Bayındır: Hz. Nuh'a iftira atıyorlar
Nuh Tufanı'nı anlatan ve yönetmenliğini Darren Aronofsky'nin yaptığı, Russell Crowe, Jennifer Connelly ve Emma Watson'nın rol aldığı 'Nuh: Büyük Tufan' adlı sinema filmi, dini kaynaklarla uyuşmadığı gerekçesiyle eleştirildi.
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-04-05 15:51:49
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır, yaptığı açıklamada, filmde Hazreti Nuh'a iftiralar olduğunu ileri sürerek, filmde Nuh'un oğlunun babasını öldürmek için yaptığı planların iftira olduğunu, hiçbir dayanağının bulunmadığını ifade etti.
Nuh peygamberin filmde, "Allah'ın isteğiyle torununu öldürmeye karar verdiği, ancak daha sonra Allah'ın isteğine karşı gelerek öldürmekten vazgeçtiği" şeklinde bir bölüm yer aldığına değinen Bayındır, şunları söyledi:
"Allah Teala bize verdiği emirlerin aynısını Nuh Aleyhisselama da vermiştir. Bizim kitabımızda adam öldürmenin üç sebebi olabilir; biri kasten adam öldüren kişinin, mahkemenin kararından sonra ölenin yakınlarının da talebiyle öldürülmesi, ikincisi terör suçu işleyip öldürme olayına karışanların öldürülmesi üçüncüsü de savaş sırasında öldürmedir. Onun dışında kimse öldürülemez. Bu sebeple Nuh Aleyhisselama Allah'ın öyle bir emir vermesi mümkün olamayacağı gibi Nuh ?Aleyhisselamın Allah'ın emrine karşı gelmesi de mümkün olmaz. Yoksa Allah ona büyük bir ceza verirdi."
Bayındır, Kur'an-ı Kerim'de tufanı anlatan ayetler olduğunu belirterek, tufan olayının filmde anlatıldığı gibi olmadığını savundu.
Filmde ayrıca Hazreti Nuh'un eşiyle ilişkisinin de uygunsuz şekilde aktarıldığına dikkati çekerek, "Sonuç olarak bu filmin gösterime girmesi doğru değildir. Çünkü Allah'ın büyük bir nebisine yapılan iftiralara bir Müslüman göz yumamaz" dedi.
"Kur'an gerçeklerine uymayan bir film"
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Faruk Harman da Kur'an-ı Kerim ve Musevilik'in kutsal kitabı Tevrat'ın tufana ilişkin bilgiler aktardığını, filmde gösterilen olayların ise iki kaynağa göre de doğru olmadığını kaydetti.
Tufanın inanmayanların cezalandırılması olduğuna işaret eden Harman, filmde gösterilenin aksine inanmayan tek bir kişinin bile gemiye binmesinin söz konusu olmadığını vurguladı.
Harman, filmde peygamberlik imajını zedeleyen unsurlar bulunduğunu da belirterek, bir Müslümanın başkasının kutsalına saygısızlık etmemesi gerektiği gibi başkasının da Müslüman'ın kutsalına saygısızlık etmemesi gerektiğini söyledi.
"Dine karşı din akımının ipuçlarını görebiliriz"
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Eldar Hasanov ise filmlerin sadece doğruları aktarma gibi bir görevi olmadığını, ancak pek çok izleyenin bu tür filmlerde izlediğini doğru olarak kabul ettiğine işaret etti.
Son zamanlarda "dine karşı din" olarak tarif edilebilecek alternatif bir inanç biçimi bulunduğunu ve filmde bunun ipuçlarının görüldüğünü ifade eden Hasanov, "Bu sadece İslamiyet'i tehdit etmiyor, diğer dinleri de tehdit ediyor. Bazı insanlar aklına yatan dini kuralları kabul ediyor, tanrısal boyutu, metafizik boyutu kabul etmiyor. Bir kısım kuralları kabul ediyor ama diğer kurallara inanmıyor. Bu filmde de dine karşı din akımının ipuçlarını görebiliriz. Çünkü bu bilgilerin hangi kaynaktan olduğunu bilmiyoruz" dedi.
AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara