Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, makamında düzenlediği basın toplantısında, CHP milletvekillerinin ve CHP'nin Ankara büyükşehir belediye başkan adayı Mansur Yavaş'ın, basın toplantıları yaparak tansiyonu yüksek tutma, taraftarlarına mesaj verme gayreti içerisinde olduklarını, insanları tahrik ettiklerini savundu.
Çankaya İlçe Seçim Kurulunun bulunduğu Necla Kızılbağ Lisesinden, bir çöp kamyonu ile içerideki bazı evrakların dışarı çıkarılmaya çalışıldığı sırada suçüstü yaptıklarını ifade eden Gökçek, buradaki amacın söz konusu evrakları çöplüğe götürdükten sonra, "çöplükte oylar, pusulalar bulundu, seçime şaibe düştü"demek olduğunu ileri sürdü.
"Twitter'da ortalık yıkılıp gidiyor. Ne oldu? 'Hile oldu, yakaladı.' O kadar üzülerek söylüyorum: terbiyesizce ve tahrik eder tarzda medya, internet siteleri ve gazeteler bunun üzerine atlıyor ki insanı tahrik etmekten başka bir şey değil" diyen Gökçek, İki gazeteyi göstererek konuya ilişkin yaptıkları haberlerden örnekler verdi. Gökçek, "Önceden hazırlanmış bu başlıklar. Ne dedim ben? Çankaya Belediyesine ait çöp arabası çöplüğe gidecek, çöplüğe gittikten sonra CHP'liler de yaygara koparacak, 'oylar çöpte' diyecek. İşte ispatı" diye konuştu.
Bir gazetenin adını vererek tirajının 300-400 bin olduğunu ifade eden Gökçek, "300-400 bin insanı tahrik etmesi önemli. O insanlara bu algıyı vermesi önemli. Bu gerçekten basın ahlakıyla bağdaşan bir olay değil. Gerçekten basın ahlaksızlığı bu" ifadesini kullandı.
Atıldığı iddia edilen tutanakların fotoğraflarının Twitter'da paylaşıldığını bildiren Gökçek, şunları kaydetti:
"CHP'liler insanların bu duygularını sömürüyor. Bizim dün akşam arkası arkasına attığımız twitler neticesinde iyice sıkıştılar. Bugünkü basın toplantısında Mansur Yavaş'a sordular, 'bu evrakların akıbeti ne oldu?' Aynen tabiri şu: 'Herkese verilen tutanaklar, herkeste var. Bizde de var, önemli değil.' Niye? Aksini söylese ispat etmesi mümkün değil. Hukukçu olduğu için gülünç duruma düşecek, hemen çark ettiler. Bunların gayesi, bunları çöpe atıp yaygara koparmaktı, muvaffak olmadılar. Bu tür çirkinliklere tevessül etmesinler. Demokrasi demek, bu demek değil. Demokrasi demek, gerçekleri söylemek demek. Hazmetmesini bileceksin."
Yine Twitter'da, "YSK Başkanı Sadi Güven'in eşi Özgür Güven'in 10 bin lira maaşla kendisinin danışmanlığını yaptığı" yönünde iddiaların yer aldığını ifade eden Gökçek, yanında oturan Özgür Güven adlı kişiyi göstererek şunları söyledi:
"Özgür Güven'in, Sadi beyin eşi olması mümkün değil. 10 bin lira maaş alıyor diyorlar, 3 bin 500 lira maaş alıyor. Yani o kadar komik. O kadar insanları küçük düşürmeye yönelik bir iftira ki haddi hesabı yok. Sırf isim benzerliğinden dolayı erkeği, bayan yapıyorlar. Sadece soy isim benzerliği. Hanımefendinin ismi de Saniye hanımmış. Yani benle belediyemizle hiçbir ilgisi yok. Yani bu CHP'liler ne yapacaklarını şaşırdılar. YSK'ya da iftira atıyorlar ve töhmet altında bırakmaya çalışıyorlar. Bunun tek kelimeyle anlatımı rezalet. CHP rezaletlerle yürümeye çalışıyor. Böyle rezaletlerle yürünmez, ayıptır, utanın bu kadar iftira etmeye. Bir YSK başkanına, büyükşehir belediye başkanına iftira atmaya çalışmayın. Hiç mi yüzünüz kızarmıyor? Hiç mi utanmıyorsunuz?"
- "Yenemeyeceksiniz inşallah"
Mansur Yavaş'ın bugünkü basın toplantısını YSK'nın yanındaki bir otelde yaptığını hatırlatan Gökçek, bunu yapmasının sebebinin, YSK'yı baskı altına almak olduğunu ileri sürdü. YSK'daki hakimlerin, yüksek hakimler olduğunu, bunlardan etkilenmeyeceğini belirten Gökçek, şunları söyledi:
"Bundan bile medet umuyor. Biz kalkıp böyle bir tesir olduğu zaman onların oraya topladığının 100 katını toplamaz mıyız? Toplayacağımızı son mitinglerde ispat etmedik mi? Hatırlayın, Tandoğan'da 15-20 bin kişiyle miting yaptılar, bizim polis rakamları içeriye giremeyenler hariç 330 bin kişiydi. 20 katını topladık biz, bütün Ankara, Türkiye gördü. İş insan toplamaya, baskı unsuru getirmeye kaldıktan sonra AK Parti bunu yapar ama AK Parti demokrasiye ve hukuka inanıyor. Hukuka ve demokrasiye inandığı için bu tür baskılardan medet ummanın yanlış olduğunu ifade ediyor. CHP ömrü boyunca, 50'li yıllardan itibaren demokrasiye hiçbir zaman inanmamış, her zaman demokrasi dışı yollardan medet ummuştur. Yine aynı şekilde bekliyor. Sırtını istediğin kadar yık yere, her seferinde hile. Arkadaş 94'te yıktık, 99'da yıktık, 2004'de yıktık, 2009'da yıktık, elhamdulillah 2014'te yıktık. Yenilen pehlivan güreşe doymazmış. Tamam önümüzdeki seçim de güreşiriz Allah izin verirse. Ben olmam belki de bir arkadaşımla güreşirsiniz, yine yenemeyeceksiniz inşallah. Bunu bir kere hazmetmeyi bilmeniz lazım."
"Sandıklarda hile yapıldığını" söylemenin, "CHP'nin müşahidi, sandık kurulu üyesi ve memurlarının kafasının çalışmıyor, işlerden anlamıyor" demek olduğunu öne süren Gökçek, "Kendi insanlarına en büyük hakareti yapıyorlar. Diyorlar ki: 'Arkadaş siz bu işlerden anlamıyorsunuz, biz sandık kurullarında kesinle yokuz.' Böyle bir şeyi kabul etmek mümkün mü? Kargalar güler. Ama vatandaş işin detayını bilmediği için bir anda CHP'nin laflarına kanma durumunda oluyor" diye konuştu.
- "İptallerin AK Parti'ye ait olduğundan şüphe yok"
YSK'nın en üst merci olduğunu ve buraya "olağanüstü hallerde" itiraz edilebileceğini anlatan Gökçek, şöyle devam etti:
"Mansur Yavaş'ın yapmış olduğu itirazlara bakıyorsunuz, itirazların tamamı birleştirme tutanaklarıyla ilgili, yok mühürlü, yok mühürsüz. 'Efendim 'Gerekli ihtimam yapılmamış, gerekli hassasiyet gösterilmemiş' gibi böyle saçma sapan, 'geçerli oy, geçersiz oy' diyor. '124 bin geçersiz oy var, bu seçime tesir eder' diyor. Doğru eder de arkadaş bu oyların senin olduğunu nereden çıkarıyorsun? Kendilerinin oy olarak beni geçtiği iki ilçe var. Bir tanesi Çankaya bir tanesi Yenimahalle. Çankaya'da 15 bin, Yenimahalle'de 12 bin oy iptal edilmiş. Ne yapar 27 bin. Sadece Keçiören'de benim ileride olduğum açık ara 27 bin oy iptal edilmiş. El ele baş başa. Sincan'da benim çok açık ara olduğum bir ilçe, yüzde 13 oy iptali var. Yine çok çok açık olduğum bir ilçe Altındağ'da 9 bin küsur oy iptali var. Çubuk'ta 2 bin küsur oy iptali var. Bunları üst üste koyduğunuz zaman, açık ara olayının benim lehime olduğu ortada. Kalkıp bunun demogojisini yapmanın bir anlamı var mı? Biz bu konuda AK Parti olarak bu oyların sayılması için YSK'ya seçim günü itiraz ettik. Bizzat telefon açanlardan birisi de benim. Dedim ki: Biz endişe ediyoruz. Muhtarla aynı şekilde veriyorlar ve özellikle Yenimahalle'de yaşamış olduğumuz çok tespit var. Sandık kurulu başkanı özellikle AK Partili olduğuna inandığı kişilere, başörtülü hanımlara oy pusulalarıyla birlikte muhtar kağıdını veriyor. Birlikte uzatıyor, 'git kullan' diyor. Tabii vatandaş da ikisini aynı şeye koyuyor ve iptal oluyor. Hep böyle ve bilinçli yaptı sandık başkanlarının birçoğu bunu. Bu iptallerin büyük bir ekseriyetinin AK Parti'ye ait olduğuna şüphe yok. Ama bütün bunlara rağmen sanki kendilerinden yanaymış gibi bir hava meydana getirmek için bir gayret içine giriyorlar."
- "Amaç cumhurbaşkanlığı seçimine gölge düşürmek"
Mansur Yavaş'ın, "Anayasa Mahkemesine başvuracağız ama biliyoruz ki Anayasa Mahkemesinin iptali dahi kesinlikle seçimlerin iptali anlamına gelmez. Sadece kamuoyu, Batı bunu bilsin diye yapıyoruz. Hatta o da olmazsa İnsan Hakları Mahkemesine gideceğiz" dediğini hatırlatan Gökçek, "Burada tek amaç var yurt dışında cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir tereddüt meydana getirmek. Kardeşim, Anayasa Mahkemesine gideceğini şimdiden kararlaştırdın sen. YSK'ya yapmış olduğun müracaatların hiçbir etkisi olmayacağını peşinen kabul etmiş olmuyor musun? Niye oyalıyorsun insanları? Ayıp değil mi? Hazmetmeyi öğrenmek lazım. Bunların bütün gayesi cumhurbaşkanlığı seçimine gölge düşürmek. Diliyle söyledi, 'Cumhurbaşkanlığı seçiminde, bunlar şaibe meydana getirebilecektir, onun için bu seçimin iptal olması lazım' dedi. Yani beyefendinin seçimi iptal olmazsa şaibe var, iptal olursa sorun yok. Böyle bir saçmalık olabilir mi? "
Anayasa Mahkemesine, YSK ve YAŞ kararları ile cumhurbaşkanının kararlarına itiraz edilemeyeceğini söyleyen Gökçek, bunlardaki amacın, "sokağı diri tutmak" olduğunu savundu.
Twitter'dan algı yönetimi yapılmaya çalışıldığını ileri süren Gökçek, "Twitter Türkiye'de Melih Gökçek'ten sorulur. Bunu böyle bilmek lazım. Twitter'ın 'A' sı Melih Gökçek'tir. Twitter'dan beni takip etsinler, gerçekleri benden duysunlar. Bu işten anlamayan veya yeni girenlerin biraz beklemeleri lazım"ifadesini kullandı.
- "Bizim gönüllülerimiz olmaz mı?"
Basın açıklamasının ardından Gökçek, soruları yanıtladı.
"Mansur Yavaş, '6 bin 240 mühürsüz tutanak olduğunu' söyledi. Size böyle bir duyum geldi mi? sorusuna Gökçek, "Hayır gelmedi. Kendisi, 'ben bunların hepsini YSK'dan aldım' dedi. YSK'dan aldığı şeylerin nasıl geçersiz olduğunu söylüyor? Altında ıslak imza varsa sorun yok" yanıtını verdi.
"Mansur beyin, süreç yönetimi içinde olduğunu düşünüyor musunuz? YSK'yı etki altına almak, seçimleri iptal ettirmek... Bir de bu konuların sürekli gündemde tutulması var. Partide ciddi sıkıntılar var şu anda, bir mühendislik çalışması mı, parti içi gündemle mi ilgili" sorusunu Gökçek, şöyle yanıtladı:
"Parti içerisinde huzursuzluk olduğu kesin. Parti içindeki huzursuzluğu dengelemeye çalışıyorlar. Bundan sonrası için. Özellikle cumhurbaşkanlığı seçimi için baronların, CHP'ye ve Türkiye'de kendi taraftarlarına, hükmettiği gruplara verdiği talimatlar var. Bu talimatlarda, özellikle yurt dışında, yeni yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminin mutlaka bir şaibe iddiasıyla birleşmesi. Esas gayeleri bu. Cumhurbaşkanlığı seçimine gölge düşürmek. Ama Allah'ın izniyle bugüne kadar bütün oyunları bozulduğu gibi, cumhurbaşkanlığı seçiminde de inşallah bu bozulacak. Ve biz cumhurbaşkanımızı onlar istemese de Allah'ın izniyle AK Partili bir arkadaşımızı seçeceğiz. Bu Sayın Başbakanımız olur veya Sayın Başbakanımızın uygun göreceği başka bir arkadaş olur. Ama mutlaka ve mutlaka AK Parti'nin olacaktır."
"Mansur Yavaş, 'takip ediliyoruz' dedi. Sosyal medyada, 'Melih Gökçek, CHP'ye Kemal Kılıçdaroğlu'ndan daha hakim' gibi bir söylenti var. Sizin, CHP'nin içinde olan bitenlerden nereden haberiniz oluyor" sorusuna Gökçek, "O doğru. Mansur Yavaş'ın gönüllüleri olur da bizim gönüllülerimiz olmaz mı? Biz her gün özellikle YSK kararları çıkana kadar torbaları bekliyoruz. Çünkü bunlara itimat etmek mümkün değil. Çöplüğe gidip atarlar, attıktan sonra da yakalarlar, derler ki: 'Bunu AK Parti' yaptı. Kesinlikle derler. Bunlarda meslek haline gelmiş bu. Devamlı yaptıkları iş, onun için bizim arkadaşlarımız orada nöbetteydi. Bizim arkadaşlarımızı yakaladı kamyonu" yanıtını verdi.