Yaklaşık 13 yıl önce İstanbul Eyüp Mezarlığı'nda bıçaklanarak öldürülen işadamı Üzeyir Garih cinayetiyle ilgili ilginç gelişmeler yaşandığı ortaya atıldı. Akşam'dan Seda Kılıç'ın haberine göre, cinayetin hemen ardından yakalanan asker kaçağı zanlı Yener Yermez, işadamını öldürdüğünü itiraf etti. Yermez'in cezaevine girişinin ardından sürekli cinayetin "adli bir vaka olmadığı" ifade edildi. 2008 yılında ise Ergenekon davası sanıklarından İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit Sayın'a ait bazı adreslerde yapılan aramada Garih cinayetine ilişkin belgelerin yanı sıra kan örnekleri, DNA testleri ve otopsi raporu gibi dokümanlar ele geçirildi.
TORUNUNU KELEPÇELEDİLER
Bu sırada Garih'in yakın arkadaşlarından Doğan Kasadolu, Ergenekon soruşturması savcılarına bir dilekçe sunarak cinayetin arkasındaki bağlantıların ortaya çıkarılması talebinde bulundu. Bunun üzerine, dönemin Ergenekon savcısı Zekeriya Öz, Garih cinayetiyle ilgili inceleme başlattı. Kasadolu'nun ifadesinin en dikkat çekici bölümü şuydu: "Üzeyir Garih öldürüldükten sonra da ailesiyle dostluğum devam etti. Alarko Holding'e gidip geliyordum. Tahminimce 2001-2003 yılları arasında Garih'in kızı Dalya'nın eşi Doron Herzigoviç bana şirket binasında Üzeyir Garih'in öldürülmesini ailesinin haber almasının hemen sonrasında kendilerini polis olarak tanıtan sivil giyimli birkaç kişiden oluşan bir ekibin evlerine gelerek Garih'in torunu kendisinin oğlu olan Tal Herzigoviç'e kelepçe takıp arabayla götürdüklerini, daha sonra aileye bir telefon açılarak 'aile tarafından cinayetin üstüne gidilirse Tal Herzigoviç'e yıkılacağının söylendiğini' anlattı."
ASTSUBAYLARIN İFADESİ KAYIP
Kasadolu, şöyle ilginç bir iddiada daha bulundu: "Cinayeti soruşturan Eyüp Savcısı'nın katibi Metin isimli şahıs bana soruşturma kapsamında savcıyla birlikte Hasdal Kışlası'na giderek 4-5 er ile Yener Yermez'in telefonunu alıp evine götüren astsubayın ifadesini aldıklarını, daha sonra da Balmumcu'daki Merkez Komutanlığı'na giderek 4-5 astsubayın daha ifadesinin alındığını söyledi. Ancak dosyada bu ifadelerin hiçbiri yoktu."
DOSYAM BİLE KAYBOLDU
İfade verdikten sonra olayın gidişatıyla ilgili bilgi almak için adliyeye gittiğinde dosyanın kaybolduğunu söyleyen Kasadolu, "Dönemin başsavcı vekili Turan Çolakkadı'nın girişimleriyle dosya bulundu. Daha sonra dosyaya Savcı Cihan Kansız atandı. O, dosyayı raftan bile indirmedi. Sonra 5. savcı Muammer Akkaş da dosyayı bir kenarda sakladı." Şimdi soruşturmaya Savcı Mesut Erdinç Bayhan'ın atandığını sözlerine ekleyen Kasadolu, "Geçen hafta yeni savcıyla görüştüm. Kendisinden önceki 5 savcının hiçbir şey yapmadığını söyledim. '2008'den beri dosyaya tek bir sayfa eklememişler. Ben inceleyeceğim. Bakırköy'den dosyayı istedim' dedi. Tek isteğim cinayetin ardındaki isimlere ulaşılması" ifadelerini kullandı.
İKİNCİ SAVCI İFADE ALDI
Zekeriya Öz, Garih cinayeti hükümlüsü Yener Yermez'in ifadesini alma planları yaparken dosya, diğer Ergenekon savcısı Fikret Seçen'e geçti. Fikret Seçen de 22 Ocak 2009'da Yener Yermez'in ifadesini aldı. Dosya daha sonra yine el değiştirdi ve diğer Ergenekon savcısı Nihat Taşkın'a devroldu. Taşkın da 20 Şubat 2009'da daha önce dilekçe sunan Kasadolu'nun tanık sıfatıyla ifadesini aldı. Kasadolu savcıya verdiği ifadede ilginç bilgiler verdi.
BARIŞ İSTEDİĞİ İÇİN ÖLDÜRÜLDÜ
AKŞAM'a da konuşan Kasadolu cinayetle ilgili suç duyurusunda bulunmasının nedenini şöyle anlattı: "Arkasındaki isimlere ulaşmak için mücadele ediyorum. Garih, Türk-Kürt kardeşliği için çalışan biriydi. 28 Şubat sürecinde ya susturuldu ya da infaz edildi. Üzeyir de bu minvalde infaz edildi."