Yeniçeri, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, çözüm sürecinde Güneydoğu Anadolu'da devletin otoritesini azaltan, örgüt otoritesini artıran gelişmelerin ciddi aşamaya geldiğini belirtti.
Terör örgütünün bölgede karakol, yol ve baraj yapılmasını istemediğini ifade eden Yeniçeri, güvenlik birimlerinin silahlı terörist gruplara müdahalesinin engellenmesinin, durumu kontrolden çıkacak noktaya getirdiğini savundu. Terör örgütünün yerel seçimden sonra terörist faaliyetlerine kaldığı yerden devam ettiğini dile getiren Yeniçeri, son günlerde yaşanan olayları örnek gösterdi.
Yeniçeri, terör örgütünün bölge insanından topladığı para makbuzları ve maddi destek isteyen mektuplarından örnekler göstererek, "Başbakan Erdoğan'ın bölgeden devleti ve orduyu çekerek, ülkeyi getirdiği yer burasıdır. Bölgede, 'ya kuzgun leşe ya devlet başa' demenin zamanı gelmiştir" diye konuştu.
Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'un Türkiye'de kuvvetler ayrılığı, Mit Yasası ve özgürlük alanının kısıtlanmasından kaygı duyduğuna ilişkin davranışını kınadığını da belirten Yeniçeri, "Hiçbir ülke, Türkiye Cumhuriyeti'nin içişlerine karışamaz. Bu ülkenin insanı kısıtlamaları, kendi iradesiyle kaldıracak durumdadır. Zaten Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Alman Cumhurbaşkanı'nın söylediklerini söylemiş. Münasebetsiz şekilde devlet yetkililerine bunları söylemeye hakkı yoktur" dedi.
Yeniçeri, Mısır'daki idam kararlarına karşı hükümetin, muhalefetin ve sivil toplumun harekete geçmesini gerektiğini de söyledi.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Yeniçeri, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na sehven gönderildiği açıklanan ifade çağrısıyla ilgili, "Her ne hikmetse bu sehven kararlar hep muhalefete geliyor" dedi. Yargının AK Parti'lileştirildiğini ve muhalefeti baskı altında tutmak amacıyla bunun yapıldığını öne süren Yeniçeri, "Bunun sehvenlikle alakası yoktur. Bu, muhalefete gözdağı verme mizansenidir" dedi.
Özcan Yeniçeri, 1 Mayıs kutlamalarına ilişkin tartışmalar konusunda da 1 Mayıs'ın emeğe uygun biçimde bayram gibi kutlanması gerektiğini dile getirdi. Hükümet ve sendikaların Taksim Meydanı ile ilgili dayatmalarının hayra alamet olmadığını ifade eden Yeniçeri, "İnsanların birbirlerine omuz verecekleri yerde TOMA'larla, biber gazlarıyla, çatışmalarla, pencere, cam, çerçeve indirilmesi kabul edilemez" diye konuştu.