski alamazdı. Hem kulüp için şampiyonluğun önemi büyüktü, hem de tek yıl kontratla gelmiş bir teknik adam için fazlaca lükstü. O yüzden Başkan’ın “Salih’i oynat” taleplerini Yanal pek hayata geçirmedi.